Mimar ve mühendis demek; tabiata ve kâinatın kurulu düzenine müdahale demektir. Bu müdahale bilinçli, sürekli ve zorunludur ancak sınırsız değildir. O nedenle mimar ve mühendislerin sorumlulukları birçok meslekten daha fazladır. Sünnetullahın içinde kalarak hayatı, çevreyi, bütün yaratılmışların hukukunu gözeterek iş yapmak zorundadır mühendis, mimar. Hesap yapmanın ve imar etmenin bir sınırı olduğunu bilmeyen mühendisin, mimarın insanlığa yaşatacağı facia çok büyük olacaktır. Mimarlık ve mühendislik sadece hesap kitap yapmak; hacimler, ölçüler tutturmak değildir. Bütünü gören ve onun içinde kalarak hayatı kolaylaştıran bir yaklaşım içinde olmak gerekir. Mühendislik ve mimarlık fakültelerinde bu şuurun verileceği doğru müfredat ve yetkin hocalar var mı? Yoksa onlar da uzmanlaşma adına körlerin fil tarifi gibi, yakaladıkları bölümden mi sorumlu olduklarını düşünüyorlar?
Mimar ve mühendisler hayatı kolaylaştırmak adına icatlar çıkarır, yenilikler yaparlar. Yaşadığımız çağdaş dünyada mimar ve mühendislerin etkisini daha fazla hissediyoruz. İcat yaparak hayatımızı kolaylaştırdıkları kesin. Bütün bu yeniliklerin genel bir değerlendirmesini yapmak gerekiyor. Teknolojinin konuşulduğu bütün zeminlerde yeniliklerin, icatların aşırı derecede de iltifat gördüğü durumlar oluyor. Meseleye bütün boyutlarıyla değil, tek boyutla bakılıyor ve bunun arkasında da büyük bir ekonomi yatıyor. Ekonominin, kazancın birinci derecede öne çıktığı durumlarda insanlık adına şüphelenmemiz gerekir. Belki bu yeniliklerin kullanıcıları işin heyecanıyla ilk etapta durumun farkında olmayabilirler ancak duyarlı, ahlaklı mühendislerin bu konularda da kafa patlatmaları gerekir. Teknolojik yeniliklerin zararlarını telafi etmek de çok kolay olmayacaktır. Bu yüzden icatların test aşamalarında insanlığa ve insanın hayatına ne kazandırıp ne kaybettirdiğini iyi hesaplamak lazım. Bu aşamalarda sosyologların, psikologların, ilahiyatçıların fikirlerinin alındığı ortamların oluşturulması, daha mutlu ve huzurlu bir dünya için elzemdir. İlaç sanayinde reçetelere doğru kullanımın yanı sıra yan etkileri yazılıyor. Teknolojik icatların kullanım kılavuzlarına muhtemel yan etkilerinin de eklenmesi ne kadar faydalı olur.
Konuyu bilim dostu yazar Kemal Çiftçi’ye açınca o güzel bir örnek verdi: “Üç bilim adamı bilimin dünyaya etkisi konusunda tartışıyorlar. Birincisi bilim dünyayı değiştirmeli, ikincisi korumalı, üçüncüsü yorumlamalı diye kanaat belir belirtiyor.’’ Üçünün söylediği de doğru. Bu bilim adamlarından birincisi mühendis, ikincisi çevreci, üçüncüsü sosyal bilimci. Meseleye bütün açısından bakarsak daha doğru sonuçlar çıkarırız.
Bu düşünceler ülkemizin duyarlı kuruluşlarından Mimar ve Mühendisler Grubu’nun Ar-Ge İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’nin açılış programında kafamda gel-gitlere vesile oldu. 2.sinin yapıldığı zirveye katılım yüksekti. Hem sayı hem de nitelik itibariyle başarılı bir çalışma oldu. Mimar ve Mühendisler Grubu Başkanı Osman Balta, Başkan yardımcısı ve organizasyondan sorumlu Yusuf Aksu, Yakup Güler ve yönetim kurulu üyeleri başarılı bir çalışma yaptılar. Daha nice zirvelere… Bir uyarıda da bulunmak istiyorum. Şu inovasyon yerine bir Türkçe bir kelime bulunamaz mı? Başkalarının kavramlarıyla kendimiz olamıyoruz.
10.000 üyesi ve 20’den fazla şubesiyle Mimar ve Mühendisler Grubu’ndan beklentilerimizin fazla olduğunu ifade etmek istiyorum. İmar eden, ihya eden medeniyet değerleriyle donanımlı mimar ve mühendislere çok ihtiyacımız var.