Osmanlı sanatının erken ve klasik dönem üslubunu en güzel yönleriyle yansıtan, kapılarının, minarelerinin özgün yapısıyla görenleri hayran bırakan Üç Şerefeli Cami ihtişamını koruyor.
Osmanlı padişahlarından 2. Murat Han tarafından 1433-1447’de inşa ettirilen, kapılarının özgünlüğünün yanı sıra her minaresi farklı süslemelerle bezenen ve dört yönden revaklarla çevrili şadırvanlı avlusuyla dikkati çeken cami, Osmanlı mimarisinin en erken örneklerindenbiri olarak ilgi görüyor.
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Türk İslam Sanatları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülgün Yılmaz, caminin 4 yönden revaklarla çevrili şadırvan planının Mimar Sinan’ın eserlerine ilham kaynağı olduğunu belirtti.
Mimar Sinan’ın buradan aldığı ilhamla 1555’te Beşiktaş Sinan Paşa Camii’ni yaptığını anlatan Yılmaz, yaklaşık 20 yıl sonra da muhteşem kubbesinden çok etkilendiği Üç Şerefeli Camii’nin karşısına ustalık eseri Selimiye’yi inşa ettiğini söyledi.
Mimar Muslihuddin ve Şehabeddin Usta tarafından yapılan caminin Saatli Medrese, mektep, sebil, çeşme ve hazireden meydana gelen külliyenin bir parçası olduğunu ifade eden Yılmaz, yapının “Üç Şerefeli” adını güneybatı köşesindeki minaresinden aldığını dile getirdi.
Caminin köşelerinde yer alan minarelerin dördünün de farklı zamanlara ait olduğuna değinen Yılmaz, “Yapıya adını veren zigzaglı minare camiyle beraber inşa edilmiş, baklava desenli minare Peykler Medresesi’nin yapımı sırasında Fatih Sultan Mehmed döneminde yapılmış, yivli minare 1. Ahmed, burmalı minare ise 3. Mustafa zamanında eklenmiştir.” diye konuştu.