Milyonluk yürüyüş

Abone Ol

Siyonist işgal rejimi bundan tam 42 yıl önce, 30 Mart 1976’da 21 bin dönüm arazisine el konulmasını protesto için genel grev ilan eden ve sokağa çıkma yasağına uymayarak gösterileri düzenleyen Filistinlilerin üzerine ateş açtı.

O gün toprağını işgalcilere karşı savunan Filistinlilerden altısı şehit oldu ve onlarcası da yaralandı.

Filistin’de her yıl 30 Mart’ta “Toprak Günü” adıyla bir dizi etkinlik düzenlenir ve Filistin halkının toprağına bağlılığı anılır.

Bugün Filistinliler için oldukça anlamlı bir gün.

Çünkü hem Toprak Günü hem de Büyük Dönüş Yürüyüşü faaliyetlerinin başlangıcının birinci yıldönümü.

Gazze Şeridi sınırında yine bir yıl önceki gibi “milyonluk yürüyüş” düzenlenecek.

İşgal güçleri geçen yıl 30 Mart’ta Büyük Dönüş Yürüyüşü faaliyetlerinin başladığı gün katliam yapmıştı.

O günden bu yana da sınır hattı yakınlarında düzenlenen barışçıl gösterilere ateş açmaya devam etti.

Aralarında kadınların, çocukların, sağlık görevlilerinin ve gazetecilerin olduğu onlarca kişi hayatını kaybetti.

Filistin Sağlık Bakanlığı verilerine göre Büyük Dönüş Yürüyüşü gösterilerinde bugüne kadar 50’si çocuk ve 6’sı kadın 277 kişi işgal güçlerince şehit edildi.

336’sı ağır olmak üzere 30398 kişi de yaralandı.

İnşallah bugün kimsenin burnu kanamaz, yeni bir katliam yaşanmaz ve gösteriler sorunsuz bir şekilde tamamlanır.

İşgal güçlerinin barışçıl gösterilere katılan ve “yakın tehdit” oluşturmayan silahsız sivillere kasıtlı olarak ateş açtığı, İsrail askerlerinin Gazze Şeridi sınırındaki ihlallerinin “savaş suçu” ve “insanlığa karşı suçlar” boyutunda olduğu Birleşmiş Milletler 2018 Gazze Protestoları Bağımsız Soruşturma Komisyonu’nun raporuyla belgelendi.

Filistinliler milyonluk yürüyüş için hazırlık yaparken İsrail yine Gazze Şeridi sınırına asker yığdı ve keskin nişancılar yerleştirdi.

İzzeddin El-Kassam Tugayları’ndan bir yetkili de El-Cezire’ye yaptığı açıklamada, Filistin direnişinin üst düzeyde alarm durumuna geçtiğini ve savaşa hazır olduğunu söyledi.

Büyük Dönüş Yürüyüşü faaliyetleri, Gazze Şeridi’ndeki grupların büyük çoğunluğunun katılımıyla gerçekleştiriliyor.

Geçen yıl 30 Mart’ta başladığında başlıca iki hedefi vardı:

Birincisi, dünyanın dikkatini Gazze halkının yaşadığı sıkıntılara çekmek ve Gazze Şeridi’ne uygulanan ablukayı kırmak.

İkincisi, Filistinli mültecilerin zorla çıkarıldıkları evlerine ve topraklarına dönme hakkından asla vazgeçmeyeceklerini göstermek.

Sınır hattı yakınlarında düzenlenen gösteriler belli ölçüde amacına ulaşmış ve İsrail gösterilere son verilmesi şartıyla ablukayı hafifletmeyi kabul etmişti.

Katar’ın memur maaşlarının ödenmesi ve elektrik santraline yakıt alınması için tahsis ettiği fonun Gazze’ye girişine izin verilmesi o anlaşmanın ürünüydü.

Fakat İsrail her zamanki gibi verdiği sözlerden döndü ve anlaşmaya uymadı.

Bu nedenle bir süre ara verilen gösteriler yeniden alevlendi ve sınır hattında gerginlik tekrar yükseldi.

Gazze halkı sesini duyurabilmek için hayatını ortaya koyuyor.

Fakat şartlar -ne yazık ki- lehine değil.

Dünyanın dikkati haddinden fazla dağınık.

İslam ülkeleri bölük pörçük ve kendi iç sorunlarıyla boğuşmakla meşgul.

Arap rejimlerinin birçoğu Filistin davasını satıp İsrail’in dostluğunu kazanma peşinde.

Beyaz Saray’da da İsrail’den fazla İsrailci bir başkan oturuyor.

Bugün Gazze Şeridi sınırında gösteri yapacak kardeşlerimizin ve Filistin halkının Allah yardımcısı olsun.