Milli Eğitim müdürleri bu sorunun cevabını biliyor mu?
Bu pazar bir soruyla başlayalım.
Önce soruyu okuyalım ve cevaplamaya çalışalım.
Ardından ortaya çıkacak yeni soruların peşine düşelim, cevaplarının izini sürelim.
Soru şu;
“Halk ne diyorsa o doğrudur” anlayışı demokratik görünebilir ancak bu görünüm tehlikeli bir tiranlık potansiyeli taşımaktadır. Halkın genel isteği içeriği belirsiz bir kavramdır ve pekâlâ halk yöneticiler tarafından yapay bir biçimde yönlendirilebilir. Ayrıca buradan yola çıkarak güçler ayrılığı ilkesini reddetmek, yönetim güçlerinin tümünü bir grup ya da kurula teslim etmek anlamına gelir.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi dile getirilmektedir?
A-) Halk egemenliğinin gerçek amacından saptırılabilmesinin tehlikeli olacağı
B-) Yurttaşların haklarının yanı sıra bir takım ödevlerinin de bulunduğu
C-) Yöneticilerin seçimle iş başına gelmesinin önemi
D-) Yöneticilerin egemenliği kullanma hakkının sınırsız olması gerektiği
E-) İnsanın doğası gereği bencil olduğu
Cevabı bulabildiniz mi?
Bil Fen’in yan markası ve baskı tesisi Bil Net Matbaacılık’ta basılan YGS Deneme Sınavının, 2. Sınav A kitapçığı Sosyal Bilimler testinin 15. Sayfasındaki 28. soru.
Soruya yakından bakarsanız FETÖ’nün açık bir şekilde meydan okuduğunu görebilirsiniz.
Türkiye’de 50 ile dağıtılan yani satılan bu YGS Deneme Sınavlarından İl Müdürlüklerinin izin alması gerekiyor olsa da, Milli Eğitim Bakanlığı’nın haberi yok!
YGS deneme sınavları yayıncı kuruluşlar tarafından İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri’ne satılıyor.
İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri yayıncı kuruluşun deneme sınavları için istediği 500 TL’yi okul müdürlerinden alıyor.
Okullar nasıl ödüyor bu parayı?
Öğrencilerden para toplayarak.
Para toplamak bakanlıkça yasak değil mi?
Yasak.
Dahası bu deneme sınavının özel okullar için ayrı bir tarifesi var; 1.500 TL.
İl, İlçe müdürlükleri bununla da yetinmeyip Belediyelerden kitapçık için sponsor bedeli de almış.
Yayıncı kuruluş bu deneme sınavlarını şimdiye kadar birkaç ilde yaptı, bazı illerde ise önümüzdeki günlerde yapılacak.
Sınav takvimi işliyor.
Şimdi düşünelim, Nisan ayında referandum var.
İlk kez oy kullanacak ve Başkanlık sistemini oylayacak, 50 ilin bütün liselerindeki 11 ve 12. sınıf, 18 yaş grubu yüzbinlerce öğrencinin bilinçaltına demokrasi ve Tayyip Erdoğan düşmanlığını sinsice yerleştiriyorlar.
Taktik belli, FETÖ’cü taktiği.
Peki, bunun sorumlusu kim?
Taktik FETÖ’cü taktiği olunca ve iş ortaya çıktıktan sonra, kimse bu faciayı sahiplenmiyor. Yani sorumlusu yok!
BİLFEN Grubu, “Biz deneme sınav kitapçıklarının BİLNET Matbaası’nda baskısını yaptık. Konunun bizimle alakası yok” dedi ve topu taca attı.
Bu soruyu sınav kitapçığının sayfa aralarına serpiştirerek FETÖ algı operasyonunu yapan kişi bulunamıyor.
Özel firmalara hazırlattırılan deneme sınavlarını Milli Eğitim Bakanlığı’ndan habersiz satın alan İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri’nden ise hiç ses çıkmıyor.
İl ve İlçe MEB müdürleri, sınavı uygulayan okul müdürleri testlerin ve kitapların teslim alma aşamasında bir komisyon tarafından kontrol edilmesi gerektiğini umursamıyorlar.
Ama deneme sınavındaki soruda çocukların bilinçaltına seçimle iktidara gelmenin marifet olamayacağı işlenmeye çalışıldığı ortaya çıkınca herkes topu birbirine atıyor. ‘Benim haberim yok’, ben sorumlu değilim’ diyorlar.
Bu ne sorumsuzluk, bu nasıl bir ciddiyetsizlik!
Bu sınav sorusuyla alenen demokratik yöntemlerle iş başına gelmenin tehlikeli bir tiranlık potansiyeli taşıdığı belirtilip, Fuat Avni diliyle Recep Tayyip Erdoğan hedef gösteriliyor ve bu durumun ortaya çıkmasıyla herkes sağa sola kaçışıp ben yapmadım, o yaptı diyor.
Bakın buradan tekrarlıyorum:
Suçlu sadece o soruyu soru havuzundan alıp kitapçığa koyan değil.
Sürecin tamamı baştan aşağıya suç teşkil ediyor.
Soruyu yazan, firmanın bütün değerlendirme birimleri, son onayı veren editörler, sorumluluğunu üstlenemeyeceği muhtevaya logosunu koyarak basan matbaa, kendilerinden izin alınmadan deneme sınavı yaptıran bakanlık ve bakanlığın müsteşarı, izinsiz deneme sınavı yapan İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürleri, suç olmasına rağmen zorla para toplayanlar, herkes sorumlu ve herkes suçlu, her aşaması bir facia!
Yalnızım diyen Reis’in ne kadar haklı olduğunu da gösteren bir durum bu ayrıca.
Kimseye güvenemiyorsun.
Kimse işini ciddiye almıyor.
Reis yalnız çünkü nasıl bir girdaptan geçtiğimizin Reis’ten başka farkında olan yok.
Ama Reis yalnızım dese de bu millet onunla birlikte.
Bu yüzden onunkisi değerli yalnızlık!