10 gündür Türkiye her meydanda her merkezde inanılmaz bir motivasyonla vatan nöbetinde. Halk, bu rüknü farz-ı kifaye olması bakımından zaman zaman nöbet değişikliği yaparak icra ediyor.
Meydanlara zorunlu sebeplerle de olsa gidemeyen içinde bir burukluk hissiyle hareket ediyor. Oysa meydanlarda bulunma nedenimiz ile bulunuş şeklimiz her geçen gün birbirinden uzaklaşan bir muhtevada.
Meydanlarda bulunuş sebebimiz tamamen uhrevidir. Meydanlardaki uykusuzluğun nafile namaz kılarken yaşanan uykusuzluktan farksız olduğu düşünüldüğünden dolduruldu. Dolu kalması da yine bu düşünceyle kaimdir.
Dolayısıyla meydanları et yığınlarıyla doldurmanın ötesinde ruhlarımızla doldurmanın yollarına bakmalıyız. Tüm organizasyon ekiplerine bu bakımdan çok iş düşüyor. Meydanlarda uzun uzun dualar edilmeli, birlikte namazlar kılınmalı. Meydanlarda getirilen nidalar tekbirler, tevhidler, salatlar olmalı. Meydanları doldururken camileri doldurmuyor isek bugün değil belki ama bir gün -Allah(cc) muhafaza buyursun- korktuğumuz başımıza gelecektir.
Mankurtlaştırılmış ruhlar yerle yeksan olacak
Mücadele tüm sivil sahada da olabildiğince şiddetiyle devam ediyor. Toplumda yaygın bir korku mevcut. Bir anda yoğunlaşan gözaltı ve tutuklamaların sayıca fazla olması ve bunların ekseriyetinin makam bakımından da üst düzeyde bulunmuş olması halkta bir ye’s oluşturdu. “Bu adamlar her yeri kaplamış, her yerdeler ve bunlar kolay kolay temizlenemezler, temizlenseler de çok zor bu iş” gibi bir algı var maalesef.
Müslüman’ın her zaman ümitvar olması gerektiği şiarını başköşeye oturttuktan sonra olaya şöyle bakmakta fayda var. Evet bu örgüt mensupları ciddi anlamda devletin her kademesine sızmış durumdalar. Etkili noktalar da dahil minimum 30 yıllık bir projeden bahsediyoruz. Normaldir. Ama temizlenecekler. En azından örgütsel faaliyet icra edemeyecekler. Yani işlerlikleri kaybolacak ve bağlantılar koparılacaktır. Tüm hücrelerin sökülüp atılması mümkün olmayabilir. Burada önemli olan ortaokul yıllarından ele alınarak mankurtlaştırılmış ya da dünya ve ahiret tercihinde dünyayı tercih etmiş, yani ruhlarını satmış olanların temizlenmesi kesinlikle kaçınılmazdır. Diğerlerinin ise iş yapamaz hale getirilerek ehlileştirilmesi gayet mümkün olacaktır. Sabır ve dikkatle bu işin arkasında durmak toplum olarak hepimizin üzerine düşen bir ulvi görevdir…