Memur öğretmenler – Zorunlu hizmet affı meselesi

Abone Ol

Yetişmiş insan kaynağını verimli kullanmak ve en üst seviyede katma değer üretmek her sistemin öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır. Her işi yapan birey değil, bir işi çok iyi yapan bireylerin daha verimli olduğu bir insan kaynağı anlayışı kabul görmektedir. Elbette beş parmağında beş marifet olan insanlar her dönemde olacaktır ve bu insanlardan azami derecede faydalanmak gerekmektedir.

Beden gücünün daha az etkili olduğu eğitim ve branşlaşmanın daha çok etkili olduğu meslekler vardır. Herhangi bir mühendislik alanından mezun olmayan lisans mezunları, mühendis olarak kamu sektörünce de özel sektörce de görevlendirilmemektedir. Eczacılık eğitimi almayan kimya bölümü mezunları bile eczacılık mesleği ile ilişkilendirilmemektedir. Ya da eğitim fakültesi mezunlarının bankacı, gelir uzmanı, tapu kadastro teknikeri olarak ataması yapılmamaktadır.

Hal böyle iken öğretmenlik mesleği bu kuralların biraz dışında tutulmaktadır. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller, lisans mezunu tüm üniversite mezunlarını öğretmen olarak atamıştı. Yani veteriner, işletmen, ziraatçı, mühendislik eğitimi alan herkes malzemesi insan olan bir branşta yetkin kabul edilmekte ve bu insanlardan çocuklarımızı yetiştirmesi istenmekteydi.

MEMUR ÖĞRETMENLERİN TALEPLERİ

Efendim eğitim fakültesi mezunları, öğretmenlik alanında atamaları yapılmayınca KPSS ile memur olarak kamunun çeşitli kadrolarında yerleştirildi. Öğretmen yetiştiren fakültelerin ve bu fakültelere bağlı bölümlerin her yıl binlerce mezunu atama sırasına dahil olmaktadır. Bu sıra bazen on yıllar geçmesine rağmen bir türlü sona ermiyor. İnsanlar çok istekli olmasa da memurluklara başvurabiliyor.

Memur öğretmenler kavramını belki de duymadınız, “Memurdan öğretmen mi olur” diyebilirsiniz. Eğitim fakültesinin çeşitli bölümlerinden mezun olan öğretmenler farklı kurumların farklı pozisyonlarında memur olarak görev yapmaktadır. Yani devlet bu insanlara eğitim fakültelerinde, eğitimci hocaların bilgi ve birikimini aktararak öğretmenlik eğitimi verdi. Dört yıl-beş yıl pedagojik formasyon dersleri ve branşın gerektirdiği dersleri alarak öğretmenlik vasıflarını kazandılar. Şu anda öğretmenliklerini yapamıyorlar.

Memur öğretmenlerden bazıları bu konuyu bakanlık nezdinde gündeme taşıdılar. Cevaben KPSS’siz bir geçişin mümkün olmadığı yönünde cevap verilmiş. Memur öğretmenler ise dershanelerde çalışan öğretmenlerin bir kısmının KPSS puanı aranmaksızın atamalarının yapıldığı, şehit ver gazi yakınlarının KPSS puanına bakılmadan yerleştirmelerinin yapıldığı tezini dile getirmektedirler.

Bu talepler mutlaka gündeme alınmalı ve öğretmenlik eğitimi almış insanlara çocuklarımızın eğitimine katkı sağlama imkanı verilmelidir. Bu konunda farklı yöntemler de uygulanabilir. Görevde yükselme sınavına benzer bir imkân verilirse memur öğretmenler kendi alanlarına rahatça geçme imkanı bulabilirler.

ZORUNLU HİZMET AFFI BEKLEYEN ÖĞRETMENLER

Zorunlu hizmet affı bekleyen öğretmenler de taleplerini sürekli gündemde tutmaya çalışıyorlar. Her on yılda bir zorunlu hizmet affı getirilmekteydi. Aslında bir istisna olan aflar mutat hale gelince insanlarda beklenti oluşturmaktadır. Zorunlu hizmet affı talep eden öğretmenlerin sayısı oldukça fazla. Zorunlu hizmet yükümlüsü öğretmenler proje okullarını tercih edemediler. Bu konularda bakanlık bünyesinde çalışma grupları oluşturulmalı ve taleplerin karşılanıp karşılanamayacağı, ya da taleplerin ne kadarının karşılanacağı muhataplarına bildirilmeli diye düşünmekteyiz.

ALAN DEĞİŞİKLİĞİ UYGULAMASI

Alan değişikliği ile ilgili talepler alındı. Mezuniyete dayalı alan değişikliği tüm öğretmenleri kapsayacak şekilde yapılacak. Bu anlamda öğretmenlerin mezun oldukları alanda görevlerini yapmaları hem öğretmenleri hem de öğrencileri memnun edecek. Fakat eğitim camiasının ilkesel anlamda sık sık değişmeyen personel politikasına ihtiyacı bulunmaktadır. Ülkenin her noktasına eğitim hizmeti götürmek ve bu tür talepleri karşılamak arasında kalan Milli Eğitim Bakanlığı’nın işi hiç de kolay değil. Fakat aslolan tek bir çocuğun bile eğitim imkânlarından uzak kalmamasıdır. Vesselam…