Maymunlar arasında da tıpkı insanlarda olduğu gibi iktidar kavgaları yaşanıyor.
Bundan takriben on yıl evvel Darıca Boğaziçi Hayvanat Bahçesi’nde yaşanan maymunlar arası iktidar kavgası, başından sonuna kadar hem şaşırtıcı hem de zaman zaman insanoğlunun düştüğü duruma benzer nitelikte olduğu için ibretlik…
Birisi mevcut lider etrafında, diğeri isyancı lider etrafında toplanan iki grup arasında gece karanlık çöktüğünde başlayan kanlı iç savaşı isyanı başlatan taraf kazanmış ve eski liderin koltuğuna yenisi oturmuş.
İsyancı taraf, 10 yıldır iktidarda olan lideri devirmek için aniden saldırıya geçerek önce mevcut lideri ve sonrasında da liderin sağ kolu olan maymunu öldürerek başarılı bir darbe yapmışlar.
İhtilalden sonra yaptıkları ilk iş, eski liderin muhafazasındaki yemekleri ve dişi maymunları ele geçirerek kontrol altına almak olmuş.
Devrik liderin etrafındaki maymunlar yenilginin ardından köşelerine çekilmiş korku içinde akıbetlerini beklerken, zafer kazanan taraftakiler ise caka satar tavırlarla onların etrafında tur atmaya başlamışlar.
Maymunların kavgası, sebebi ve sonucu belli; daha fazla yemek ve daha fazla nefsaniyet…
Kavga yani savaş, dünyayı bütün insanlar için daha yaşanılabilir hale getirmek için etrafında kenetlenecek ulvi bir dava uğuruna olmadığı takdir de tıpkı maymunlar âleminde olduğu gibi kuru bir hırs, benlik ve yeme içme kavgası oluyor.
İnsanı maymundan ve diğer hayvanlardan ayıran yegâne fark herhâlde kendisinin olduğu kadar kardeşinin de nefsini düşünebiliyor olması.
Başkasının derdiyle dertlenebilmesi…
Yani diğerkâmlık…
Bu olmadığı zaman başkalarının topraklarına saldırmamak için bir sebep kalmaz.
Dünyanın öbür ucundan gelerek hiçbir hakkı olmayan topraklarda terör örgütleri kurarak kan dökmek ve bu yolla yer altı ve yer üstü zenginliklerini ele geçirmek yegâne gaye haline gelir.
“Güçlü olan, güçsüzün değil toprağını, canını bile alır ve kimse bir şey diyemez.”
Diyen biri çıkarsa diktatör ilan edilir, terörü desteklemekle suçlanır ve ona da hayat hakkı tanınmaz.
Dünyanın bütün mazlum halkları adına, dünyanın en faşist ve en cani devletine ‘Bu yaptığınız yanlış’ diye seslenirsiniz, siz de gücün ve güçlünün hedefi haline gelirsiniz;
“Teröristlerle aramızda durmayın. Katil sürüleriyle aramıza girmeyin. Aksi takdirde ortaya çıkabilecek istenmeyen hadiselerden biz sorumlu olmayız. Terör örgütünün üslerindeki bayraklarınızı kendiniz indirin ki, o bayrakları biz size teslim etmek zorunda kalmayalım. Teröristlerin üniformalarındaki işaretlerinizi söküp alın ki, teröristlerle birlikte olanları da toprağa gömmek mecburiyetinde biz kalmayalım.”
Ne kadar haklı da olsan, gücün yoksa sesin çıkmaz.
Çıksa da duymazlar.
Duysalar da umursamazlar.
Allah’tan başka kimse yanında olmaz.
Allah bizimleyse biz bu cendereden çıkarız.
Çünkü bizi heva ve hevesi, nefsi için kan döken maymunlardan farklı kılan bir ulvi davamız var: Nizam-ı Âlem İlayı Kelimetullah…