Aralık ayı, baş döndüren gündemiyle 2021’e damga vurdu. En önemli gündem elbette ekonomik gelişmelerdi. İnsanların psikolojisini bozan ve “Nereye gidiyoruz?” sorularını sorduran kur artışı, piyasaları allak bullak etti.
Pusuda bekleyen zam fırsatçıları mal bulmuş mağribi gibi zam silahlarını çektiler ve iğneden ipliğe her şeye yüzde yüze varan zamlar yaptılar. Yapılan zamların en önemli gerekçesi kurlardaki önlenemez yükselişti. Her gece yarısı yapılan petrol zammı açıklamaları da insanların hayatlarını kısıtlayıcı boyuta ulaşmıştı.
Aslında bizim marketçiler zam yapmak istemiyorlardı da kurdan dolayı zam yapıyorlardı, kimse kötü niyetinden dolayı stok yapmıyordu da sattığı malın yerine aynı fiyattan mal koyamıyorlardı, belirsizlikti belki de tüm suçlu, yoksa bizim esnafımız zam falan peşinde değildi(!) En azından ortalıkta dolaşan söylentiler, zamları savunan iktidarı acımasızca eleştiren kişilerin dillerinde dolananlar bu şekildeydi.
Ne olduysa Cumhurbaşkanının gece yarısı açıklaması ile oldu. Fireni boşalırcasına tavan yapan dolar sabaha 18 liradan 14-15 liralara indi. Bir gecede bir milyar dolar bozdurulmuş Türk Lirasına geçilmişti. Süreç devam etti ve dolar 10 TL seviyelerine indi. Belirsizlik kayboldu ve insanlar dolar taarruzunu terk ettiler.
Yukarıda marketlerin ve ticaret erbabının mazeretleri vardı ya, işte tüm mazeretler çöp olunca ticaret erbabı kulaklarının üstüne yattı, indirim beklentisiyle piyasaları takip eden insanımız büyük bir hayal kırıklığına uğradı. İslami hassasiyeti olduğu söylenen zincir marketinden kapitalizmin Türkiye’deki temsilcilerine ait olan zincir marketlere kadar indirim yapmak şöyle dursun sessizlikten faydalanarak zam yapmaya devam ettiler.
Devlet tüm kurumlarıyla insanımızın ve devletimizin zor zamanlarında kendi keselerini düşünen insanlara ve kurumlara karşı tedbirler alıyor. Paraları bol, vicdanları ve insanlıkları kıt insanlar ve kurumlar devletin sabrını ve gücünü sınıyorlar.
Tüketiciler ise kendi aralarında organize olmaya çalışıyor. 1-5 Ocak tarihleri arasında zincir marketleri boykot etme çağrıları yapılıyor. İnsanlar tüketimden kaynaklanan güçlerini iyi kullanırlarsa market zincirlerinin halkalarını kırabilir. Fakat böyle örgütlü adımlara ülkemizde pek aşina değiliz. Boykot çağrılarına destek olunmalı, devletin gücünün para sahiplerinin gücünden daha fazla olduğu gerçeği fiili olarak ortaya çıkmalıdır.
Asgari ücretteki artış ve memurların beklentileri
Asgari ücrete yüzde 53 zam yapıldı ve asgari ücret vergi dışı bırakıldı. Tüm kamu çalışanlarının gelirlerinin asgari ücret kadarki kısmı da vergiden muaf tutuldu. Kamu çalışanları 300-400 TL vergi avantajı beklerken tam bir hayal kırıklı yaşandı. Evli, eşi çalışmayan ve 2 çocuğu olan bir kamu çalışanı 38 TL alacak bu vergi düzenlemesinden.
Memur-Sen Genel Başkanı Sayın Ali Yalçın bu konudaki adaletsizliği ayrıntılı bir şekilde paylaştı ve hatanın düzeltilmesi için çağrı yaptı. Bu tür hatalar yapılacak güzel işlerin itibarsızlaşmasına yol açmaktadır. Memurlara yapılması beklenen ek zam konusu da bu şekilde olmamalı ve milyonların beklentisi hayal kırıklığına dönüşmemeli.