İlgili mükelleflerin ve bakmakla yükümlü bulunduğu kişilerin normal koşullarda (adeten-örfî) kendisinden yararlanması mümkün bulunan ve kontrol altına alınarak biriktirilebilen tüm maddî nesneler maldır. Başka bir deyişle, ilgili mükellefler ve bakmakla yükümlü bulunduğu kişilerin; zarûriyyât, hâciyât ve tahsîniyyât şeklinde tasnif edilebilen ihtiyaçlarını karşılamak adına ellerinde biriktirebildikleri tüm maddî unsurlara mal denmektedir.
Hanefî mezhebi haricinde diğer mezhepler, mala yönelik görüşlerinde maddî olma şartını aramamaktadırlar. Ayrıca Şâfiî, Mâlikî, Hanbelî mezhepleri mal tanımına, kullanılmasının haram olmamasını eklerler. Böylece İslâm iktisadî esaslarının bağlamında mal olarak kabul edilen bir nesnede söz konusu üç özellik bulunmalıdır.
*
-Kendisinden fayda sağlanmasının mümkün olması
-Elde edilip (ihrâz) ve biriktirilmeye (iddihâr) elverişli olması
-Kullanılmasında meşrûiyet bulunması, câiz olması
*
İslâmın iktisadî esaslarının bağlamında malların sınıflandırılması bazı ayrımlar üzerinden yapılabilmektedir. Söz konusu ayrımlardan ilkini, tüketim ve üretim malları ayrımı teşkil etmektedir. İlgili mükelleflerin ve bakmakla yükümlü bulunduğu kişilerin; zarûriyyât, hâciyât ve son olarak da tahsîniyyât şeklinde tasnif edilebilen ihtiyaçlarını doğrudan karşılayan mallara tüketim malları (istihlâk) denilmektedir.
Bu mallar dayanıklı/dayanıksız mallar şeklinde iki kategori dahilinde incelenmektedir. Tüketim mallarından ilgili mükellefler ve bakmakla yükümlü bulunduğu kişilerin ihtiyaçlarının karşılanması bağlamında, istekleri karşılama anında yok olan mallara dayanıksız tüketim malları denilirken; istekleri karşılama anında yok olmayan mallara dayanıklı tüketim malları denilmektedir.
İlgili mükellefler ve yükümlü bulunduğu kişilerin; zarûriyyât, hâciyât, tahsîniyyât şeklinde tasnif edilebilen ihtiyaçlarını; dolaylı olarak yani tüketim malları üreterek karşılayan mallara üretim malları denilmekte ve yatırım ile ara malları olarak iki kategori altında incelenmektedir. Üretim faaliyetlerinin icra edilmesi esnasında, fiziki olarak başka bir mala dönüşmeyen; yok olmayan üretim mallarına yatırım – sermaye malları denilirken buna karşılık üretim faaliyetlerinin icra edilmesinin esnasında fiziki olarak başka mala dönüşüp yok olan üretim mallarına ara mallar tarifi yapılmaktadır.
Hanefî mezhebi kullanılmasında meşrûiyetin bulunmasına dair koşulu Mükellefler için aramaktadır. Bu gerçeklikten dolayı da, mallara dair ayrımlardan ikincisini, mütekavvim ve gayr-i mütekavvim mal ayrımı teşkil etmektedir. İnsanların örfî olarak mal saydıkları, kontrol altına alınmış, kullanılmasına yönelik olarak meşrûiyet sorunu bulunmayan mallara mütekavvim mallar denmektedir. Ancak insanların örfî olarak mal kabul etmesine rağmen kontrol altına alınmamış yahut kullanımı meşrû olmayan mallara gayr-i mütekavvim mallar denmektedir. Zira, Mâlikî, Şâfiî, Hanbelî mezheplerinde mal kavramı Hanefî mezhebinin mütekavvim mal kavramdır.
Mallara dair ayrımlardan üçüncüsünü, mislî ve kıyemî mallar ayrımı teşkil etmektedir. Eğer bir malın piyasada emsali bulunabiliyor ise bu mal mislî mal olarak tarif edilir. Yani mislî mallar, aynı cinsten olup görünüm, muhteva ve sağladığı fayda bakımından benzer özelliklerde olan böylece aralarında kaale alınır fark olmadan birbirlerinin yerine geçebilen mallardır. Mislî mallar kendi aralarında miktar belirlenmesi doğrultusunda dört kategoriye ayrılmaktadır.