Pandemi nedeniyle insanlar arasında olduğu gibi ülkeler arasında da mesafeler açıldı. Komşuluk ve akrabalık ilişkileri zayıflarken ticari ve kültürel alışverişlerde azalmalar oldu. Bunun bariz göstergelerinden birisi de uluslararası fuarların yapılamamasıdır.
Fuarlar ticaretin panayırlarıdır. İcatların pazarlandığı, yeni dostlar ve müşterilerin kazanıldığı büyülü mekânlardır. Markaların, şehirlerin, ülkelerin görücüye çıktığı yerlerdir.
Pandeminin etkisinin azalmaya başlamasıyla özellikle Avrupa ülkelerinde yapılamayan fuarlar, kapılarını yeniden müşterilerine açtılar.
İspanya, Fransa, Almanya, İngiltere fuarları yapılırken Çin fuarlarında yeniden iptaller başladı. Çin’de virüs vakalarının arttığına şahit oluyoruz.
Uzun zamandır yapılamayan Londra Kitap Fuarı eski havasını kaybetse de yeniden katılımcılarıyla buluştu. Çok sayıda ülke yayıncıları ve telif ajansları bu pazarda yerini aldı. Özellikle telif görüşmelerinin olduğu bölümde büyük bir yoğunluk dikkat çekti. Ancak bu bölümde Türkiye’den katılımcı sayısının yok denecek kadar az olması üzüntü verici bir durum. Uluslararası kitap pazarında daha fazla söz sahibi olmak istiyorsak telif ajanslarının sayısını artırmalıyız. Çünkü bizim dünyaya satacak çok “hikâyemiz” var.
Türkiye standını Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Ticaret Odası birlikte organize etti. Yayıncılar kendilerine ayrılan bölümde müşterileriyle buluştular. Bakanlığın başarıyla yürüttüğü TEDA projesi kapsamında yayınlanan eserler de görücüye çıkmış. TEDA projesinde bugüne kadar 85 farklı ülkede 60 farklı dilde 3495 esere destek verilmiş.
Fuarda yayıncıların yanı sıra matbaalar da yer alıyor. Matbaaların Batı ülkelerine yaptıkları işler göz kamaştırıcı nitelikte. İhracat rakamları da iyi bir noktada. Ancak fuarda bizim matbaacılara ayrılan yer, fazla köşede kalmış. Bu yıl fuarın konuk ülkesi Birleşik Arap Emirlikleri’nin Şarjah Emirliği. Şarjah oldukça görkemli tasarımlarla bölümler açmış.
Kovid-19 sıkıntısını en yoğun yaşayan ülkelerin başında İngiltere geliyor. Ancak ne fuarda ne de Londra sokaklarında pandemiden eser yok. Herkes hızlı bir şekilde eski günlerine geri dönmüş görünüyor. Ne maske ne de mesafe var. Londra adeta nerede kalmıştık diyor.