Ekonomi

Lityum yarışında gözler Sırbistan'a çevrildi! AB'nin talepleri mi Çin'in istekleri mi?

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, beş ay önce Paris'te Sırp mevkidaşını ağırladıktan sonra Sırbistan'ı ziyaret ediyor. Bu ziyaret, AB ve Çin'in Belgrad ile ekonomik bağlarını güçlendirdiği bir dönemde gerçekleşiyor. Ancak Sırbistan, diplomatik bir dengeyi koruyabilir mi?

Abone Ol

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić arasındaki görüşmelerde, lityum gibi kritik minerallere erişim önemli bir gündem maddesi olacak. Avrupa Komisyonu'nun direktifleri ve AB'nin Çin'e bağımlılığı azaltma stratejisi doğrultusunda bu konu ele alınacak. Dış Politika Merkezi kıdemli araştırmacısı Milan Antonijević'e göre, Fransa'daki Imerys şirketi tarafından geliştirilen "Emili" lityum madenciliği projesi, iki başkan arasındaki lityum konulu görüşmelerde referans noktası olarak kullanılabilir.

AB-Çin Arasında Dengede Kalmak

Sırbistan için doğru dengeyi bulmak zor olabilir, çünkü politika yapıcılar hem Macron'u ve AB ile olan ekonomik ve siyasi ilişkileri kucaklamak hem de başlıca yatırımcılarından biri olan Çin'in memnuniyetini sağlamak istiyorlar. AB ve Çin için önemli bir ticari konu, Sırbistan'ın lityumuna erişimdir. Bu kritik hammadde, elektrikli araçlarda kullanılan pillerin ana bileşenlerinden biridir.

Sırbistan'ın stratejik hedefi ise Çin ve AB ile uyum içinde çalışmak ve ilerlemeyi ve yatırımı riske atmadan bu ilişkileri sürdürmektir. Belgrad Güvenlik Politikası Merkezi kıdemli araştırmacısı Vuk Vuksanović'e göre, Belgrad, bu hassas dengeyi koruyabileceğine inanıyor. Çin, kolay erişilebilir krediler ve yatırım sermayesi akışını sağlarken, Sırbistan, Pekin'in 5G altyapısı, savunma ve kritik mineraller gibi stratejik ekonomik alanlarda bir nüfuz elde etmeye çalışmadığı sürece bu ilişkiyi sürdürebileceğine inanıyor.

AB'nin Lityum Anlaşması

AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Maroš Šefčovič ve Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, geçen ay Belgrad'da bir mutabakat zaptı imzaladılar. Bu imza, Belgrad'ın Anglo-Avustralyalı madencilik şirketi Rio Tinto'nun ülkenin batısındaki bir lityum madenciliği projesine yeniden başlama izni vermesinin hemen ardından geldi. Bu anlaşma, AB'nin Çin'e bağımlılığı azaltmak için imzaladığı bir dizi anlaşmanın sonuncusudur.

Yeni Üçüncü Yol adlı düşünce kuruluşunun program direktörü Dimitrije Milić'e göre, Sırbistan'daki mevcut lityum madenciliği projesi AB çıkarları ile uyumlu olup, Avrupa'nın Kritik Hammaddeler Yasası ile doğrudan ilişkilidir. Milić, "Bu uyum beklenen bir durumdu, zira Sırbistan'ın ihracatlarının ve doğrudan yabancı yatırımlarının önemli bir kısmı Avrupa otomotiv endüstrisi tedarik zincirlerine bağlı" dedi.

AB'nin Çin'e Bağımlılığını Azaltma Çabaları

Avrupa Birliği, kullandığı lityumun %97'sini Çin'den tedarik ediyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 22 Şubat 2024'te Brüksel'deki Temiz Teknoloji Sanayi Diyaloğu'nda yaptığı açılış konuşmasında bu durumu vurguladı. Von der Leyen, "Son 20-30 yılda Çin'in küresel çapta maden satın aldığını, hammaddeleri çıkarıp işlemlerini Çin'de gerçekleştirdiğini ve bu ham madde üzerinde tekel oluşturduğunu gözlemledik... Bu nedenle Çin'e tamamen bağımlıyız" dedi.

Stratejik iletişim danışmanı Đorđe Trikoš da, otomotiv sektörünün Avrupa'nın en büyük ekonomisi olan Almanya için stratejik bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Trikoš, "Avrupa'da lityum kaynağının olması, Alman otomobil şirketlerinin işlem maliyetlerini düşürür, Alman elektrikli araçlarını daha ucuz ve erişilebilir hale getirir. Ayrıca Sırbistan'daki üretim, lityumun madenciliğini ve işlenmesini de içerecektir" dedi.

Çin'in Sırbistan'ın Lityumuna Erişimi

Çin'in ise kendi içinde önemli lityum kaynakları bulunuyor, bu nedenle Sırbistan'dan lityum tedarikine bağımlı değil. Ancak Çin lideri Xi Jinping'in son Sırbistan ziyaretinde, Sırbistan'ın lityum kaynaklarına erişimin gündemde olduğu bildirildi. Çin şu anda Sırbistan'daki en büyük bakır madeni de dahil olmak üzere birçok maden ve fabrikaya sahip ve Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla yollar, köprüler ve tesisler için milyarlarca dolar borç verdi.

Belgrad'daki Avrupa Politika Merkezi'nden Đorđe Dimitrov'a göre, "Rio Tinto'nun en büyük yatırımcısı Çin, ve Çin ile imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması, lityumun sıfır vergi ile Çin'e ihraç edilmesini sağlıyor. Bu nedenle, Çin bu durumdan kesinlikle faydalanacaktır."

Sırbistan'ın Dengeli Stratejisi

2009'dan 2021'e kadar Çin, Balkanlar bölgesine 32 milyar avro yatırım yaptı. Sadece Sırbistan'da Çin yatırımları 10,3 milyar avroya ulaştı. Ancak bu Çin sermaye girişlerine rağmen, AB hala Sırbistan'ın en büyük ekonomik ortağı olmaya devam ediyor. Avrupa Parlamentosu'nun bir raporuna göre, toplam doğrudan yabancı yatırımların %70'i ve ihracatın %81'i AB'den gelmektedir. 

Belgrad Üniversitesi Uluslararası Ticaret Profesörü Predrag Bjelić'e göre, "Sırbistan, AB üyesi olma yolunda ilerliyor ve AB ile yakından bağlantılı. Çin de bir gün Sırbistan'ın AB üyesi olmasını bekliyor, bu da Çin'in bölgedeki ekonomik stratejisi için ek bir anlam taşıyacak."

Lityum Talebi Sırbistan'a Daha Fazla Etki Gücü Veriyor

Rio Tinto, Sırbistan'daki lityum üretiminin zirveye ulaşmasının yaklaşık 58.000 ton civarında olabileceğini öngörüyor. Bu da Sırbistan'ı lityum madenciliği ve rafinajı konusunda önemli bir konuma getiriyor ve Sırbistan'a AB üzerinde daha fazla etki gücü sağlıyor.

Ancak Vuk Vuksanović, "Karşılıklı bağımlılık iki yönlüdür. AB'ye lityum tedarik etmek, Sırbistan'ı yeni bir tedarik zincirinde AB'ye bağlayacaktır, ancak aynı zamanda AB'nin Sırbistan'a olan bağımlılığını da belirli bir ölçüde artıracaktır" diye belirtti.

Sırbistan için şimdi önemli olan, hem Çin hem de AB'nin siyasi hedeflerine destek sağlarken, kendi ekonomik vaatlerini yerine getirmek ve her iki tarafla da ilişkilerini riske atmamak.

Milić, "Sırbistan, madencilik projelerini Avrupa'nın çıkarları ile uyumlu hale getirerek ve Çin ile güçlü bağlarını sürdürerek lityum konusunda Çin ve AB ile ilişkilerini dengeliyor. Bu yaklaşım, Sırbistan'a hem AB yatırımlarından hem de otomotiv tedarik zincirlerinden faydalanma olanağı sağlıyor, aynı zamanda Çin'in madencilik ve çelik üretimi gibi kilit endüstrilere katılımını da en üst düzeye çıkararak ekonomik kazançları maksimize ediyor," dedi.