Lidersiz muhalefet, muhalefetsiz siyaset

Abone Ol

Ne olacak bizim bu muhalefetin hâli? Kaybettikçe hırçınlaşan, hırçınlaştıkça çirkefleşen muhalefet lideri, muhalefete ne katacak; ülkeye ne verebilecek?

Bir seçim… İki seçim… Üç seçim… Galip aynı… Mağluplar aynı… Mazeretler aynı… Hep suçlu halk… Hep yenilenler, sütten çıkmış ak kaşık… Hep halk cahil… Hep halk, muhalefeti anlayabilecek bilgi ve birikimden uzak…

Eskiden millî takımımız, maçlar yapar; sürekli mağlup olur. Arkasından gazeteler şöyle manşetlerle çıkardı: ‘’Şerefimizle yenildik… Yenildik ama ezilmedik… Hakeme yenildik…’’ Her maçta biz, çok iyi oynardık ama hep dış etkenler, yenilgimizi hazırlardı. Her olumsuz sonuca da böyle yaklaştığımız için sonuç hiç değişmezdi: Hep hüsran, hep hüsran… Ne zaman ki Fatih Terim diye bir adam çıktı, olumsuzlukları dış etkenlerde değil kendimizde aradı; o zaman da makûs talihimiz değişmeye başladı. Avrupa üçüncülükleri, dünya üçüncülükleri geldi.

Bizim muhalefette de durum millî takımımızdan farklı değil. Millî takımın bıraktığı mazeretleri muhalefet aynen devam ettiriyor; sonuç da kendileri için iyiye değil, daha kötüye gidiyor.

Bir lider düşünün ki itibarı dibe vurmuş siyasete ve siyasetçiye itibarını yeniden kazandırmış. Dibe vurmuş olan ülkenin itibarını zirveye çıkarmış. Dibe vurmuş ekonomiyi dünyanın sayılı ekonomileri hâline getirmiş. Bir yıl sonranın planını yapamayan ülke siyasetçilerinin aksine elli yıllık, yüz yıllık planlar, hedefler ortaya koymuş; ülkeye çağ atlatmış. 2002’den beri girdiği her seçimi oylarını artırarak kazanmış. Sıfırdan başladığı siyaset hayatında adım adım her aşamayı büyük başarılarla geçerek zirveye yürümüş.

Bunun karşılığında ona muhalif olanlar, yıllardır o lider karşısında elle tutulur hiçbir söylem ve eylem üretememiş. Tek yaptıkları, siyaset dışı odaklarla birlikte kumpaslar kurmak, iftiralar atmak, darbe planlarına çanak tutmak, ortaya konulan projelere ‘’istemezük’’ demek… Bunun sonucunda da hep mağlubiyet, hep mağlubiyet… Muhalif cephede ‘’Recep Tayyip Erdoğan kaybetsin de gerekiyorsa ülke batsın.’’ derecesinde siyasi körlük oluşmuştur. Recep Tayyip Erdoğan, siyaset içi ve dışı muhalif cephe tarafından linç edilmek için akla hayale gelmeyecek iftiralara, kumpaslara, ittifaklara maruz kalmış. Bütün bu çirkefliklere rağmen Recep Tayyip Erdoğan’ı yenmeyi başaramayan muhalif cephe, bir kez olsun hatayı kendilerinde aramamıştır. Kendileri dışında herkesi suçlu ilan etmişlerdir. En komiği de sürekli halkı suçlamaları, küçümsemeleri, aşağılamaları… Sonra da aynı halktan oy istemeleri…

Ülkeye, ülke insanına yönelik hiçbir projesi bulunmayan; genel başkanı, ortalama Türk insanı kadar edep, ahlak, nezakete sahip olmayan bir partiden bu millete hayır gelmez. Bir kadına hiç yüzü kızarmadan iftira atıp hakaret edebilen bir lideri olan ve onun yaptıklarını eleştirecek kadar insani olgunluktan uzak bir kitlenin bu ülke insanıyla ortak değerlerde buluşması mümkün değildir. Dolayısıyla yapılan her seçimde bu millet, golü doksana takmaya, muhalefet de ağıtlar yakmaya devam edecektir.