Libya’ya sahip çıkmalıyız

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac’ın geçenlerde Dolmabahçe Sarayı’nda imzaladıkları mutabakatın yankıları devam ediyor.

Türkiye ve Libya arasındaki deniz sınırını belirleyen anlaşma her iki ülkenin Akdeniz’deki haklarını koruyor.

Dolayısıyla Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti, Mısır ve İsrail ile Fransa’nın oyununu da bozuyor.

Tarihi mutabakatın taraflarından Türkiye, “Mavi Vatan”ın her karışını ve Doğu Akdeniz’deki haklarını korumaya kararlı.

Petrol ve doğalgaz arayan gemileriyle, deniz ve hava kuvvetleriyle bunu tüm dünyaya gösteriyor.

Mutabakatın diğer tarafındaki Libya ise henüz eski gücüne kavuşabilmiş değil.

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Arap Baharı karşıtı ülkelerin ve Fransa’nın desteğiyle Trablus’taki meşru hükümete karşı savaşan Hafter komutasındaki teröristlerle uğraşıyor.

Başkent Trablus’u işgal etmek için geniş çaplı saldırı başlatan Hafter, amacına ulaşamadığı gibi elindeki bazı bölgeleri de kaybetti.

DAEŞ’ten ve devrik Kaddafi rejimi yanlılarından aldığı yardım ile Çad’dan, Sudan’dan ve hatta Rusya’dan getirdiği paralı askerlere rağmen başarılı olamayan Hafter henüz pes etmiş değil.

BAE’nin son günlerde Hafter’e yüklü miktarda silah ve mühimmat gönderdiği, kargo uçaklarının Mısırlı ve BAE’li subaylar eşliğinde dört gün boyunca Mısır’dan Bingazi yakınlarındaki er-Rajmah Üssü’ne askeri malzeme taşıdığı söyleniyor.

Türkiye’nin Akdeniz’deki haklarını ve Dolmabahçe Mutabakatı’nı korumak için Libya’nın meşru hükümetine sahip çıkması ve daha çok destek vermesi, Hafter’e ve arkasındaki güçlere karşı Trablus’u koruması şart.

Çünkü mutabakattan rahatsız olan ülkelerin imzalanan anlaşmanın kâğıt üzerinde kalmasını sağlamak için “zayıf halka” olarak gördükleri Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne daha fazla yüklenmeleri ve Hafter’e desteklerini artırmaları bekleniyor.

Hafter’in son dönemde Rus paralı askerlerden medet ummasının Amerika’yı rahatsız ettiği malum.

Fakat Hafter’e destek veren ülkelerin İsrail’le ilişkilerinin gayet iyi olduğu ve Dolmabahçe Mutabakatı’na karşı çıkanlar arasında Tel Aviv’in de bulunduğu unutulmamalı.

Hafter yanlısı gayri meşru Tobruk hükümetinin Dışişleri Bakanı Abdulhadi el-Huveyc, Paris’te İsrail gazetelerinden Maariv’e verdiği demeçte, Filistin davasının çözülmesi şartıyla Libya’nın İsrail’le ilişkilerinin normalleşmesini istediklerini söyledi.

Yani İsrail’e ve Amerika’daki Yahudi lobilerine göz kırptı.

Hafter hükümetinin bölge barışını ve terörle mücadeleyi desteklediğini öne sürerek, “İsrail’le ilişkilerimizi geliştirmeye hazırız” mesajı verdi.

Dolayısıyla, Rusya’nın artan nüfuzundan rahatsız olsa bile Amerika’nın Libya’da İsrail’e rağmen Hafter’e karşı Trablus hükümetinin yanında yer alması beklenmemeli.

Türkiye Akdeniz’e kıyısı bulunan daha başka ülkelerle de benzer anlaşmalara imza atabilir.

O ülkelerden biri de Akdeniz’deki hakları İsrail tarafından gasp edilen Lübnan.

Fakat Lübnan’daki karmaşa, Hizbullah etkisi ve Mişel Avn gibi Türkiye düşmanı bir ismin cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyor olması maalesef şu an için buna engel.