Türkiye ile Libya arasında Kasım 2019’da imzalanan ve Birleşmiş Milletler’de tescil edilen deniz yetki sınırlarına ilişkin anlaşma, Doğu Akdeniz’deki dengeleri Türkiye lehine çevirmişti. Bu tarihten sonra Mısır, Yunanistan, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri ( BAE) ve Rusya, Libyalı General Halife Hafter’e verdikleri desteği artırarak Libya’nın meşru hükümetini devirmeye çalışmışlardı. Ancak beklenilen olmadı. Türkiye’nin askeri desteğiyle tüm planlar altüst oldu. Hafter’in Trablus kuşatması kırıldı ve onu destekleyen tüm güçlerin karizması çizildi.
Ankara’nın Libya hükümetiyle yaptığı anlaşmalar ve kurduğu ilişki, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerinin güvenliği açısından son derece önemli. Bu nedenle Türkiye, zor zamanda çok büyük bir iş başardı.
Türkiye’nin Libya’da büyüyen varlığının Mısır ve Yunanistan başta olmak üzere birçok ülkeyi rahatsız ettiği çok açık. Fakat kurdukları koalisyonun başarısızlığı da ortada. Türkiye’nin Libya’dan tası tarağı toplayıp geri dönmesi, mevcut konjonktür içerisinde pek olası bir durum değil. Böyle bir seçeneğin hayata geçmesi için Libya’nın normalleşmesi ve istikrara kavuşması gerekiyor. Bir de Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerine halel getirmeyecek hukuki teminatlar verilmeli.
Bu zaviyeden bakıldığında Türkiye karşıtlığıyla bilinen Libya’nın doğusunda yer alan Tobruk’taki Temsilciler Meclisi’nin Türkiye’yle iyi ilişkiler kurması ve bu bağlamda Libya hükümetiyle yapılan anlaşmaları tanıması, iyi bir başlangıç olabilir.
Geçtiğimiz günlerde Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’in yakın bir gelecekte Türkiye’yle ilişkileri onarmak üzere Ankara’yı ziyaret edeceğini ifade etmesi, hem Libya hem de bölgesel ilişkiler bakımından ziyadesiyle önem arz ediyor. Bir defa bu ziyaretin Ankara ile Kahire arasındaki ilişkilerin düzeltilmesine hızlandırıcı bir etki yapacağı, şimdiden bellidir.
Diğer taraftan Ankara, bu ziyareti taçlandırmak adına 2014 yılından bu yana faaliyet göstermeyen Libya’nın ikinci büyük şehri Bingazi’deki Türk başkonsolosluğunun yeniden açılmasını sağlayabilir. Böylece diplomatik ilişkilerde önemli bir eşik de aşılmış olur. Yine normalleşmeye katkı sunması adına, Bingazi-İstanbul uçak seferleri yeniden başlatılabilir. Bununla birlikte Libya iç savaşı nedeniyle ülkeyi terk etmek zorunda kalan Türk şirketleri tekrardan Bingazi ve çevresine geri dönebilir.
Libya’da süregelen siyasi ve ekonomik kriz nedeniyle temmuz başında Tobruk kentinde düzenlenen protestolarda Temsilciler Meclisi binasının ateşe verilmesi, halkın politika değişikliği istediğinin bir kanıtı. Zira hayat pahalılığı, elektrik kesintileri ve ekonomik kriz, Libyalıların çözüm aradığı problemlerin başında geliyor.
2011 yılında Muammer Kaddafi’nin NATO müdahalesiyle devrilmesinin ardından Libya’da ekonomik, sosyal ve siyasi şartlar bir önceki günü aratacak düzeyde ağırlaşmış ve en sonunda 2014'te başlayan çatışmalarla ülke fiili olarak ikiye bölünmüştü.
Türkiye, iktidar savaşlarının yeniden kızıştığı Libya’da yapıcı rol üstlenebilir. Bu doğrultuda Tobruk’taki siyasi iradeyi temsil eden Akile Salih kadar Fethi Başağa’ya da ciddi sorumluluklar düşüyor. Her iki siyasi, Türkiye ile dostane ilişkiler kurulmadan Libya’nın siyasi ve ekonomik istikrara kavuşturulmayacağını çok iyi biliyor. İşler daha da kötüye gitmeden Tobruk yüzünü Türkiye’ye dönmeli.