Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz şehitleri anısına Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Ülkemizde oynanan oyunu bir kez daha bozduk. Bundan sonra inşallah Suriye’deki oyunu da bozacağız, Irak’ta oynanan oyunu da bozacağız, Libya’da oynanan oyunu da bozacağız” demişti.
Libya’da oynanan oyunun başaktörü, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi Arap Baharı karşıtı ülkeler tarafından desteklenen Amerikan vatandaşı General Halife Hafter.
Tobruk’taki Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, daha önce Libya Ordusu Genel Komutanı ilan edilen Hafter’in rütbesini önceki gün yayınladığı genelgeyle mareşalliğe yükseltti.
Hafter’e mareşal rütbesi verilmesi Mısır cuntasının lideri Abdülfettah El Sisi’nin darbenin hemen ardından mareşalliğe terfi ettirilmesini hatırlattı.
Çünkü her iki ismin birbirine benzer birçok yönü var.
Hafter’in rüyası da Libya’nın Sisi’si olmak.
Libya’nın en büyük şansı Mısır gibi ekonomi başta olmak üzere ülkedeki her şeye hakim bir ordusunun bulunmaması ve Libyalı devrimcilerin “Barışçıllığımız kurşunlarınızdan daha güçlü” sloganına kanmamış olması.
Hafter komutasındaki güçler geçtiğimiz günlerde ülkenin kuzeydoğusundaki “Petrol Hilali” olarak adlandırılan bölgede bulunan El Sidra, Brega, Ra’s Lanuf ve El Zuveytiyye limanlarını ele geçirdi.
Daha doğrusu ülke petrollerinin ihracında kullanılan bu limanlar herhangi bir ciddi çatışma yaşanmadan el değiştirdi.
ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya Hafter komutasındaki güçleri limanlardan çekilmeye çağırdı.
Ardından da Libya Milli Petrol Şirketi limanların söz konusu güçlerden teslim alındığını açıkladı.
Fakat limanların durumu, petrol ihracının ve gelirlerinin geleceğiyle ilgili belirsizlik devam ediyor.
Libya, petrol ihracının yüzde 60’ını Bingazi ile Sirte arasında yer alan söz konusu bölgedeki petrol yataklarından yapıyor.
Hafter’i destekleyen BAE ve Mısır’ın öncelikli planı mareşalliğe terfi ettirilen emekli generali Libya’nın başına geçirmek.
B planları ise Libya’nın doğusunu koparıp ülkenin petrol zenginliğinin üzerine konmak.
Bu planlar, Güney Yemen’i Yemen’den ayırarak Aden Limanı’na çöreklendikten sonra ülkenin geri kalanını iç kavgalarıyla başbaşa bırakmak isteyen BAE’nin Yemen’deki planlarının aşağı yukarı aynısı.
Körfez ülkelerinin yardımlarıyla Mısır ekonomisini bir türlü düzlüğe çıkaramayan cuntanın gözünün Libya petrollerinde olduğu biliniyor.
Abdülfettah El Sisi’nin bahanesi de hazır:
IŞİD ile mücadele.
Oysa Hafter’e bağlı güçler hiçbir şekilde IŞİD’e karşı savaşmıyor.
Bilakis IŞİD’e karşı mücadele eden devrimci güçleri hedef alıyor.
Trablus’taki mevcut milli mutabakat hükümeti sözde uluslararası desteğe sahip.
Buna rağmen Hafter’in hükümete kafa tutabilmesinin sırrı Batı’nın ikircikli tavrında ve emekli generalin arkasındaki ülkelere dur dememesinde gizli.
Libya’ya silah satışı yasağı bulunmasına rağmen Birleşik Arap Emirlikleri Hafter’e silah ve mühimmat göndermeye devam ediyor.
BAE savaş uçaklarının Libya’nın doğusunda Hafter’e destek amacıyla gerçekleştirilen ve devrimci grupları hedef alan hava operasyonlarına katıldığı sır değildi.
Geçtiğimiz günlerde Bingazi’deki operasyon merkezinde görev yapan Libyalı bir pilotla saldırı için havalanan BAE’li bir pilot arasında geçen konuşmalar yayınlandı.
İki pilot arasında geçen konuşmalarda operasyon merkezindeki Libyalı pilot hedefin koordinatlarını verdiği BAE’li pilota, “Hedefte bir hareketlilik varsa vuracağız. Tek bir bombayı dahi boşa götürmek istemiyoruz” diyor.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, Hafter komutasındaki güçlerin petrol limanlarını ele geçirmesini desteklediklerini açıkladı.
Benim asıl merak ettiğim, Ankara’nın bu oyunu bozmak için atacağı adımlar…