Ülkemizde çokça sanatçı var.
Popülist yaklaşımdan uzak, değer üretme derdinde olan gönlü yüce, başarısı derin insanlar ne yazık ki çok tanınmıyor.
Müzehhip Münevver Üçer, Minyatür sanatçısı Çiçek Derman, Ressam Souadat Kandemir, Kat’ı sanatçısı Dürdane Ünver, Neyzen Burcu Karadağ, ses sanatçısı Melihat Gülses…
Bu hanımefendilerin hepsi gerek yaşam tarzı gerekse topluma verdiği mesajlarla, gençlere olumlu katkılarda bulundular. Bu üstade hanımlar sanat, kültür, aile, iş hayatı, vatan ve bayrak sevgisine dair sayısız röportaj verdiler. Hepsi de çok dolu ve şahsiyetli kadınlardır.
Peki Türkiye gündeminin hep tepesinde olan sözde sanatçılar, nereden çıkıyor?
Küfürle, halka hakaretle, ülkesini küçümsemeyle kendinden söz ettiren bu küçük şahısları kim destekliyor?
Cevabı çok basit aslında. Kökü dışarıda olan oluşumlar…
Yerel kültürleri erozyona uğratan küresel çaptaki pop kültür sermayedarları, ülkesine küfreden Batı’ya meftun tipleri parlatma projelerine imza atıyor. İzzeti ve şerefi küreselcilerde arayan yoz tipler de bu oyunun bir parçası oluyor.
Bu artık bir realite. Akıllıca hayata geçirilen kültür politikalarıyla belki bu çevrenin etkisi kırılabilir.
Fakat benim odaklanacağım husus çok farklı.
AK Parti’ye oy veren kadınlara küfreden bir yaşlı kadını, idolü olarak gördüğünü açıklayan Melek Mosso’yu duymuşsunuzdur.
Bu sözde sanatçının vukuatı çok.
Böyle bir seviyesizliğe alan açan, ilçesinde konser verdiren, Mosso’nun elini öpen AK Partili Tekirdağ ilçe belediye başkanı Cüneyt Yüksel, günlerdir sosyal medyada AK Partililerden tepki alıyor. Tepkilere sonuna kadar katılıyorum. Topluma hiçbir faydası olmayan, kötü örnek tiplerin finanse edilmesi hiç doğru değil.
Ve böyle bir gündem içinde AK Parti tepkileri görmezden gelmedi.
Gelinen aşamada parti içi disiplin konusu olan Yüksel’in istifa edeceği söyleniyor.
Bu olay umarım seçilmiş siyasi kişiler için ibretlik bir anlam taşır.
Konser işlerini hiç sevmiyorum ama ille de konser etkinliği yapılacaksa doğru kişilere alan açılmalı.
DÜNYA YOL AYRIMINDA
Bu soru nereden çıktı, demeyiniz.
Konumuz “sözde sanatçılar” ya hani.
Geçtiğimiz gün Mabel Matiz, yine bir ödül gecesinde şunları dedi: “Ödülümü, cesaretleriyle bana her zaman çok büyük ilham olan Türkiyeli LGBTİ+'lara ithaf ediyorum.”
Dünya LGBT konusunda yol ayrımında.
ABD’de aileler LGBT’ye karşı yürüyüşler düzenliyor, Rusya; LGBT cinsiyet değiştirme ameliyatlarını yasaklıyor.
Türkiye ise bu konuyu daha yeni yeni gündemine alıyor.
Bu konuda acilen önce akademik sonra da hukuki çerçeve netleştirilmeli.
LGBT’nin propagandası ve reklamı suç haline getirilmeli.
Sözde bir sanatçı, alenen böyle bir cümleyi kuramamalı.
Kurarsa da yargı konusu olmalı.
Aksi takdirde geleceğimizi kurtarmamız çok zor olacak. Nesil emniyeti, bir ulusal güvenlik sorunudur.