Yeni yılın ilk saatlerinde İstanbul’un ünlü eğlence mekânı Reina’ya düzenlenen kanlı saldırıda hayatını kaybedenlerin birçoğu tatillerini ülkemizde geçirmek ve yeni yıla boğaz manzarası eşliğinde girmek için gelen Arap turistler.
Hain terör saldırısının kurbanlarına bakınca eylemin sadece çok sayıda insan öldürmek ve ülkeye korku salmak amacıyla gerçekleştirilmediği, aynı zamanda Türkiye ekonomisine ve turizmine darbe vurmayı da hedeflediği anlaşılıyor.
Tetiği kimin çektiği ve arkasında hangi güçlerin olduğu soruşturmalar neticesinde mutlaka ortaya çıkacak.
Belki bazı bilgiler kamuoyuyla paylaşılmayacak.
Fakat bu tür saldırıların herkesin gözü önünde gerçekleşen ikinci bir boyutu var.
Terör eyleminin beklenen etkiyi göstermesi için yapılan propagandadan bahsediyorum.
Her terör saldırısının ardından sevinç çığlıklarını gizleme gereği dahi duymadan leş kargaları gibi saldırıyorlar.
Birçoğu bu işi bilinçli, sistematik ve kasıtlı olarak yapıyor.
Dolaşıma sokulan yanlış bilgiler ve fotoğraflar üzerinden algı oluşturmaya çalışıyorlar.
Türkiye içindekilerle dışındakilerin asılsız bilgi ve yorumları birbirleriyle paylaştıklarını görüyoruz.
Ortaköy saldırısından sonra da şaşırtmadılar.
Eylemi gerçekleştiren kişiye ait olduğu öne sürülen sakallı genç fotoğrafı, eylemcilerin Noel Baba kıyafeti giyerek içeri girdiği ve benzeri asılsız iddialar kısa sürede sosyal medyanın Arap takipçilerine ulaştı.
Hain saldırıdan günler önce Müslümanlar’a yılbaşı kutlaması konusunda uyarıda bulunmak için asılmış, sakallı bir genci Noel Baba’ya yumruk atarken gösteren afişi paylaşarak Türkiye’nin ne kadar hoşgörüden uzaklaştığını söyleyen Araplar dahi gördüm.
Ortaköy saldırısının ardından Birleşik Arap Emirlikleri, vatandaşlarını Türkiye’ye gitmemeleri yönünde uyardı.
Uyarıya gerekçe olarak da Türkiye’nin “güvenli bir yer” olmadığı ileri sürüldü.
Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayed’e yakın isimler, Türkiye’yi hedef alan terör saldırılarının 2017’de daha da artmasının beklendiğini iddia ettiler.
BAE’nin dış politikasını takip edenler ve Türkiye’ye yönelik tavrını bilenler için bunun bir analiz olmadığını, bilakis bir temenniyi dile getirdiğini anlamak hiç de zor değil.
Zengin Arap turistlerin uzun bir süredir tatil için Dubai yerine İstanbul’u tercih etmelerinden rahatsız olduklarını biliyoruz.
15 Temmuz’da darbe girişimini alkışlayanların Türkiye’nin -Allah korusun- yaşanılmaz bir ülke haline gelmesi ve Arap turistlerin de kaçması halinde göbek atacaklarının farkındayız.
Türkiye’yi karalamak için kullandıkları malzemenin birçoğu Türk medyasından ve Türklerin sosyal medya sitelerindeki paylaşımlardan.
Söz konusu asılsız bilgiler birileri tarafından kasıtlı olarak dolaşıma sokuluyor.
Fakat bilinçsizce ve aceleyle yapılan paylaşımlar yayılmasına yardımcı oluyor.
Bu nedenle terör eylemlerinden yapılan paylaşımlara dikkat edilmeli.
Resmi makamların onaylamadığı bir fotoğrafı veya bilgiyi paylaşmadığımızda herhangi bir şey kaybetmeyiz.
Bilakis ülkemize yönelik kara propagandanın ve hedef saptırmak isteyen leş kargalarının değirmenine su taşımaktan kaçınmış oluruz.
Ne olursa olsun sükûnetimizi korumalıyız.
Olay ilk başta göründüğü gibi olmayabilir ve soruşturmalar sonucu çok daha başka gerçekler ortaya çıkabilir.
O zaman saldırının hemen ardından yapılan tartışmaların hiçbir anlamı kalmayabilir.
Biraz sabır…