Gündem

Kurtulmuş: Türkiye’yi PKK’dan da FETÖ’den de DEAŞ’tan da temizleyeceğiz

Abone Ol

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Üsküdar’da yaptırılan VakıfBank Spor Sarayı’nın açılış töreninde yaptığı konuşmada, şehit edilen Derik Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk’e rahmet dileyerek, katillerinin yakalanmış olmasının mutluluk verici olduğunu belirtti.

FETÖ’nün, 15 Temmuz’da milletin imkanlarını kullanıp, milletin gençlerini, kadınlarını, insanlarını şehit ederek, Türkiye’nin önünü kesmeye çalıştığını anlatan Kurtulmuş, onların vermiş olduğu tahribatın, yıllarca sürebilecek temizlenme operasyonuyla ancak giderilebileceğini aktardı.

Kurtulmuş, DEAŞ, PKK ve diğer terör örgütleriyle yeni ve güçlü Türkiye’nin engellenmeye çalışıldığını dile getirerek, “Her gün terör saldırılarıyla ülkenin önüne birtakım hendekler kazıyorlar, ayaklarımıza prangalar vurmaya çalışıyorlar. Bunlardan kurtulmak için birlik içinde, arkalarındaki güç kim olursa olsun, kim bunlara destek, silah, lojistik destek veriyor olursa olsun, bu mücadeleyi sonuna kadar götüreceğiz. Güçlü Türkiye’yi PKK’dan da FETÖ’den de DEAŞ’tan da temizleyeceğiz.” diye konuştu.

Geçen hafta Diyarbakır’da yapılan bombalı saldırıya değinen Kurtulmuş, salondaki bazı kişilerin “İdam istiyoruz” diye bağırması üzerine, “Merak etmeyin, bunlara en ağır cezayı vereceğiz.” dedi.

“Algı operasyonlarına kanmak yok”

Numan Kurtulmuş, terör saldırısının PKK tarafından yapıldığının açık olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Hatta Diyarbakır Valiliği telsiz konuşmalarına göre bir açıklama yaptı. Bu açıklamadan önce, daha ne olduğu belli olmadan, Türkiye’de de hizmet veren uluslararası bir haber ajansı, bu saldırıyı PKK’nın değil başka bir terör örgütünün yaptığını anlatan bir haber geçti. ‘PKK değil DEAŞ yaptı’ dedi. Bizim için PKK, FETÖ, DEAŞ fark etmiyor. Ancak bu uluslararası haber ajansı için niye bu kadar önemli de hemen PKK’nın yükünü üstünden almaya kalkıp, başka bir örgüte bunu havale ettiler. Birkaç saat sonra bunların telsiz konuşmaları medyaya düştü. Valilik açıklamasını yaptı. Arkasından, PKK’ya bağlı bir haber sitesinde bunun açıklaması yapıldı. Daha sonra PKK’nın araçlarından birisi olan TAK’ın bu olayı üstlendiği ortaya çıktı. Bakar mısınız Türkiye ne tür saldırılarla karşı karşıya. Bir taraftan bomba patlatılıyor. Bu örgüte bu bombayı kim veriyor, lojistik desteği kim sağlıyor? Yetmiyor. Saldırıdan sonra bir algı operasyonu yaparak, örgütün suçunu hafifletmeye çalışıyorlar. Düşman bir değil ki binlercesiyle, yüzlercesiyle birlikte boğuşuyoruz. Onun için bu algı operasyonlarına kanmak yok. Türkiye’nin etrafını saran harici ve dahili düşmanların oyunlarına gelmek yok. Algı operasyonlarına boyun eğmek yok.”

FETÖ’nün 1970’lerin başından itibaren devletin her yerine girdiğini belirten Kurtulmuş, bunları devletten temizlemek için harekete geçtikleri zaman “FETÖ mağdurları” denilen bir algı operasyonunun devreye girdiğini kaydetti.

Kurtulmuş, bu tabirin kullanılmamasını isteyerek, “FETÖ mağdurları diye bir şey yok. Bu ülkede bir mağdurluktan bahsediliyorsa, 246 şehidimiz, 2194 gazimiz,79 milyon insanımız var. ‘FETÖ mağduru’ diyerek, milletin merhamet hislerini kabartmaya ve bunun üzerinden bu çeteye karşı yapılan operasyonları durdurmaya ya da hafifletmeye çalışıyorlar. Sakın bu algı operasyonlarına kanmayın.” şeklinde konuştu.

“100 senedir bu bölgeyi böldüğünüz yeter”

Suriye ve Irak’ta çok sayıda olay meydana geldiğinin altını çizen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bölge yeniden yapılandırılıyor. Dünyanın bütün güçleri, maşa olarak kullandıkları terör örgütleri ve silahlı milisler üzerinden bu coğrafyada vekalet savaşları yürütüyor. Suriye’de 3 senesi iç savaş, 3 senesi vekalet savaşları olan bir dönemden geçiyoruz. ‘Türkiye niye Cerablus, Halep, Suriye ile ilgileniyor. Bu bölgedeki gelişmelerin içinde yer alıyor’ diyorlar. Kusura bakmayın, biz 10 bin kilometre öteden gelerek Suriye ve Irak’la ilgilenmiyoruz. 5 bin kilometre öteden gelerek, Musul, Halep hakkında ahkam kesmiyoruz. Musul, Halep, Kerkük, Telafer, Cerablus, hepsi bizim kardeşlerimizin olduğu yerlerdir. Ya akrabamız ya da hısmımız var. Bu coğrafyada yaşayan Arap da Kürt de Türkmen de bu salondaki herkesin ya akrabasıdır ya da hısmıdır. ‘Yeter artık’ diyoruz. 100 senedir bu bölgeyi böldüğünüz yeter.”