Gündem

Kurtulmuş: Diriliş Ertuğrul’un karşılaştığı tavrı kınıyoruz

Abone Ol

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen “TRT World Tanıtım Gecesi”nde konuştu.

Sözlerine 15 Temmuz şehitlerini ve gazilerini anarak başlayan Kurtulmuş, TRT’nin 50 yılı aşkın bir süredir Türkiye’de kamu adına yayıncılık yaptığını ve sürekli kendisini yenileyen, geliştiren yayın ilkelerinden taviz vermeden, nitelikli yayından da asla vazgeçmeden günün icaplarını yerine getiren bir kurum olarak yoluna devam ettiğini bildirdi.

Kurtulmuş, bugün TRT’nin 13 televizyon, 16 radyo kanalı, 5 dergi, 41 dil ve lehçede gerçekleştirdiği web ve radyo yayınlarıyla, 13 ülkedeki temsilcilikleriyle, Türkiye’de kamu yayıncılığının parlayan bir yıldızı olmaya devam ettiğine işaret etti.

Diriliş Ertuğrul‘un ödülünü milletimiz veriyor

TRT’nin bir taraftan bu faaliyetlerini yaparken, diğer taraftan da Türkiye’nin kendi köklerinde yükselmesinin bir gereği olarak milletin kendisiyle, tarihiyle, kültürü ve medeniyetiyle barışmasını sağlayacak, yeni programlara ve dizilere de öncülük ettiğini aktaran Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“Bu çerçevede özelikle TRT’nin son zamanlarda ortaya koyduğu tarihi dizilerin, halkımızın büyük bir kesimi tarafından ilgiyle izlendiği de malumdur. Bu çerçevede Diriliş Ertuğrul dizisinin, Türkiye için bir marka olduğunu, TRT’nin gözbebeği bir dizi olduğunu ifade etmek isterim. Ayrıca, Diriliş Ertuğrul’dan bahsetmemiz, TRT’nin başarılı bir dizisi olmasının ötesinde iki akşam evvel maalesef hiç hak etmediği bir muamele ile karşı karşıya kalarak, bir ödül töreninde karşılaştığı o son derece yanlış tavrı kınadığımızı da ifade etmek isterim. Mehmet Bey kardeşim burada, diğer arkadaşlarım da burada. Kusura bakmasınlar, birilerinin vereceği bir ödüle muhtaç değildir Diriliş dizisi. Diriliş dizisinin ödülünü milletimiz veriyor ve yayınlandığı her akşam birinci oluyor, özeti de ikinci oluyor. Diriliş’e emeği geçenlere, Diriliş’e TRT’nin kapısını açanlara teşekkür ediyoruz, emeğiniz var olsun. Diriliş gibi nice dizileri yapacağız, yaptıracağız. Türkiye’de bu aziz milletin, tarihiyle, kültürüyle buluşmasının önünü açacağız ve bu yolda ilerleyeceğiz.”

“TRT’nin durumunu ileriye doğru götürmeye gayret edeceğiz”

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, TRT’nin aynı zamanda, eğitimden çocuk, müzik kanalına kadar çok sayıda alanda ciddi şekilde atılım yaptığına değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Ayrıca TRT, TRT sinema üzerinden 33 sinema projesine destek vererek. Türk sinemasının gelişmesi için de önemli katkılar veriyor. Bu katkılarla da TRT’nin durumunu ileriye doğru götürmeye gayret edeceğiz. Ayrıca TRT World’ün bir seneyi aşkın bir süre içerisinde önemli bir marka haline gelmesi bizim için çok hassas bir noktadır. Çünkü 15 Temmuz’da milletin iradesi, Cumhurbaşkanımızın feraseti ve kararlılığıyla, bu milletin yolunu askeri bir darbe ile kesemeyenler, 15 Temmuz sonrasında dünyanın her yerinde ulaştıkları network ile algı operasyonu ile Türkiye’nin önünü kesmeye çalışıyorlar. İşte TRT World, bu algı operasyonuna karşı TRT’nin en önemli araçlarından birisidir, yeni Türkiye’nin sesidir ve bu algı operasyonlarını inşallah durduracaktır.”

“Dünya markası haline gelecektir”

Kurtulmuş, “15 Temmuz sonrasında da bu FETÖ’cü çetenin arkasındaki ağa babalarının ve onların uluslararası alanda dirsek temasıyla müşterek çalıştığı çevrelerin, özellikle Türkiye’nin aleyhine algı operasyonlarını iki noktada yoğunlaştıracağını biliyoruz. Bunlardan bir tanesi, Türkiye’de insan hakları ihlallerinin olduğu propagandasıyla Türkiye’nin önünü kesmek, Türkiye ekonomisinin olumsuz şekilde seyrettiğini ifade ederek Türkiye’ye karşı negatif bir algı oluşturmak. İşte bütün bunlarda TRT World cansiperane bir şekilde çalışacak ve ümit ediyoruz ki çok kısa bir sürede dünya markası haline gelecektir.” diye konuştu.

“Halkımızın eğilimleri doğrultusunda çok çalıştık”

TRT Genel Müdürü Şenol Göka da destekleri nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, tanıtım gecesinin hazırlanmasında emeği geçen Cumhurbaşkanlığı Külliyesi çalışanlarına, TRT World’ü yayın hayatına geçirirken birlikte hareket ettikleri AA Genel Müdürü Şenol Kazancı ile özveriyle çalışan bütün AA mensuplarına, mali yönden TRT’nin önünü açması dolayısıyla Hükümet’e ve Bakanlar Kuruluna teşekkürlerini iletti.

TRT’nin gerçek anlamda halkın TRT’si olduğunu ifade eden Göka, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’da gerçekleştirdiği darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın motivasyonu ve çağrısıyla harekete geçen halkın, vatan ve millet duygusu taşıyanlarla, bu duyguları taşımayanların, vatansızlığa ve milletsizliğe doğru asimile olanların kavgasında, TRT’ye nasıl sahip çıktığını bir kez daha gösterdiğini vurguladı.

“TRT World, uluslararası alanda referans kaynağı kabul edildi”

Göka, TRT World’ün de kuruluşundan bu yana çok kısa bir süre geçmesine rağmen uluslararası alanda ve hemen hemen bütün medya çevrelerince önemli bir referans kaynağı olarak kabul edildiğini ifade etti.

Göka, şu görüşlere yer verdi:

“Buradan hareketle, TRT’nin bundan sonraki dönemlerde yayın stratejisinin, aynı TRT World’de olduğu gibi daha çok dışarıya dönük ve içerik olarak, yurt dışı ağırlıklı olmasını arzu etmekte ve planlamaktayız. Sadece İngilizce değil, majör birkaç dilde ülkemizi, insanımızı bütün dünyaya anlatmak istiyoruz. Bu anlatışımız, ülkemizin son zamanlarda uluslararası arenada kat ettiği mesafeye paralel olarak gidecektir. Bunun için adımlar atıyoruz. Sadece teknik gelişmeleri, teknik yatırımları değil, aynı zamanda bu tür içerikleri de mümkün olduğunca hızlı bir şekilde hayata geçirmeye çalışıyoruz.”

“Üç ana temel üzerine inşa ettik”

TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren ise programda sunum yaptı. Eren, dünyaya doğru, tarafsız, ilkeli habercilik anlayışıyla haber verilmediğine inandıklarını, doğru, dengeli ve hakikatin sözcüsü bir haber anlayışının uluslararası anlamda eksik olduğunu düşündüklerini belirtti.

TRT World’ün bir sene evvel, bu vizyon ve motivasyonla, dünyaya yeni bir bakışın, yeni bir yorumun ihtiyacıyla doğduğuna işaret eden Eren, TRT World olarak yayıncılığı üç ana temel üzerine inşa ettiklerini, bunların “insan merkezli bakış açısı”, “habercilikteki cesur perspektif” ve “meselelere derinlemesine bakış” olduğunu bildirdi.