Egemenlik, toprak bütünlüğü ve Rus yayılmacılığı gibi alışılagelmiş tartışmalar bir kenara bırakıldığında Ukrayna’nın küresel tsunamiye açılan kapılardan biri olduğu söylenebilir. Batı hegemonyasından uzun süredir rahatsızlık duyan cinin Ukrayna’da şişeden çıktığı, rahatlıkla görülebiliyor. Artık ortada bir hegemonya mücadelesi var ve Ukrayna da bu savaşın kazanıldığı ya da kaybedildiği yer olacak.
Batı hegemonyasına karşı bir araya gelen devletler, iki hususta mutabakata varmak üzereler. Birincisi, küresel piyasalar üzerindeki dolar hakimiyetine son vermek. İkincisi ise uluslararası politikada Amerikan üstünlüğünü nihayete erdirmek. İkincisinin gerçekleşmesi büyük ölçüde birincisine bağlı. Bu nedenle, doların gücünü sınırlayıcı tedbirler üzerinde yoğun bir mesai harcanıyor.
Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nin bir araya gelmesiyle oluşan BRICS ülkelerinin dolar ve avro dışı yeni bir ödeme aracı oluşturma sürecine girmeleri boşuna değil. Bu ülkelerin hedefinde, altın ve nadir toprak elementleri gibi emtialara dayalı yeni bir para birimi kurma fikri bulunuyor. Hatta bu gelişmenin çok yakın bir zamanda, Ağustos 2023’te Güney Afrika’da 15’incisi düzenlenecek yıllık BRICS zirvesinde duyurulacağı iddia ediliyor.
Emtia destekli para birimi fikri, güven dışında hiçbir karşılığı olmayan ABD doları için sonun başlangıcı olabilir. Dahası ABD, Orta Doğu’nun petrol zengini ülkeleri üzerindeki nüfuzunu kaybediyor. Bu güç kaybı, petrol ile dolar arasındaki ilişkiye çok büyük zararlar verebilir. Böylece doların hegemonik gücü hızla aşınabilir.
Geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan hükümetinin Şanghay İşbirliği Örgütüne (ŞİÖ) katılma kararı alması gözden kaçmamalı. Ayrıca İran’ın da bu aralar örgüte tam üye olması bekleniyor. Şanghay İşbirliği Örgütü, Türk Devletleri Teşkilatı ve BRICS, bu üç kuruluşun aldığı kararlar incelendiğinde, hepsinin ortak yanının milli paralara dayalı ticaret talebi olduğu görülür.
Toparlayalım! Petrol ile dolar arasındaki bağ giderek zayıflıyor. Emtia endeksli yeni para birimi yolda. Milli paralar (ruble, yuan ve rupi) üzerinden yapılan ticaret günbegün artıyor. Tüm bunlar, dolar ile avroya olan bağımlılığı dünya ölçeğinde azaltıyor. Peki sonra ne olacak? Kuvvetle muhtemel, geçmiş çağlara damgasını vuran altın, tüm haşmetiyle yeniden tahtına dönecek.
Rusya ile Çin’i güçlü kılan, altın ve petrol fiyatlarını kontrol edebilme kapasiteleri. Yüksek ve kalıcı enflasyon, ekonomik istikrarsızlık, borsa oynaklığı, bitcoin belirsizliği ve yüksek jeopolitik riskler gibi güvensizlik yaratan ekonomik ve toplumsal koşullar, insanları ve ülkeleri altın gibi değerli emtialar yanında pozisyon almaya zorluyor.
Bunun yanında Rusya’ya yönelik yaptırımlar da bu pozisyonu destekliyor. Zira insanlar, paralarına ve diğer varlıklarına el konulan Ruslardan büyük dersler çıkarmış görünüyor. Bundan dolayı dünya çapında dolara ve avroya karşı daha mesafeli bir duruş söz konusu.
Küresel ticaretin yaklaşık yarısı, ABD doları üzerinden faturalandırılıyor. Diğer ülkeler için bu sistemin acı faturaları oldukça fazla. Sürekli dövize ihtiyaç duymanın yanı sıra, borç yükleri de dolar cinsinden olduğu için kur farkıyla borç miktarı sürekli artmakta. Bu yüzden Batı dışındaki ülkelerin çoğu, bu kısır döngüden kurtulmak istiyor.