Bugün birbirimize soru soralım. Ben sorayım, belki siz de cevaplarınızı ya yorum ya e-mail ya da sosyal medya ortamıyla kırmadan dökmeden paylaşırsınız. Bilginin zekâtını vermiş olursunuz.
1- “Batı ve İsrail, öteden beri bir Kürdistan kurulmasını istiyor, bu yalan değil gerçek ve doğru.” Peki bu yapıladururken biz bu planı bozacak ne hamleler yapıyoruz? Ülkemizi daha da demokratikleştirip aidiyet bağını mı güçlendiriyoruz; yoksa her şeyi bir seçim üzerinden mi düşünüyoruz? Kürdistan’ı İsrail istiyor derken, 10 vatandaşını şehit eden İsrail ile gizli görüşürken, ne kadar inandırıcı olabileceğimizi hiç düşündük mü?
2- Bütün Kürtlerin taleplerini PKK’nın talepleri gibi kabul edenlere bugün yanlışlarını hatırlatıyor muyuz? Bu karar mercilerinde bulunanlar, “İngilizler nasıl olsa bir Kürdistan kuracak, Kürdistan’ı İngilizler kuracağına biz kuralım” derken, onlara “Siz kimsiniz” diye soruyor muyuz?
3- Meseleye sadece seçim perspektifinden bakıp “IŞİD-PYD’den daha masumdur” diyenlere, “Yaptığınız yanlıştır arkadaş!” diyor muyuz? Seçim sonucu “Kürtler bize nankörlük yaptı” derken, Gezi’de neden yapmadılar sorusunun cevabını verebiliyor muyuz?
4- “Bir Kürdistan kurulacaksa bunun İslami olması için çalışmalıyız” diyen romantik İslamcılarımıza, “Madem her şeye İslami perspektifle bakıyordun, şimdiye kadar Allah’ın Kürtlere verdiği haklar için mücadele etmedin de kardeşini bir örgüte niye teslim ettin” diye yüzüne haykırabiliyor muyuz?
5- Kürtçülük penceresinden bakanlara Mahabat’ı, Cezayir Antlaşması’nı hatırlattığımızda o gerçekle yüzleştiklerinde yüzlerini nereye dönüyorlar? “Bir IŞİD ile baş edemezken yarın bir devlet kurulduğunda seni istemeyenlerle nasıl baş edeceksin” dediğinizde size ne diyorlar?
6- İngiliz anahtarının bugün açtığı kapıları yarın kapattığında kapıları nasıl açacaksınız hatırlatmasında bulunuyor muyuz?
7- IŞİD de Kobani de Tel Abyat da PYD de dizaynın bir parçası dediğinizde ezberlenmiş sloganlar yerine ne cevap veriliyor? Kamışlı’da, Haseke’de Esed askerlerinin yarın bölge dizaynı bittiğinde Kürtleri bugünkü gibi rahat bırakırlar mı derken geçmişe bakıp sizi ikna edebiliyorlar mı?
8- İran, Rojova yönetimini tanıdı, bir taraftan da Kandil’i bombaladı, Kürt gençlerini idam etti, siz bu politikayı anladınız mı? Sahi, PJAK, İran’dan çekilirken ne şart ileri sürmüştü?
9- Kürtleri, IŞİD ile kendi aralarında kavgayla terbiye etmek isteyenlere bu yol yanlış diye bağırdık mı yazdık mı? Yoksa hala en iyi Kürt ölü Kürt müdür diyenleri bıyık altından onaylıyor muyuz?
10- Erdoğan’ı Başkan yaptırmayız, dediniz ve seçimlerde iyi oy aldınız, size oy verenler sizi nasıl bu kadar kısa sürede keşfettiler? Şimdi ülke koalisyona gidecek peki Çözüm Süreci daha mı hızlanacak, Allah rızası için bunu bir açıklasanız da biz de öğrensek… Bir AK Parti-MHP koalisyonu olursa ne yapacaksınız? Nasıl bir politika geliştireceksiniz? Yarının dünden iyi olacağının garantisini nasıl vereceksiniz? AK Parti’ye kapıyı niye hemen kapadınız, Çözüm Süreci’nde CHP ve MHP politikalarını terk ettiği için mi AK Parti’ye olmaz dediniz?
11- Kobani başta olmak hem PYD hem de IŞİD bünyesinde birçok genç çarpıştı, çarpışmaya devam ediyor. Yarın bu insanlar, Adıyaman, Mardin, Muş, Bingöl vb. yerlere geldiklerinde beraber nasıl yaşayacaklar? Akraba olan bu insanların birbirini kesmeyeceklerinin garantisi var mı? Ne oldu da iki yıl içerisinde böyle oldu sorusunu hiç sormayacak mısınız? Oyunu görmeyecek misiniz?
12- Yarın bağımsız Kürdistan ilan edildi. Liderliği Barzani mi yapacak, Öcalan mı, yoksa Talabani yoksa başkası mı? Yoksa şimdiden başladığı gibi geçmişte örnekleri olduğu gibi bir birakuji mi yaşanacak? Tek tipçilikten gerçekten vazgeçmediğinizde diğer Kürtleri kazanmayı nasıl düşünüyorsunuz?
13- Filmi yine başa aldık, tanklarla toplarla PKK’ya saldırdık, yerle bir ettik, meseleyi bitirebiliyor muyuz? Bitiremiyoruz, peki ne yapacağız?
14- Türk İslamcılar ile Kürt İslamcılara sormak lazım; kardeşim siz nerede anlaşamıyorsunuz da birbirinizi suçluyorsunuz, yabancıya gösterdiğiniz toleransı niye birbirinize göstermiyorsunuz?
15- Mesele de çözüm de basit değil mi!… Herkes herkese tahammül etmeyi öğrenecek! PKK, bu ülkede elindeki silahı kayıtsız şartsız bırakacak! Meclis, yeni Anayasa’yı acilen yapacak! Bu ülke, Osmanlı’da olduğu gibi eyaletlere ayrılacak ve bu eyaletlere katılmak isteyen Batum, Erbil vb. yerleşim yerlerine de açık olacak… PKK açık bir şekilde demokratik bir Türkiye’den yana tavrını açıklayacak, halkı bu yönde ikna edecek. Devlet atılması gereken bütün adımları atacak. Kobani’de yapılan hatanın ve geç kalınmışlığın benzeri yeni durumda tekrarlanmayacak. Karşılıklı güven tesis edilecek. PYD Suriye’nin demografik yapısıyla oynamayacak; çünkü bu ileride etnik savaşın başlangıcı olur, gücü eline alan başkaldırır. Türkiye, IŞİD ile asla ve asla yan yana gelebilecek hiçbir durumu geçiştirmeyecek.” dersek buna itirazınız olur mu?
Biz bize muhtacız, eğer demokratik bir Türkiye oluşturamazsak hepimize yazık olacak. 85 yıldır tekrarladığımız “bölünme” paranoyası gerçek olur ki, emin olun, bu ne Türk’e ne Kürt’e ne Müslüman’a ne de bu coğrafyada yaşan gayri müslime fayda getirir! Ufak hesapları bırakalım aklımızı başımıza alalım. Geç kalınmış ulusçuluk sendromuna kapılmayalım. Gelin beraber büyümeyi seçelim, beraber küçülmeyi değil. Bunu da silahla, insanları yerlerinden ederek değil birbirimiz için yapalım. Bu ülkede hepimize yetecek bir yer olduğunu unutmayalım…