Kültür, değerlerin toplamıdır. Bir milletin medeniyet halkasının içerisinde bulunan maddi ve manevi tüm unsurlar kültürü oluşturur. Milletler kısa vadede modalarıyla gündemi işgal eder. Gelenekler, milletlerin yazılı olmayan kurallar silsilesidir. Gelenekler en küçük yerleşim alanlarında bile nevi şahsına münhasır özellikler taşır.
Gelenekler, görenekler esasında en küçükten başlayarak yücelere giden kilometre taşlarıdır. Türk gelenek-görenekleri, geniş coğrafyalarda ve büyük halk kitlelerinde kabul gördükçe kültürel yapının oluşmasına katkı sağlamıştır. Bayramlaşma, cenaze törenleri, hasta ziyaretleri, düğünlerdeki yardımlaşmalar, asker uğurlama merasimleri, misafir olma ve misafir etme hususları Türk milletinin karakteristik özelliklerini ortaya koyan geleneklerdir.
Medeniyet kavramı daha genel manalar ihtiva eder. İslam medeniyeti, Türk İslam medeniyeti, Avrupa medeniyeti gibi. Mesela Polonya medeniyeti ifadesi doğru bir ifade olmaz. Polonya’nın dâhil olduğu Hristiyan ya da Avrupa medeniyeti ifadesi daha doğru bir çerçeve olmuş olur. Aynı şekilde İslam ya da Türk İslam medeniyeti ifadesi de bizim medeniyetimizi tarif etme bakımından en geniş çerçeveyi oluşturmaktadır.
Son 200 yıldır, belki de daha fazla süre, Osmanlı-Türk kültürü Batı kültürünün taarruzu ve baskısı altında varlığını sürdürmeye çalışmaktadır. Batı kültürünün yayılmasında moda ve sinema önemli roller üstlenmektedir. Fransa’da bir modelist tarafından tasarlanan bir giyim tarzı çok kısa sürede tüm dünyanın trend kıyafetleri arasına girmektedir.
Doğu medeniyeti daha muhafazakâr, erdem dolu, ahlak önceliği olan, nefsani hırs ve arzulara yol vermeyen bir medeniyettir. İslam medeniyeti ve Türk kültürünün; nesli, nefsi, malı, aileyi, gençleri, kadını ve özellikle de kadının cinsel bir malzeme gibi algılanması hatasını önlemeye çalışan bir yönü bulunmaktadır.
Bu hâliyle İslam medeniyeti zor olanı başarmaya çalışan, Türk kültürü ise dağılmaya yüz tutan aile yapısını korumaya çaba gösteren fakat nefse hoş gelen arzuları engellemeye çalıştığı için de hedeflerine ulaşmakta ciddi zorluklar yaşayan medeniyet ve kültürler olarak nitelendirilebilir.
Günümüz dünyasında bu ikilem hayatın her alanında yaşanmaktadır. Kültür ifadesi, yukarıda sayılan özelliklerden hangisidir? Kültürlü ifadesi hangi tip insanı sembolize etmektedir? Kültürlü demek; ilim ve irfan sahibi, feraset ehli insan mıdır yoksa malı mülkü olan, hayatı modanın gerektirdiği özelliklerde yaşayan entel insan tipi midir?
Kültür ve Turizm Bakanlığının iki yıldır “Kültür Yolu Festivalleri” bu anlamda incelendiği zaman daha çok eğlence ve moda boyutuyla ön plana çıkmaktadır. Günümüz insanının kültür algısı; daha çok sosyalleşme ve hayatın zevk, eğlence yönüne odaklanarak ihtiyacını karşılama şeklindedir.
O hâlde kültür ve sanat faaliyeti gösteren, kültür ve medeniyet unsurlarını gündemde tutmak isteyen kişi ya da kuruluşların; hem değerlerin ehemmiyetinden vazgeçmeden hem de insanların ve özellikle gençlerin moda, müzik, sinema, sanat ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak program güncellemelerini yapmaları gerekmektedir.
Asırlar öncesinin yöntemleri ile günümüz insanına hitap etmek, beklenen sonucu vermeyecektir, vermiyor da!