Kültür dediğimiz çok boyutlu bir mesele elbet. Adına ne yapılırsa yapılsın eksik tarafı kalır. Aynı şekilde ne türde adım atılırsa atılsın faydalı sonuçlar doğurur. Önemli olan, ivedi ihtiyaçları doğru gözlemleyebilmek ve belki daha da mühimi yarını inşa edecek doğru adımları atabilmek. Sanatın işlevi zaten bu değil midir? Bugün, sanat için malzeme olabilir. Ancak maksat yarındır. Bu çerçeveden bakarak kültürel eylem planı meselesine dair söylenmesi gerekenleri dile getirmek boynumuzun borcu.
Baştan şunu ifade etmek gerekir ki, AK Parti iktidarında kültür alanında bugüne kadar önemli şeyler yapıldı. Tarihi adımlar atıldı. Fekat bunlar bugünü ilgilendiren adımlar olarak kaldı genellikle. Kültür-sanat, AK Parti’nin yumuşak karnı idi ve bu zayıf halkaya dair arzu edilen adımlar atılmış değil.
Kültürel eylem planı oluşturulması bu açıdan hayati derecede önemi haiz. Lakin paketin yeterli olduğunu söylemek de mümkün değil.
En başta, planın açıklandığı manzarada sorun var. Popüler kültürün simgesi isimlerin masada olması anlaşılabilir. Ama sadece onların yer alması konuyu popüler bir boyuta indirgiyor.
Paketin mahiyetine gelecek olursak…
Kütüphane meselesinin önemsenmesi, çoğaltılması, kökleştirilmesi mühim. Aynı şekilde büyük kültür merkezleri kurulması da bir ihtiyaca karşılık gelir. Telif konusu kanayan yaramız, çözüm bulunması harika olur. Sanatçı için emekliliğin kolaylaştırılması da doğrudan konuya nüfuz eden başlıklardan… Tiyatrolara desteğin artacak olmasına da sevindik…
Gelgelelim, 13 yılın sonunda açılanacak plan bu kadarla kalmamalıydı. Daha kalıcı, yarına yönelik ve kültürün her alanını ilgilendiren, üretimi besleyecek/kolaylaştıracak başlıklar aradı gözüm.
Misal mi?
Sinemadan bakabiliriz…
Pakette sinemaya dair bir şey göremedim. Halbuki en popüler sanat dalı, en etkili kitle iletişim araçlarından biri olarak sinema alanındaki üretim manileri ortadan kalkmalı.
Dağıtım tekeli sorununun büyüyerek kangrenleşmesi, sinema destek fonlarının giderek artmasına rağmen yetersizliği, sinema bileti ve üreticilerden alınan vergilerin kaldırılmaması, sponsorluk müessesesini güçlendirecek vergi muafiyetinin oluşturulmaması, kurumsallaşma tekelinin kırılmasına dair sivil toplumu besleyecek çözümlerin üretilememesi gibi başlıca mevzuları hemen dile getirebilirim.
Sponsorluk ve vergi meselesi sanatın her alanı için hayati derecede önemli.
Gençlerin sanat eseri üretmesi noktasında yarı resmi kurumlar eliyle eğitim ve üretim mecraları oluşturulması da çözüme yönelik adım olacaktır.
Kültür Bakanlığı’nın destek fonlarının artıyor olması sevindirici. Ancak devletten para beklemek seçeneğinin tek başına çözümü getirmeyeceğini görüyoruz. Sponsorluk müessesesinin güçlendirilmesi ve özel sektörün sinemaya katkısının arttırılması inanılmaz etki edecek bir adım olur.
Dağıtım tekeline dair alternatif oluşumlar da sinema üreticisine nefes aldıracaktır.
Çözüm önerisi sunma konusu daha da genişletilebilir. Yeri geldikçe ifade etmeye çalışıyoruz zaten.
Önemli olan şu ki; sanat, desteksiz var olamaz. Devlet desteği belli oranda olmalı. Fekat esas mesele özel sektörün olaya dahil edilmesidir. Hele hele liberal piyasa ekonomisinde özel sektörü hesap etmeden adım atmanın mantığı yok.
Her şeyi devletten beklememe adına sivillerin önünü açmak devletin başlıca vazifesi olmalı.
AK Parti iktidarında bugüne kadar yapılan güzel şeylerin kültür alanında yeterli olmadığını yeniden belirttikten sonra heyecanla çözüm adımlarını beklediğimin altını çizmek isterim.
Yarın için, bugünden…