Zor sorulara basit cevaplar vererek yürümeyi deneyelim…
Türkiye’de her şey yolunda gidince…
İstikrar yakalanınca Batı neden rahatsız oluyor?
Bu istikrar neden sadece ‘gerçek’ İslam ülkeleri tarafından alkışlanıyor?
Kendini Batılı gören siyasi partiler istikrarsızlaştırma ve kimliksizleştirme tehlikesi riski taşımalarına rağmen bir başarı elde ettiklerinde Batı neden mutlu oluyor?
Bu ve benzeri binlerce soru sorabiliriz…
Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM) başarılı çalışmalar yapıyor. Fakat gözler başka şeyleri gördüğü, kulaklar başka şeyleri duyduğu için bunların birçoğu geri dönüşüm kutusuna gidiyor.
Burada çalışan arkadaşlar bizim gibi bir yığın soru sorup bunlara cevap aramışlar. Buldukları cevapların hepsinin altına imza atabiliriz…
Bugün memleketin ve milletin sorması gereken tek soru “Türkiye neden önemli?” olmalı.
Afrika için, Avrupa için, mülteciler için, mazlumlar için İslam coğrafyası için; siyasi, kültürel, tarihsel, küresel ve ekonomik açıdan “Türkiye neden önemli?”…
Tarihi açıdan neden önemli: Binlerce yıllık köklü devlet geleneğini hatırladığı ve buna sahip çıktığı için…
Siyasi açıdan neden önemli: Küresel sistemle tüm insanlık adına mücadele edebilme kudretini yakaladığı için…
Kültürel açıdan neden önemli: Medeniyet birikimi ile dünya kültürlerine ev sahipliği yaptığı için…
Ekonomik açıdan neden önemli: Finansal zenginliğini gönül zenginliğine dönüştürebildiği için…
Küresel açıdan neden önemli: Küresel sistemin dayatılan çarpıklıklarıyla tüm insanlık adına mücadele ettiği için…
İslam coğrafyası için neden önemli: Aşiretlere, kabilelere bölünmüş Müslüman coğrafyasındaki farklılıkları zenginlik olarak gördüğü için…
Afrika için neden önemli: Kıtanın potansiyelinin bu topraklarda yaşayanlara ait olduğunu savunduğu ve sömürülmesine karşı çıktığı için…
Avrupa için neden önemli: Doğu ve Batı kültürlerini birleştirici birikime ve konuma sahip olduğu için…
Mülteciler için neden önemli: Kapılarını ayrım gözetmeksizin kendisine sığınanlara açtığı için…
Mazlumlar için neden önemli: İnsani yardımı aynı zamanda vicdani bir sorumluluk olarak gördüğü için…
Bu soruları ve cevapları çoğaltmak mümkün…
Bu topraklar tarihinin hangi döneminde bu ve benzeri sorulara muhatap oldu? Ya da tersinden soralım: Böylesi bir özgüvenle pergelin ucunu Trakya ve Hakkâri’den dışarıya en son ne zaman çıkarabildi?
Memleketin üzerine büyük bir kaos çarşafı germek isteyenlerle mücadele yöntemimiz popüler siyasi gerginliklere basit cevaplar üreterek geçiştirmek olmamalı.
Meselelere bakarken fotoğrafın tamamını görmek yetmez…
Daha yukarıya çıkıp köşe-bucak, dip-kenar ne varsa her şeye hâkim olmak gerekir.
UHİM, yine çok önemli bir soru sormuş: “Kötüler dünyada ne yapar?”
Unutmayalım: Kötüler sadece kendi çıkarlarını düşünür. Gözlerini güç, para ve iktidar hırsı bürümüştür. İstediklerini elde edebilmek için diğer insanları tehlikeye atmaktan çekinmezler…
Durum budur…