Kötü

Abone Ol

Eski tabirle İfrat; Aşırılık, taşkınlık, ölçüyü kaçırma, mübalağa anlamlarındadır. Herhangi bir konuda ortalamanın üstüne çıkarak haddi, ölçüyü aşarak sınırları zorlamak, ölçüyü aşma, aşırı davranma, taşkınlık göstermedir. Olumlu ve olumsuz anlamda en uç noktalardır. Bir işte, sözde veya davranışta haddi aşma, pek ileri gitme, aşırı olma durumudur.

Tefrit ise: Çizginin yetersiz ucunda kalan kısımdır. Kelime olarak, ortalamanın, yani vasatın çok altında kalmak, geride kalmak, normalden aşağı olmak gibi manalara gelmektedir.

Son olarak İfrat ve Tefrit kavramlarının her ikisinin de aynı anda bir şahısta bir araya gelmesinin en kötü örneği ile karşı karşıya kaldık.

Bir siyasi parti liderinin hanım bakanımız hakkında kullandığı cümleler buna sebep oldu.

Öfkenin aşırı olmasına saldırganlık denir. Saldırgan kimse, hiddetli olur, kendine ve başkasına zarar verir, bu hâl, küfre götürebilir. Bahse konu konuşmada bu gerçekleşmiş bulunmaktadır.

“Öfkenin ifratı imanı bozar” diye bilinir. Öfkenin lüzumlu olanına şecaat (kahramanlık, yiğitlik), lüzumundan az olmasına da korkaklık denir. Tam da bu noktada bu kabul edilemez sözleri sarf eden siyasi parti lideri kahramanlığa soyunayım derken aslında küfrün tam orta noktasına savrulmuştur. Çünkü sahip olduğu koltuğu kaybetmekten korkmaktadır çünkü yetersizdir ve kahramanlık yapayım istemiştir. Kime karşı, bir hanımefendiye karşı.

Ne acınacak bir hareket, ne ucuz, ne seviyesiz bir kalkışma.

Ahlak insanın doğuştan getirdiği ya da sonradan kazandığı birtakım tutum ve davranışların tümüne denir. Ahlak genel olarak kişide huy olarak bilinen nitelik; iyi ve güzel olan nitelikler toplamıdır.

Ama şahit olduğumuz bu sözler bu kişinin Ahlak kavramından hiç nasibini almadığını göstermektedir.

Ahlak, kelime olarak huy, karakter gibi anlamlara gelmesine rağmen yaygın olarak kullanımı Latince kökenli MORAL kelimesidir. Bununla birlikte ahlak, insanların toplum içindeki eylemlerini ve birbirleriyle olan ilişkilerini düzenlemek amacıyla kabul edilen ilkeler bütünüdür.

Şahit olduğumuz olayda bu kabul edilemez, talihsiz sözler sarf eden kişinin kimlik ve kişilik olarak son derece zor durumda olduğu göstermektedir aslında.

Sıkışmışlık, yetersizlik, iktidarsızlık, dikkate alınmama, sözüne değer verilmeme, kendini çaresizce ispat etme gibi durumlar içerisinde kıvrandığını görmekteyiz bu kişinin.

Ahlak Felsefesi, ahlakı felsefi açıdan inceleyen ve açıklayan bir düşünce sistemidir. Ahlakın ne olduğunu, ahlaki eylemin nasıl oluştuğunu, insan eylemlerinin dayandıkları temelleri, iyi ve kötü eylemlerin nedenini inceler. Ahlak felsefesi ahlak üzerine sistemli bir şekilde düşünme, soruşturma, ahlaki hayata dair bir araştırma ve tartışma olarak tanımlanabilir. Kısaca ahlak iyi ve kötü eylemlerin pratikteki değeri, ahlak felsefesi ise iyi ve kötü eylemin teorisi şeklinde tanımlanır.

Benim tavsiyem bu kişi derhal bu konuda ciddi bir eğitime tabi tutulmalı, bunu reddediyorsa birileri mutlaka bu eğitimi alması için onu zorlamalıdır. Sade bir şahsiyet olsa bunu önermeyebilirdim ama kendini ana muhalefet lideri olarak tanımlıyorsa o parti idarecilerinin derhal bu konuya el atmaları mecburi hale gelmiştir. Neden mi? Zira kendileri de bu parti başkanı yüzünden çok ama çok zor durumda kalmaktadırlar.

Etik, insanın ahlaka ilişkin davranışlarının doğurduğu sorunları ele alan felsefe dalıdır. Etik özel durumlarda insanın nasıl ahlaklı davranabileceği konusunda araştırma yapar. Buna da uygulamalı etik denir, meslek etiği, tıp etiği, çevre etiği gibi. Şimdi artık buna parti başkanı etiği kavramı eklenmiş durumdadır.

İyi, genel olarak insanın insan olma değerlerine ve yaşadığı topluma yararlı ve değerli olandır. İnsanın yapması gereken davranışlar “iyi” olarak tanımlanır ve kötünün karşıtıdır.

Bu kişi tarafından kullanılan sözler iyi değildir. Kötülüğün temsilidir.

Kötü ise yapılması istenmeyen, değersiz ve faydasız olan, iyinin karşıtı olarak tanımlanabilir. İnsanın yapmaması gereken davranışlar “kötü”dür.

Demek ki bu şahıs kötüdür.

Kötülerden ise asla fayda beklenemez.

Keşke zarar gören çocukları konuşarak zamanımızı tüketseydik.Keşke zarar gören çocuklar üzerinden siyaset yapmayı marifet bilmeseydik.

Keşke…