Mehtap Güneş’e
Bu cuma da, başlarını,
kanatlarını
Okşayarak yerleştir sayfaya
şiirlerimi, ne olur,
sevgili editörüm!
Bak, sana söz, – çalışıyorum
üzerinde,
Genleriyle oynayacağım
onların,
Bundan böyle sayfaya
yerleştirirken onları
Fazla uğraştırmayacaklar seni.
Daha yumurtadan çıkarlarken
Kanatlarının eni
Tabutu aratmayacak kadar dar
bir tek gazete sütununu,
Kuyruklarının boyu da
Yarım gazete sayfasını
Geçmeyecek
zümrüdü ankalarımın!
Sana söz, sana söz,
bak, göreceksin!
GEÇİP GİDEN
Öyle keçi gibi seğirtme
peşinden sözcüklerin!
Artık yaşlısın, yaşlı, a şair!
Ve yazdıklarından daha yorgun…
Bırak, düşünce ok gibi fırlasın
senin yerine
Ve saplansın bağrına güzelliğin,
Ama yine de yere düşürmesin
avını sakın!
İki yavuklu gibi
tamamlasınlar birbirlerini
Ve tutuşup, birlikte yansınlar
oracıkta!
Sonra şiirin rüzgârı gelsin
Kanatlarıyla süpürsün
Ve savursun onların küllerini
Yüzüne, gözlerine,
Sonra da, yazıp çizdiği sayfalarda
Daha kurumamış mürekkebine
geçip giden’in!
24 Eylül 2009
‘Eylül Çıkmadan’ Kitabı