Bugün yapılan en büyük hatalardan biri, tek bir kare üzerinden çok büyük ve genel yorumlara gitmektir.
Hiçbir ihtiyat payı içermeyen ve fotoğrafın önünde, ardında ve yanında ne olduğunu hesaba katmayan yorumlar tecrübesiz, hafızasız bir çocuğu andırıyor.
Oysa ilimle birleşen tarih ve tecrübenin yeri doldurulamazdır.
Daha önce defalarca hata yapmış, aldatmış birinin çok merhametli ve anlayış içeren bir fotoğrafını görüp bütün tecrübeyi yok sayma pahasına güvenmek, gelecek yeni faturaları peşinen kabul etmekten başka bir acziyete işaret etmez.
Tek bir karenin bıraktığı kör noktalar ancak tarih ve tecrübe ile aydınlatılabilir.
Bu aydınlatma aracını devreden çıkaran bazı bakış açılarının, bugün de Sayın Cumhurbaşkanı ile TBMM’de bir araya gelen Özgür Özel fotoğrafı için yapıldığını görmek, çok şayan-ı dikkattir.
Bu, olumlu bir fotoğraf olmakla birlikte CHP’nin ve CHP liderinin geçmiş tutumlarını unutturan bir fotoğraf değildir; en azından benim için.
Kaldı ki PKK’nın siyasi uzantısı olan bir parti ile aralarına açık bir sınır da çizmemişken.
Tarihin aynasında anlam kazanan bugün ve gelecek bizi noktasal körlüklerden kurtardığında, gelecekte verilecek olan yeni fotoğrafların nasıl olacağını beklemek de oldukça önemlidir.
Ancak o zaman gerçek bir samimiyet testi oluşabilir.
Tek bir fotoğrafla kurulan düş, sarsıcı bir uyaranla hüsran da olabilir.
İktidar arzusunda olan CHP’nin muhafazakâr seçmene yaklaşmak adına giriştiği şirin görünme çabalarının diğer tarafında da PKK uzantıları, FETÖ ve marjinal gruplar olduğu asla inkâr edilemezdir.
Gezi’yi kutsal bir milat olarak görmekten de vazgeçmiş olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz değil mi?
İşte o tek fotoğrafı bir tarihsel akışa tabi tuttuğumda bütün bunları ve daha yazamadığım pek çok şeyi de görüyorum.
Tek bir fotoğrafta ve sahnede bütün ruhumu eritmiyorum.
Güzel adımları anlamlı fakat ihtiyatla karşılıyorum; zira karşımda olanın CHP olduğu hakikatini de unutmadan.
Bu görüşmeden murat edilenin Özel açısından ne olduğu da çok açıktır başka bir yanıyla.
Onlardan en önemli olanlarından biri de İmamoğlu karşısında Özel’in koltuğunu daha da güçlendirmesidir.
Partili demokrasilerin temel mantığını da hesaba kattığınızda fotoğraf daha da netleşecek ve etrafıyla birlikte görünecektir.
Geçmiş, bu fotoğrafa çok dikkatle bakmamız gerektiğini gösteriyor; bunda kuşku yok.
Lakin geleceğin nasıl inşa olacağını da hep birlikte müşahede edeceğiz.
Bunun için çok erken ve çok yetersiz delillere sahibiz.
Benim güvenimi kazanmak isteyen CHP’nin, PKK uzantılarıyla ve FETÖ ile arasına net sınırlar koymadan ve bunları da uygulayarak göstermeden, bunu başarması mümkün değildir.
Darbe severliğini, “Gençler darbe yapsa teslim olurum” diyerek daha yeni tasdik edenlerin daha çok fırın ekmek yemesi lazım.
Ben tek fotoğrafla derin hayaller kuranlardan olmadığım gibi tek çiçekle baharı getirenlerden de değilim.
Neme lazım, sonra mart kışına bütün umutlarımı kaptırmak istemem…