Köprüden önceki son çıkış!

Abone Ol

Okyanusta karanlık ve dalgalı bir gecede ilerleyen gemi bir ışık görür ve kaptan mesaj gönderir: “Üzerime doğru geliyorsunuz rotanızı değiştirin.” Kaptanın gemi zannettiği ışıktan gelen cevap şöyledir, “ben bir deniz feneriyim, siz rotanızı değiştirin yoksa kayalıklara çarparsınız. Kaptan personeline acil bir emir verir ve değişmez dediği kararını ve yanılmaz dediği paradigmasını değiştirir.

Millet, siyasette paradigmaların değişmesi gerektiğini söyledi.Önümüzdeki genel seçimler köprüden önceki son çıkıştır! Yerel seçim sonuçlarını incelediğimizde iktidar ve muhalefet partilerinin stratejilerinde iki temel yaklaşım dikkat çekti. Bunlar, muhalefetin birlik olması, iktidarın ise birliğini muhafaza edememesiydi. Muhalefet partileri rakiplerini yalnızca yıkmak düşüncesi içinde hareket ederek tek yumruk oldu. İktidar partisi ise küskünlerin kendisine ders verme arzusunun önüne geçemedi.

Genç seçmenler seçim sonuçlarını belirleyen önemli bir faktör oldu. Eğitimde son 17 yıldan beri milli ve manevi değerlerimize bağlı ideal bir gençlik yetiştiremeyen iktidar, bu dönemde yetişen gençlerin çoğunun desteğini maalesef alamadı. İktidar, 4,5 yıl sonra yapılacak genel seçim için verilen bu kuvvetli işaretleri iyi okumalıdır. Aksi takdirde, iktidar gemisinin kayalıklara çarparak alabora olmasını engellemek zor görünüyor. Çare iktidarın paradigmasını değiştirmesindedir. Bu değişimin nirengi noktalarını şu şekilde ifade edebiliriz: Gençler siyasette yıkıcı ve kutuplaştırıcı bir dil kullanılmasını istemiyor. Gençler yıkıcı, keskin ve ötekileştiren bir dil kullanılmasından rahatsız olduklarını açıkça ifade ediyor. Bu rahatsız edici siyaset dilinin yerine kuşatıcı, gönülleri ısıtıcı, rehberlik yapan, farkındalık kazandıran bir dil kullanılmasını istiyor. Yetişkinler de öldürücü, zehirli ve keskin bir siyaset dilinden rahatsız oluyor. Siyasetin sert üslubu komşuluk ve dostluk ilişkilerine zarar veriyor. Toplum kamplara ayrılmak ve birbirlerine düşmanca bakmak yerine birlikte mutlu ve uyumlu bir şekilde yaşamak istiyor.

Akademisyenler dar bir eş dost çevresi ve belirli sivil toplum kuruluşlarının arasından seçilen rektörlerin atanmasından rahatsız oluyor. Mesela, edebiyatçı bir YÖK başkanının Türk dili ve edebiyatı, Fars dili ve edebiyatı, Arap dili ve edebiyatı ya da İngiliz dili ve edebiyatı hocalarını ya da belli başlı vakıf ve cemaat mensuplarını rektör olarak ataması farklı yelpazede yer alan akademisyenleri rahatsız ediyor.

İktidar partisinin davasının ne olduğu vatandaş tarafından sorgulanıyor. İktidar partisi Kemalist mi, İslamcı mı, milliyetçi mi, liberal mi diye soruluyor. AK partiye milli görüş geleneğinden katılmış olanlar milli görüş gömleğinin çıkarıldığını iddia ederek oyunu iktidar partisine vermedi. Saadet Partisi’nin %1.21’lik oyu (103.300 kişi) iktidar partisine verilmiş olsaydı İstanbul AK Parti’nin elinde kalacaktı.

Esnaf, yerel yönetimlerin verdiği ihalelerin belli başlı firmalara ya da belli başlı etkili grupların şirketlerine verildiği için rahatsızlıklarını ifade ediyordu. Sonuçlar bu memnuniyetsizliğin sandığa yansımış olduğunu gösteriyor.

İktidar partisi köprüden önceki son çıkış olan gelecek genel seçimi lehine çevirmek istiyorsa acilen bir paradigma dönüşümüne gitmelidir. Bu amaçla, gençleri kazanmak için ciddi bir çalışma başlatılmalıdır. Sivil toplum kuruluşları arasında ayrımcılık yapılmadan iktidarı desteklemiş olan her kesime aynı mesafede yaklaşılmalıdır. Teröre bulaşmamış olan sivil toplum kuruluşlarının desteği alınmalıdır. Bürokrat atamalarında liyakat ilkesi esas alınmalıdır.

İktidarı Cumhur İttifakı oluşturuyor fakat muktedir eden millet, takdir eden ise Allah’tır.

Milletimizin bütün kesimlerini kucaklayıcı, kuşatıcı, yapıcı bir dil kullanılması gerilimi azaltacaktır.

AK Parti’yi kuran insanların heyecanı ve coşkusu tekrar geri kazanılmalıdır.

Milletimizin her kesimi kendisini bu parti içerisinde önemli ve değerli hissetmelidir.

Dindarlık oranının yüksek olduğu yerlerde oy oranının yükseldiği fark edilmelidir.

İsabetli aday seçilemeyen yerler seçimin kaybedilmesinde etkili olmuştur.

Yapılan tavsiyeler uygulamaya yansıtılmadığı takdirde seçim sonuçlarında ekrana yansımaktadır.

Gençler değişim istiyor. İnsanlar dikkate alınmak istiyor. Vatandaş sesini duyurmak istiyor.