ABD küresel ölçekte ekonomik savaş başlattı. ‘Dolar’ ise bu savaşın en önemli enstrümanı.
ABD’nin son adımları sadece Türkiye’yi değil Çin, Rusya ve İran’ı da hedef aldı.
Rus rublesi geçtiğimiz gün 24 saat içinde yüzde 4 değer kaybetti.
Sevr’in yıldönümü olan 10.08.2018’de ise Türkiye’ye ekonomik operasyon çekildi. Bunun adını ‘ekonomik darbe girişimi’ olarak koyabiliriz.
Darbe girişiminin başarılı olmaması için psikolojik harp tekniklerini hayata geçirmeliyiz. Askeri darbelere karşı bileylendik yıllarca…
Nasıl karşılayacağımızı çok iyi biliyoruz.
Peki ekonomik saldırılar karşısında ne yapmalıyız?
Milli duruş nasıl gösterilir?
Şimdi süreci tanımlama ve yol haritası belirleme zamanı!
Ne yaşıyoruz?
Kur yükselişi iktidarın yanlış ekonomi politikalarının bir sonucu değildir.
Bir gün içinde TL’nin yüzde 10 değer kaybetmesi ancak dış müdahaleyle açıklanabilir. TL spekülatif bir atak yaşıyor ve bunun nedeni tamamen siyasi.
Bu bir ekonomik saldırıdır. Türkiye kuşatılmak isteniyor.
ABD Hakan Atilla davasını ele alarak yargı yoluyla Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak istedi.
Güneyden terör koridoruyla güvenliğimize tehdit oluşturdu.
15 Temmuz ile siyasete müdahale girişiminde bulundu.
ABD bu üç büyük girişimin ikisinde başarısız oldu.
Şimdiyse ekonomi alanından darbe indirme girişiminde bulunuyor.
ABD bizden ne istiyor?
ABD tekrar kendi ekseninde uydu bir ülke istiyor.
Türkiye ise yumurtaları tek sepete koymuyor.
Türkiye dış politika, güvenlik, savunma ve enerji alanlarında ABD’ye bağlı ya da bağımlı bir noktada değil özgün, milli refleksleri olan yerli bakış açısıyla pozisyon alıyor.
İşte bu nedenle ABD, Brunson’u bahane ederek Türkiye’yi hizaya çekmek, egemenliğimizi silmek ve uydu ülke yapmak için ekonomik darbe girişiminde bulunuyor. Geri adım atarsak gönüllü köle pozisyonu almış olacağız.
Brunson serbest bırakılırsa sonrasında ABD’den Türkiye’ye yeni talepler gelir mi?
Sarı öküz hikâyesi tam da bu meseleyi anlatıyor. Sarı öküzü verirsek ‘talep ya da emir’lerin sonu gelmeyecek. ABD ne isteyebilir?
-Suriye’de terör koridoruna karışma. Afrin’den geri çekil. YPG’ye müdahale etme.
-S-400 alımını iptal et.
-Rusya, Çin, Hindistan gibi ülkelerle ilişkilerini geliştirme.
-İran’a sırtını dön.
-Ortadoğu’da varlık gösterme. TİKA’yı kapat.
-Akdeniz’de enerji arayışından vazgeç. Hak iddiasında bulunma.
-FETÖ ile mücadeleyi bitir.
-Savunma sanayi projelerini dondur.
– Filistin meselesini unut.
Türkiye ABD’ye nasıl karşılık verdi? Erdoğan ne diyor?
Türkiye temkinli ve soğukkanlı bir şekilde duruşundan taviz vermeden, diplomasiyi açık tutarak dik bir duruş sergiliyor.
Erdoğan, New York Times’a bir makale kaleme aldı. Erdoğan’ın ABD’ye mesajları şöyle;
– Türkiye, Kore’den, 11 Eylül’e kadar hep ABD’nin yanında oldu
– ABD ise 15 Temmuz’da, YPG ile kötü sınav verdi.
– Trump, Brunson için yargıya müdahale etmemi istiyor
– Tek taraflı adımlar bizi başka ittifaklara zorluyor
Gerginlik devam ederse neler olabilir?
Ekonomik baskı derinleştirilecektir. Saldırı ekonomi ile sınırlı kalmayabilir. İdlip’i karıştırarak düzensiz göç hareketlerini tetikleyebilirler. Esed’in olayların ardından Türkmendağı’nı vurması manidar.
Türk halkı ne yapacak?
Kurtuluş savaşında İngiliz ve Fransız’a karşı Antep savunmasında bir yılı aşkın bir süre kuşatılmış bir şehir içinde bulgur pilavıyla beslenen, kazma kürekle vatanını savunan bir aile geçmişinden gelen hafızayla şunu söylüyorum; Türk halkının dayatmalara, zorlama politikalara ve sömürgeci emperyalist tutumlara gıcığı vardır. Türkiye boyunduruk altına alınamaz.
Zorbalar tarih okusun, sosyolojiyi yorumlasın, direnç seviyemizi ölçsün… Sonra kararını versin.
Bu millet için onur, şeref ve bayrak ekonomiden önemlidir.
Birkaç hain, çıkarperest ve satılmış dışında herkes gerekeni yapacaktır.
Halkımız ‘Milli duruş’un ekonomik versiyonu noktasında da tüm dünya halklarına örnek olacaktır.