Gündem

‘Komutanım yanlış bir şey mi var?’

Abone Ol

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın Muğla Ticaret ve Sanayi Odasının konferans salonundaki duruşmasının sabah bölümünde mahkeme heyeti, ilk olarak uçuş teknisyenleri eski astsubaylar Murat Gösterit ve Aydın Özsıcak’ı dinledi.

Sanık Gösterit, yıllık uçuş saatinin dolmasına 5-6 saat kaldığı için o gün başka VIP uçuşlara katılmamasına rağmen Marmaris uçuşunda yer aldığını iddia etti.

Tabur komutanının 4 helikopterle VIP bir görev olduğunu ancak nereye gidileceğini bilmediğini söyleyerek kendisinden saat 22.00 gibi hazır olmasını istediğini anlatan Gösterit, “Albay Zeki Göçmen’in kullandığı helikopterle Çiğli’ye gittik. Giderken Zeki Albay telefonlarımızı kapatma talimatı verdi. Bir süre Çiğli’de bekledikten sonra helikopteri çalıştırdık ve nakledilecek personel geldi. Karşımda oturan personele pilotlarla irtibat kurması için kulaklığımı verdim. Tutuklandıktan sonra bu kişinin Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş olduğunu öğrendim.” dedi.

Kalkış sırasında pilot Göçmen’e “Komutanım nereye gittiğimizi söylemediniz, yanlış bir şey mi var?” diye sorduğunu ifade eden Gösterit, bunun üzerine Göçmen’in, “Ne yanlışı, komutanların emirlerini yapıyoruz.” yanıtını verdiğini öne sürdü.

Darbeci general “Yanlış bir şey yapmıyoruz” demiş

Gösterit, kulaklığı verdikten sonra Sönmezateş’in kendisine “Yanlış bir şey yapmıyoruz, sakin ol.” dediğini aktardı.

“Darbeci değilim, FETÖ’cü hiç değilim.” şeklinde savunma yapan Gösterit, 15 Temmuz gecesi telefonla konuştuğu kişiler arasında bulunan eşinin dayısının Cumhurbaşkanı’nın çağrısı üzerine köprüye gittiğini ve ayağından vurularak gazi olduğunu söyledi.

Sanık Özsıcak’ın savunması

Uçuş teknisyeni eski Astsubay Aydın Özsıcak ise 15 Temmuz’da VIP uçuşlarda görev aldığını vurgulayarak, personel sıkıntısı nedeniyle Marmaris uçuşunda da yer aldığını iddia etti.

Cep telefonlarının kapatılmasına dair bir emir olduğunu değerlendirerek telefonlarını kapattıklarını öne süren Özsıcak, tüm standart uçuşlarda kendisinin telefonunu kapattığını savundu.

Çiğli’deyken saat 02.00 sıralarında personel nakli olduğunun söylendiğine işaret eden Özsıcak, “Komutana tekrar görevin mahiyetini sordum. Bir ekibi Marmaris’e bırakıp döneceğimizi söyledi. Başka da bir şey söylemedi. 30 dakika kadar pist başında bekledik. Marmaris görevi olduğu söylenince aklıma Aksaz geldi. Deniz üssüne gideceğimizi düşündüm.” dedi.

Koordinatı verilen yere personeli indirdikten sonra 20 dakika kadar havada kaldıklarını vurgulayan Özsıcak, bir süre sonra yakıt sıkıntısı çekmeye başladıklarını bildirdi. Yakıt almak için Marmaris’ten uzaklaşıp Dalaman Meydanı’na giderken telsizden meydanın “tanımsız bir hava aracı” ikazı yaptığını duyduklarını aktaran Özsıcak, telsizden kendilerinden önce meydana giden helikopterdekilere “teslim olun” uyarısında bulunulduğunu söyledi.

Bunun üzerine Bodrum’daki Imsık Meydanı’na iniş yaptıklarına dikkati çeken Özsıcak, yakıt ikmali için bekledikleri tanker gelmeyince bir şeyler olduğundan şüphe duymaya başladığını ifade etti.

Bir süre sonra Dalaman’daki Sikorsky helikopterin de Imsık’a geldiğini kaydeden Özsıcak, “Dağlı Albay, gideceğimizi söyledi. Helikopterimizi bırakarak Sikorsky ile Çiğli’ye döndük. Helikoptere binince şaşırdık, tedirgin olduk. İçeride durumu ağır bir yaralı vardı. Onlarca mermi izi vardı. Çiğli’ye iniş yapınca herkes ayrıldı. Telefonumu açtım eşimle konuşunca ağlıyordu, böylece ülkede olanlardan bilgim oldu. Güvenlikçilere teslim oldum.” diye konuştu.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteriyle ilgili soru

Büyük Birlik Partisinin (BBP) Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin yaşamını yitirdiği helikopterde inceleme yapan kaza kırım ekibinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast girişimidavasının sanıklarından Davut Uçum ile birlikte yer alan Özsıcak, mahkeme başkanının düşen helikopterle ilgili sorusu üzerine, “Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinden herhangi bir parça sökmedim.” iddiasında bulundu.

Özsıcak, mahkeme başkanının sorusunu, “Helikopterdeki bir parçayı incelerken görüntülenmişim. Ben Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinden herhangi bir parça sökmedim. Bu konuda zaten hakkımda takipsizlik kararı verildi.” şeklinde cevapladı.

Mahkeme başkanından kağıt-kalem uyarısı

Mahkeme Başkanı, sanıklara savunmaları ve sorulan sorularla ilgili not alabilmeleri için kalem ve kağıt dağıtıldığını belirtti. Başkan, “Bu kağıt ve kalemleri kendi aranızda yazışasınız diye vermedik. Böyle bir usul yok. Tekrarı olursa kağıt kalemleri toplatır, hakkınızda işlem yaparım.” uyarısında bulundu.

Duruşma diğer sanıkların dinlenmesiyle devam ediyor.