Kısa filmciler için kısa bir yazı

Abone Ol

Kısa filmin ne olduğunu anlatmayacağım. Daha doğrusu fazlasıyla teorik bir metin neşretmeyeceğim.

Daha somut sıkıntılarımız var.

Dünyanın bütün kısa filmcileri bir araya gelse de çözemeyecek cinsten…

Festival mevsiminde olduğumuz için mesaimizin ciddi kısmını film izlemeye ayırıyoruz. Jürilik zor zanaat hacılar…

Yüzlerce kısa film izlemek şahsım için şenlik. Her yıl bu dönemleri iple çekiyorum. Hem film izlemek denen ilim çalışmasını devam ettiriyorum, hem de gençliğin (ve elbette memleketin ve dahî sinemanın nereye evrildiğini) görüyorum. Eşsiz bir formül. Allah bozmasın.

Fakat son dönemde dikkatimi cezbeden birkaç husus vuku buldu.

Teknolojinin film yapımını kolaylaştırması, cihazlara ulaşımın işten bile sayılamaması sonucu acayip fetişist manzaralar sergileniyor.

Son dönemin en belirgin fetişizmi drone kamera! İlgili ilgisiz herkes, her filmde drone kullanıyor.

Neden? 

Genel plan çekmenin bile gerekmeyeceği yerlerde neden meseleye tepeden bakıyoruz!

Elbette sinemada kullanılacak her malzeme maksada binaen işlevselleşir. Yerinde kullanıldığında drone’un etkisi filme çok şey katabilir. Ama drone sahibi olabilince ya da drone kullandırtabilince, “adam prodüksiyon yapmış be” desinler diye kullanmanın bir manası yok.

Hayatta olduğu gibi sinemada da her şey yerli yerince olmalı.

Drone fetişizmine dikkat lütfen!

Bir dönem jimmy jip kullanımı için aynı şey geçerliydi. Teknolojik imkânlar kolaylaştıkça benzer şeyler yaşayacağız sanırım.

Sinemada ve özelde kısa filmde kullanılacak her enstrümanın maksada hizmet etmesi gerekir. Drone gibi teknik dokunuşlar filmin duygusuna zarar verebilir.

Kısa filmcilerin dikkatine!