Türkiye’de uzun zamandır her şey yolunda gidiyordu, 2003’teki iktidar değişikliği ile birlikte o güne kadar ülkemizde görülmemiş bir kalkınma ve demokratikleşme hamlesi ortaya konulmuştu. Terör bitmek üzereydi…
Ta ki 2009 yılına kadar…
2009 yılından itibaren birileri düğmeye basmış, o güne kadar cemaat olarak kamufle olmuş terör örgütünden, uyum içinde çalıştığı devlete karşı sesler yükselmeye başlamıştı. PKK yeniden faaliyete geçmiş, karakolları basmaya başlamıştı.
Peki, ne olmuştu 2009’da?
29 Ocak 2009 tarihinde, Davos’ta bir ilk yaşandı. İlk defa bir ülkenin lideri, İsrail’in acımasızlığı ve zulmünü yüzlerine vurdu.
“One Minute” çıkışı İslam dünyasının on yıllardır liderlerinden beklediği bir çıkıştı.
O gün Recep Tayyip Erdoğan diplomatik bütün teamülleri alt üst ederek, siyasi hayatını bitirebilecek bir risk aldı.
Zalimin karşısında susan dilsiz şeytan olmamak için belki, belki de “Başlarım diplomasisinden, orada çocuklar ölüyor!” diyerek bir baba olarak kalbini dinledi ve yaptı o “One Minute” çıkışını.
Müslümanların gönlüne taht kurarken, zalimlerin hedef tahtasına oturtuldu bu çıkışla.
Dünya sermayesini elinde tutan, arkasında ABD gibi bir koruması olan ve dünyanın en güçlü istihbarat ağına sahip bir yapıya meydan okumuştu.
Ne olduysa “One Minute”tan sonra oldu…
O güne kadar Recep Tayyip Erdoğan aleyhine tek bir kelime yazmayan Batı medyası, o günden itibaren Recep Tayyip Erdoğan’ı karalamakta birbirleriyle yarışır hale geldi. Sonrasında, hedefe konarak, sırasıyla el altı operasyonları geldi. Gezi provokasyonuyla start verdiler saldırılara.
Hatırlayın, gezi protestocularının uluslararası Siyonist medya tarafından nasıl desteklendiğini. Hatırlayın, göstericilere kimlerin taa Amerika’dan pizza ısmarladığını. Hatırlayın, göstericilere hangi otellerin kapılarının açıldığını… Hatırlayın, bir başkası Siyonist taşeronu olan FETÖ’nün olayları kızıştırmak için nasıl uğraştığını…
Sonra 17-25 Aralık, FETÖ’nün çevirdiği fırıldakları hatırlayın…
Sonra sekteye uğratılan çözüm süreci ve Güneydoğu’daki hendek savaşları…
Şırnak’ta görüştüğüm halk ve emniyetçiler anlattı, PKK hendekleri kazmaya başladığında Şırnak’taki emniyet mensuplarının çoğu, 17-25 Aralık sürecinde görev yerleri değiştirilen FETÖ üyeleri. Hendekler kazılmaya başladığında, yüzlerce ihbar telefonu geliyor gelip müdahale edin diye. FETÖ’cü amirler kılını dahi kıpırdatmıyorlar ilk başta. PKK’nın iyice yerleşmesini bekliyorlar, müdahale etmeye başlayınca da, önce kendilerine ihbar telefonları açanların evlerine müdahale etmeye başlıyorlar. Gerek PKK, gerekse FETÖ aynı Siyonist üst aklın taşeronu olduğu için ve her ikisinin de amacı kaos çıkarmak ve iktidarı yıpratmak olduğu için birbirleri ile savaşıyor gözükseler de aslında aynı amaca hizmet ediyorlar.
En son olarak 15 Temmuz’da darbe girişimi yaptırdı aynı Siyonist üst akıl…
Daha önce büyütüp beslediği FETÖ’yü ülke idaresine geçirip, Davos çıkışı ile kaybettikleri Ortadoğu’daki en büyük müttefiki olan Türkiye’yi zorla yeniden kendisine bağlamanın pesindeydi çünkü Siyonizm.
Türkiye İsrail için kurulduğu andan itibaren sadık bir dosttu. Türkiye’de Erdoğan iktidar oluncaya kadar istediği gibi at oynatmıştı Siyonizm. İsrail’in kurulmasına karşı çıkan Sultan Abdülhamid’i oyunları ile tahttan indirmişti, hatta hal fetvasını o kutlu sultanın yüzüne bir Siyonist olan Emanuel Karasu okumuştu. İsrail’in önündeki engel olarak görülen Osmanlı’yı bertaraf ettikten sonra, yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını da aynı Emanuel Karasu’ya Lozan’da çizdirmişti.
Ne acıdır ki, İsrail’in kurulmasına engel olan Osmanlı’nın yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti İsrail’i bölgede ilk tanıyan ülke oldu.
Siyonizm Türkiye’nin desteğine muhtaçtı çünkü dört yanı Araplarla sarılı olan bu işgalcilerin tutunacak bir dala ihtiyaçları vardı.
Türkiye’yi kaybedeceklerini her hissetiklerinde taşeronlarını devreye soktular. Hatırlayın 28 Şubat sürecinde Sincan’da Kudüs gecesi yapıldığı için tanklar yürümüştü ve sorumlular Müslüman Türkiye’nin karakollarında İsrail’in MOSSAD ajanları tarafından sorgulanmıştı.
İşte Siyonizm bu denli önemli bir müttefiki kaybetti Davos’ta!
Kudurmaları ve her gün bizi bitirmenin yeni bir planı ile karşımıza çıkmaları bundan.
Davos bir milattı!
15 Temmuz bir milattı!
Kudüs de, kendimizi bulmanın miladı olacak!