NEŞAT ERGÜL / ÖZEL HABER
Terörist başı Abdullah Öcalan Şam da bulunduğu sırada konuşmasıyla örgüt üyelerine talimat verirdi. Terörist başı “Orman” dediğinde, ormanlar yakılır, “Turizm” dediğinde turizm bölgelerinde bombalar patlardı. Kılıçdaroğlu’nun Focus dergisine verdiği ‘”Türkiye’nin hiçbir bölgesi güvenli değil” demeci, son günlerde artan terör olaylarının işareti miydi?
Emekli Emniyet Müdürü Osman Kaya, Maçka’da 15 yaşındaki Eren Bülbül’ün şehit edilmesinin de aralarından bulunduğu son günlerde artan PKK eylemlerini Diriliş Postası Gazetesi’ne anlattı.
Kaya, yüreklerimizi yakan terör olayında şehit olan Eren Bülbül’e gani gani rahmet dileyerek başladığı sözlerine, etnik ayrılıkçı PKK’nın 1987’den sonraki yapılanmasına değindi. Örgütün bölgede yerleşmesini sağlamak için 3. Kongre adı altında bazı kararlar aldığını hatırlatan Kaya, “Özellikle halkı baskı altına almak, baskıyla birlikte yanlarına çekmek için beşikteki çocuklara, gençlere, kadınlara, ‘Bu ajandır, bu devlet yanlısıdır’ diye kendilerinin yanında olmayan vatandaşlara karşı vahşice cinayet işledi, toplu katliamlara giriştiler, hayvanlarını yaktılar, bahçelerini bağlarını talan ettiler” dedi. PKK terör örgütünün bu stratejisinin, kural tanımadan sürekli baskıyla halkı kendi yanına çekmek istediğini ifade eden Kaya, bunun ‘Zorun rolü’ olarak adlandırıldığını kaydetti.
PKK’NIN BASKISININ SEÇİMLERE ETKİSİ
Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Seçimlerde görülen PKK’ya yönelik destek, aslında o günlerden başlayarak gelen ‘Zorun rolü’ stratejisiydi. Örgütün, 1990’ların başı itibarıyla Anadolu’ya açılma projesi vardı. İç Anadolu, Karadeniz, Ege ve Marmara… 1991 24 Aralık’ta Çetinkaya mağazasının yakılmasıyla toplu katliam şeklinde başladı. Kapalıçarşı, turizme yönelik eylemler, Tuzla, askeri öğrencilere yönelik eylemler gelişti. Aslında öyle çok olay var ki… Günübirlik olayları değerlendiriyoruz. Bugün televizyonlara çıkarak terörü konuşanlar, yanlışlarımız, yapamadıklarımız üzerinden değil de, sanki terör örgütü çok akıllı, çok güçlü gibi gösterilerek, onlar üzerinden toplumun yanlış yönlendirilmesine yol açılıyor.”
Örgütün Karadeniz’e açılmasının 1990’lı yıllarda başladığına dikkati çeken Kaya, o dönemde aşında PKK’nın bir aparat kurduğunu söyledi.
KARADENİZ YAPILANMASININ BAŞLANGICI
Amacının, Türk soluyla yapamadığı ittifakı, Batı illerinde, Kuzey ve Güney’de de Türk soluna sahip olarak onun üzerinden, özellikle Kürt olmayan Türkler’in içerisinde bir yapı oluşturmak olduğunu kaydeden Kaya, şunları aktardı: “Bunun başına da Meral Kıdır diye birini getirdi. İstanbul’da bu örgütü deşifre ettik. İçinden 2 itirafçı çıktı. Örgütün ele geçirilmesinde katkısı oldu. O dönem itibarıyla, Karadeniz itibarıyla gündeme geldi. Zaman zaman diğer sol örgütlerle ittifak ettiler. Tokat’taki eylemi de bunlar yapmıştı. Zonguldak’a kadar geldiler. Devrimci Halk Partisi adıyla kamplar oluşturuldu. Teröristlere eğitimler verildi. Bu bölgelerde küçük de olsa grupları var. Zaman zaman ayrılıyorlar, geri dönüyorlar. Türk Tarık kod adlı bir kişinin bunların başında bulunduğu, bölgede etkisi olduğu söyleniyor. Bölgede terörist grup var, zaman zaman harekete geçiyorlar, bizim ‘Donma’ diye tabir ettiğimiz hareketsiz kalıyorlar. Gündem değiştiğinde de yahut da konjonktür uygun olduğunda harekete geçiyorlar. Hakikaten de yüreğimizi dağlayan gelişmelere sebep oluyorlar.”
“PSİKOLOJİK İKLİM OLUŞTURUYORLAR”
Bölgedeki eylemlerde örgütün asıl amacının, ‘Türkiye’nin hiçbir yerinin güvende olmadığı psikolojik ikliminin oluşması’ olduğunu ifade eden Kaya, “Bu aynı zamanda, son dönemde Kemal Kılıçdaroğlu’nun Focus dergisine verdiği demeçle de alakalı. Eskiden terörist başı böyle mesajlar verirdi. Mesela Şam da otururken, ‘Biz TC’nin ekonomik hedeflerine saldıracağız’ derdi. Hemen fabrikalara saldırılırdı, yakılırdı. İşte o, ‘Orman’ derdi ormanlar yakılırdı, ‘Turizm’ derdi, turizm bölgelerinde bombalı saldırılar artardı.
Şimdi bu olayı, Türkiye’nin hiçbir yerinin güvende olmadığı söyleminin yansıması olarak değerlendirmek haksızlık olmaz. Bunu altını çizerek söylüyorum” diye konuştu. Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçmişte terörist elebaşısı ya da o yakalandıktan sonra terör örgütünü yöneten elebaşılar, bulundukları yerlerden genel bir perspektif sunarlar. Bu genel bir talimat niteliğindedir. Askeri hedeflere yönelinecek, yollar kesilecek, Almanya’yı uyarırlar, Batılı devletleri uyarırlar, ‘Güvende değilsiniz’, hemen o sırada eylemler başlar, turistler kaçırılır. Ağızdan çıkan sözlerin ne anlama geldiği bellidir. Teknik tabirle, hemen kıymetlendirirler bu söylenenleri. Örgüt mensupları harekete geçerler. Geçmiş dönemde de oldu.”
“ÜMİT EDERİZ Kİ ÖRGÜT TALİMAT OLARAK ALGIOLAMAZ”
Osman Kaya, PKK’nın 15 Ağustos 1984 yılında ‘Bağımsız Kürdistan’ hesabıyla silahlı eylemlere başladığını hatırlatarak, 15 Ağustos’un yaklaştığını söyledi. Geçmiş tarihlerde, terörist elebaşı veya diğer üst düzey komutanların 15 Ağustos, 21 Mart ve PKK’nın kuruluş yıldönümü olan 27-28 Kasım öncesi eylem mesajları verdiğine de dikkati çeken Kaya, bugün Öcalan’ın İmralı’da olduğunu diğer üst düzey komutanlarının son aylarda yapılan operasyonlarla öldürüldüğünü de hatırlattı.
HDP’nin yöneticilerinin de bir kısmının cezaevinde olduğuna işaret eden Kaya, “Örgüt üyeleri, lider kadrosu pek kalmadığı için çok rahat değiller. Kılıçdaroğlu’nun Focus dergisine verdiği mesaj da yıldönümü öncesi geldi. Ümit ederiz ki, Türkiye’nin güvenli olmadığı açıklaması, 15 ağustos öncesi örgüt üzerinde böyle bir mesaj olarak algılanmaz. FETÖ ile PKK’nın irtibat halinde olduğu, FETÖ ile emperyalist güçlerin ittifak halinde olduğu bu dönemde, ağızlardan çıkan sözlerin dikkatli söylenmesi lazım” dedi.
CHP MEŞRUİET DIŞI İŞBİRLİĞİ İÇİNDE
CHP’nin bugüne kadar böyle bir kırılma yaşamadığını, FETÖ veya PKK gibi örgütlerle yakınlaşma içine girmemiş iken bugün partinin yürüttüğü siyasetin anlamına da değinen Osman Kaya, “Daha önce CHP ordu, yargı, üniversite ve CHP bürokrasisi üzerinden varlığını sürdürüyordu.
Bugün ordu destekçisi değil, yargı da gücü yok, üniversiteleri de bir anlamda kaybetti. CHP gücünü devam ettiremediği için ne yazık, meşruiyeti olmayan, milli olmayan, hatta emperyalist merkezler, odaklarla birlikte hareket eder hale geldi. Nedir bunlar, FETÖ’ydü, PKK’nın siyasi aparatı HDP’ydi, Türkiye’ye hasım tavırlarıyla ön plana çıkan Almanya‘nın çıkarlarını koruyacak şekilde ittifaklar üzerinde siyasetini yürütüyor” diye konuştu.
Terörle mücadele
Osman Kaya, terörle mücadele de de önemli olan özelliklere de dikkati çekti. Kaya, “Öncelikle, mücadele inanmış, ikna olmuş nitelikli insan ile yürütülebilir. Yani terörle mücadelenin ana unsunu inanç ve taktiktir. İkincisi, operasyonel faaliyetlerde değerlendirilebilecek istihbarat şarttır. Yerleşik hareketsiz, hantal silahlı güçlerle yürütülecek bir şey değil terör. Üçüncüsü, kesinlikle teknik donanım şart” dedi. Kaya, halkın desteği olmayan hiçbir girişimin başarılı olma şansının da olmadığını ifade etti.