Yıl 1943, 2. Dünya Savaşı’nın en vahşi günleri yaşanıyor. 16 Ağustos’ta İran’daki Kürtler, Abdülrahman Zabihi önderliğinde KOMELA’yı kurdu. 3 yıl boyunca örgütlendi, bölücü propaganda yaptı. 1946’da İngiltere ve SSCB’nin İran’ı işgali sonrası, KDP-İ’ye dönüşen KOMELA, 22 Ocak tarihinde Mahabad Kürt Cumhuriyeti’ni kurdu. Mahabad’ın en büyük destekçisi SSCB’ydi, en büyük aktörü ise Molla Mustafa Barzani, biliyorsunuz Barzani, Kızıl Ordu’da albaydı. Keza, Barzani 1943’te de Irak’ta isyana kalkışmış, ancak başarısız olmuştu. Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin ömrü kısa sürdü. İran’daki işgal bitti ve 17 Aralık’ta İran ordusu bölücü Mahabad’ı ortadan kaldırdı. Korsan devletin Cumhurbaşkanı Qazi Muhammed, Başbakan Hacı Baba Şeyh ve Savunma Bakanı Muhammed Hüseyin Han Seyfi Kadı da idam edildi. IKBY Başkanı Mesut Barzani belli ki Mahabad’dan ders almamış. 25 Eylül’deki bölücü referandum, bölge açısından çok tehlikeli bir adım. Referandum, başta İsrail, İngiltere, Fransa ve Almanya tarafından destekleniyor. ABD’nin “Desteklemiyoruz” pozuna aldanmamak gerek, Irak’ın kuzeyi ABD’nin 52. eyaleti olarak görülürken Barzani, Washington’un emri olmadan asla böyle bir radikal karar alamaz.
Siyonist İsrail, bölücü referandumun en büyük destekçisi. Niye? Çünkü o bölgede kabalist Arz-ı Mevud’un (Vadedilmiş topraklar) içerisinde bulunuyor. Irak, İran, Suriye ve Türkiye’nin bir bölümünü kapsayan sözde Kürdistan planı Siyonizm’e aittir. Barzani’nin bugün yaptığı, resmen Siyonistler’e yardım ve yataklık etmektir. Hele ki Musul ve Kerkük. Irak Anayasası, 1926’da imzalanmış Ankara Antlaşması çiğnenmek üzere. Referandum yüksek ihtimal kabul edilecek, faşist söylemler zaten hat safhada. Bağımsızlığın ilanı Türkmen şehri Kerkük ve stratejik hedefimiz, akrabalarımızın bulunduğu Musul’un demografik yapısının değişmesi anlamını taşır. Hatta iç savaş bile çok uzak bir ihtimal değil. Ama görmemiz gereken daha büyük bir plan var. ABD, Suriye’nin kuzeyinde, yani bizim güney sınırlarımızda PKK’ya terör devleti kurdurmak için sadece 3 ayda bin 500 TIR silah gönderdi, DAEŞ zaten bitti, Esed ve Rusya ile de anlaşmalar yapıldı. İran, her ne kadar PJAK’ı sindirmiş gibi gözükse de, volkanın patlama ihtimali var. Şöyle düşünün, Barzani’nin bağımsızlığı kime yarar? Bebek katili PKK terör örgütüne! PKK’nın Kürdistan kurma yalanına “İnanırlık” katar bu bölücü emperyalist hamle. Bölge halkının PKK tarafından sömürülmesine neden olur, daha da ötesi Türkiye’de Kobani’den çok daha ötesi, hendekleri de aşan bir iç savaş denemesi… Bu referandum hamlesi tüm bölgeyi yakacak fitne ateşidir. İslam âleminin lideri olan, bölgenin en güçlü ülkesi Türkiye, gerekirse İran ile birlikte Barzani’yi Haçlı-Siyonist planına alet olmaktan vazgeçirmelidir. Eğer vazgeçmezse Musul ve Kerkük için operasyon dahil her türlü ihtimal zaten masaya gelir. Kıbrıs bizim için neyse Musul ve Kerkük’te o olmalıdır. Aksi halde ABD, terör devleti de kurar, bizim Sünni İslam âlemi ile bağlantımızı da keser, dört bir yandan da bizi kuşatır…