Kent sosyolojisi, ihtiyaçlar, talepler

Abone Ol

2022 resmî verilerine göre; toplum nüfusunun yüzde 70’i kent merkezli ikamet ediyor.

Kent organizasyonu, kentin inşası ve yönetimi basit bir konu değildir.

Kent yaşamının standartlarını yukarı çıkarmak; adanmışlık, bilgi, donanım ve ustalık ister.

Milyonların aynı merkeze yöneldiği alanlarda en ufak bir ihmal, kaos doğurur ve infial uyandırır. Nitekim bu alanlardaki başarısızlığın nelere mal olduğunu en iyi İstanbullu bilir. Sabah 6.00’da yollara düşen işçilerimizin otobüs beklerken yaşadığı sorunlarla, beyaz yakalı otomobil sahibi çalışanların her gün trafik çilesiyle cebelleşmesi; kent bağlamında aynı kaderin bir parçası.

Hangi ekonomik ve sosyal statüden olursanız olun, bir çarpıklık varsa bir kenarından size dokunur. Belediyecilik dediğimiz şey vatandaşa direkt dokunan, iyi veya olumsuz yönde etkileşimde bulunan bir mekanizmadır. Çok düzenli bir site içinde yaşayabilirsiniz ve fakat sitenizin dış duvarının hemen yanında bulunan çöp konteyneri sürekli dolu oluyor ve kötü koku yayıyorsa sitenin temizliği için ödediğiniz aidatın çok anlamı kalmaz.

Veya kentin dış mahallelerinde kullandığınız ana yolun yayalar için bir kaldırımı yoksa; her gün otomobillerle köşe kapmaca yapıyorsanız, çocuğunuzu okula gönderirken başıboş köpek tehdidi nedeniyle eliniz yüreğinizde tedirgin durumdaysanız belediyenin okulda süt dağıtmasının bir anlamı kalmaz.

KAPSAYICILIK VE KUŞATICILIK

Cumhurbaşkanı Erdoğan kapsayıcı ve kuşatıcı bir anlayışı ortaya koydu. CHP’nin ortaya koyamadığı belediyecilikteki başarı hikâyesini, kendi siyasi geleneğinin 30 senedir ortaya koyduğundan dem vurdu.

Fakat Erdoğan’ın altını çizdiği husus; yerinde sayan ve kendini tekrarlayan bir belediyecilik anlayışından ziyade, hizmet yelpazesinin ‘ihtiyaçlar ve talepler’ paralelinde sürekli güncellenmesi ve çeşitlenmesi…

Bu hedef; var olan belediyecilik pratiğinin yenilikçi, dinamik bir özle halktan kopmadan; halkın isteklerini dinleyerek ve çağın ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak yeniden dizayn edilmesini gerektirir.

Bu bakış açısı, her alanı kapsar. Ulaşımdan sosyal yardımlara, kültür faaliyetlerinden gençliğe, kadına, çocuğa, yaşlı ve engelliye; kısacası her alana sirayet eder.

Yerel seçimler elbette sadece kent odaklı olmayacak. Kırsalın önemi de tartışma götürmez.

Kırsalın cazibesinin artırılması ve kırsaldaki yaşam standardının yükseltilmesi; çalışılan ve daha da geliştirilmesi gereken başlıklardan biri olarak görünüyor. Niyet ve pratik var ama doğru yöntem bulma noktasında daha fazla gayretin ortaya konması da elzem görünüyor.

AK BELEDİYECİLİK’TE YENİ DÖNEM

Önümüzdeki dönemde AK Parti açısından belediyecilikte yeni bir dönemin başladığını söylersek yanlış olmaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iddiası da bu yönde.

Var olanı koruma, üstüne koyma, güncelleme ve çeşitlendirme zamanı. Ustalığın maharetle ince ince işlenmesi süreci…

Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü Seçim Beyannamesi Tanıtım Toplantısı'nda “Tuğla tuğla Türkiye Yüzyılı Şehirleri'ni inşa edeceğiz” dedi. Erdoğan konuşmasında, “Seçimlere ‘Gerçek Belediyecilik; Hazırız Kararlıyız’ diyerek gidiyoruz.” ifadelerine de yer verdi.

AK Parti’de ‘Yenilikçi ve Öncü Yerel Yönetimler, Reformcu ve Değişim Odaklı Yaklaşım’ anlayışı söz konusu. Bu anlayış tüm detaylarıyla seçim beyannamesi adı altında kamuoyuna duyuruldu.

Yerel seçim süreci hız kazandı.

Hayırlısı olsun.