Kendi kendimizi yiyoruz!

Abone Ol

Sosyal medyada bir arkadaşın kitap üzerinde altı dikkatli dikkatli çizilmiş bir alanı paylaştığına rast geldim. Parçayı okuyunca kıymetli okuyucumuzla paylaşmamak, bu güzel bilgiyi yaymamak zannımca habis bir cimrilik olacağından köşeye taşımak istedim.

Kitabın kime ait olduğunu yazarının kim olduğunu bilmiyorum. Lakin anonim bir kadim bilgi üzerine yorumlanarak yazılmış bu meçhul kitaptan iktibas şöyle:

“Harese nedir bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım. Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparıp çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karşılaşınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir. Demin de söyledim hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu’nun âdeti budur oğlum. Tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.”

Aslında metin ve benzetme yorumsuz video görüntüsü kıvamında. İngilizler’in Ortadoğu dediği ve bizim de galatımıza meşhur olan kadim medeniyet coğrafyası üzerinde geçmişte yaşanılanlarla, tarihi süreci, elan yaşananlarla hatta Katar kriziyle bile canımız acıdıkça yapmaktan zevk aldığımız işlerle kendi sonumuzu kendimiz hazırlıyoruz. Deve misali dayanıklılığı gideren şey Peygamber Efendimiz’in (sav) koyduğu kardeşlik akidesine birlik ve beraberlik kaidesinin gafleti içerinde olunmasıdır.

Gücü elde etme hazzının kasıp kavurduğu Müslümanlar’ın en büyük imtihanı da dünyevileşmenin Nirvana’sına ulaşmasıdır.

Güçlü olma adına her şeyi mübah gören bir anlayışın gelişmesi ve bu uğurda acıyan yanlara aldırış edilmemesidir yaşanan. Öldürdükçe güçlü görünme, güçlü göründükçe daha fazla öldürme haresesi.

Dayanıklılığı muhafaza etmek, ancak birlikle olabilecektir. Vücudu yaralayan her şeyden uzak durmakla. Bu temsil çok önemli. Bu hikmetli bir durum. Bu ibretlik bir vakıa…