Kaybolan değerlilerimiz-1
Avrupalılar onu Rhazes diye tanıyıp yaşadığı çağa “Er-Razi çağı” demişlerdi. Tam adı Ebu Bekir Muhammed ibn Zekeriyya er Razi. Tıp alanında bir döneme damgasını vurmuş İslam âlimi ve bir hekim. Unutulan değerlerimizden biri. Gelin hayalen o çağlara gidelim ve bu değerli büyüğümüzü bir hatırlayalım.
800’lü yıllarda İran’ın Rey kentinde dünyaya gelmiştir. Gençlik döneminde edebiyat ve müzikle ilgilenen er Razi bir yandan da kuyumculuk yapmıştır. Kuyumculuk nedeniyle kimyaya ilgi duymuş ve yaptığı deneyler nedeniyle görme problemleri baş göstermiştir. Hatta bir rivayette öğrencilerinin er Razi’ye katarakt nedeniyle ameliyat olmasını söyledikleri ancak onun “Dünyayı yeterince gördüm” diyerek bunu reddettiği rivayet edilir. Gözlerindeki katarakt nedeniyle tıbba yöneldiği de söylenir.
Tıpkı İbn-i Sina gibi Er-Razi’nin de tıp dünyasına kazandırdıkları o kadar değerli şeyler ki:
Yazdığı sayısız eserin içinde en meşhuru “El Hevi (Liber Continens)” olup Latince’ye çevrilmiştir. Bu eserde kendi bilgileri yanında İslam ve Yunan tıbbına ait değerli bilgiler vardır.
Kimyayı ilk defa tıbbın hizmetinde kullanan odur. Bu durum tıp dünyasında çığır açmıştır.
Hastalar üzerinde deney yapılmasına şiddetle karşı çıkmış, kendisi deneylerini maymunlar üzerinde yapmıştır. Böylece tıp tarihinde ilk defa kobay kullanmıştır.
Pediatrinin (çocuk hastalıkları) babası olarak da anılan er-Razi kadın hastalıkları ile ilgili olarak da teşhis ve tedavi yollarını göstermiştir.
Ameliyatlarda hayvan bağırsağından yapılmış iplikleri dikiş ipliği olarak ilk o kullanmıştır.
Gut hastalığı ile romatizmanın birbirinden farklı olduğunu tanımlamıştır.
Bu ilkler onu asrının en büyük tıp âlimi yapmış böylece ömrünün bir kısmı saraylarda geçmiştir. Pek çok hastanede ise başhekimlik yapmıştır.
Tabii ki Türk- İslam tarihinin kıymetli şahsiyetleri bu kadar değil. Yazmaya kalksak sayfalar yetmez.
Farabi: İlaçlar, insan fizyolojisi ve anatomisi konusunda eserleri vardır.
El- Buruni: Eczacılık alanına önemli katkıları vardır.
Ak Şemsettin: Fatih Sultan Mehmet’in hocasıdır. Pastör’den 400 sene evvel hastalıklara sebep olan mikropları ve karantinanın mantığını anlatır. Hatta o yıllarda seretan olarak bilinen kanseri teşhis ettiği söylenmektedir.
Bursalı Ali Münşi: Kınakına ağacının sıtma ve hummaya iyi geleceği konusundaki çalışmaları önemlidir.
Ali bin İsa: Göz hastalıkları üzerine yazılmış 3 ciltlik kitabı vardır.
Şerafettin Sabuncuoğlu: Fatih Sultan Mehmet döneminin ünlü doktorudur. Cerrahtır.
İbn’ün Nefis: Hastalıkların tedavisi ile değil nedenleriyle ilgilen ilk âlimlerimizdendir.
Ve kalemimin yetmediği daha niceleri…
Selam olsun sizlere…