Kaybediyoruz bazen dostlar

Abone Ol

Kazanırken kaybediyoruz dostlar…

Kazanırken ve birçok hak mahrumiyeti yaşadığımız ancak geride bıraktığım onca kazanımları yaşarken kaybediyoruz dostlar…

Kendi ülkemizde parya olarak yaşadığımız o karanlık dönemlerden…

Söz sahibi olduğumuz dönemleri yaşarken…

Yine de birçok şeyi kaybediyoruz dostlar…

Müslüman kimliğimiz ile okuyamadığımız memleketimizden artık ülkeye yön veren bakanlar olacak kazanımlar elde ediyoruz…

Her birimizin çocukluk hayali olan Ayasofya’da namaz kılacağımız günleri sayıyoruz…

Gazze’ye tonlarca yardım götüren devletimizin gücünü yaşıyoruz…

Lakin yine de kaybediyoruz dostlar…

Şimdi avukat, öğretmen, doktor, her şey oluyoruz hiç olamazsınız dedikleri örtümüzle ama örtünün ruhunu kaybediyoruz…

Sayısal olarak en çok zamanımızı yaşarken…

Kalite olarak en hüzünlü dönemlerden geçiyoruz…

Oysa abiler ve ablalarımız kimliklerimiz ile varolma mücadelesi vermişti…

Biz asimile olmuşlar gibi davranıyoruz…

Şala kurban giden örtüyü arayan kaç kişi kaldı şunun şurasında?..

Boyun gerdanı için bir ayet mi inmeliydi ey kardeşim dünyamıza?..

Şalın gazabına uğradığımız bugünlerde örtüden görünen kulaklar için de bir ayet mi inmeliydi dikkat edin diye ruhumuza?..

Ayaklar artık çoraplara küsmüş gibi…

Kol boyları kumaşın yetmemiş hali gibi…

Pantolon sanki dış tek elbise gibi…

Nereye gidiyoruz dostlar?..

Kazana kazana geldiğimiz onca kutsalımızı bizden alamaya çalışanlar şimdi pis pis gülüyorlarsa bize…

Örtü mücadelesinde bir efsane olan Şule Yüksel Şenler ağlıyorsa kalbi ile…

Emrin sahibi kırgınsa ya bize…

Nereye gidiyoruz dostlar, nereye?..

Kazandığımız kutsallarımız bizi daha iyiye daha güzele götürmeyecekse…

Ömrünü bedel ödeyerek geçiren, çekilen kutsal çilelerin sahiplerinden bir helallik istemek gerekmez mi?

Yazlık ve de kışlık kıyafete yazlık kışlık tesettürü Kemalistler getirip hediye etmedi bizlere…

Biz kendimiz kaybediyoruz kazandığımız kaleleri…

Kendi nefsimize esir ediyoruz bize kurtuluş olan değerleri…

Güneş gözlüğünü göz için icadını değiştirip baş için icat ettiğimiz başkalaşma sürecini yaşıyoruz keyifle…

Bizim değişimimiz bizi değiştirmek için yarım asır İslam’a savaş açmışları bile şaşırtıyor…

Bu kadarını biz bile yapamazdık diyorlardır…

Oysa ne çok şey kazanmıştık…

Ezanımıza yeniden kavuşmuş uyanmıştık…

Unutturulan, kötülenen, iftira edilen ecdadımıza yeniden yüzümüzü dönüyor, bir kıyamın ayak seslerini duyuyorduk…

Partilerimizi kafalarına göre kapatan apoletli zihniyeti yerle bir etmiştik, haksızlıklarına dur diyecek kadar birlik içinde millet olmuştuk…

Dünyanın konuştuğu projeler ülkesi olduk…

Dünya ekonomik krizler yaşarken bizler büyüyen, gelişen ülkeye dönüştük…

Artık özgürlükler ülkesi olduk…

Batı’ya kafa tutar hale geldik…

Devletse hem de nasıl devlet olduğumuzu dosta düşmana kanıtladık…

Bir sürü güzel, değerli, kalıcı kazanımların yanı sıra kaybettiklerimiz de oldu…

Belki kimileri rahatsız olacak…

Belki eskilerin ruhunu çağırmamızdan hoşnut olmayanlar da olacak…

Varsın olsun ne çıkar, bizim öteler kokan bir bilincimiz var…

Hadi abiler ablalar, yeniden özümüze dönmek için kaybettiğimiz onca zamanı yeniden yakalamak için yeniden bismillah diyelim mi?..