Yeni yıla girdiğimiz gece, üst akıl yine mesajını verdi. Mesajı çok açık ve net, “2016’da ve daha öncesinde nasıl ki sizi terör ve bombalı patlamalarla terbiye etmeye çalıştıysam, 2017’de de aynı şekilde devam edeceğim” mesajı veriyor, “seni sana bırakmayacağım” diyor.
Amasız, fakatsız, lâkinsiz, ancaksız; Terörü, teröristi, terörün arkasındaki odakları ve dahi terörün arkasındaki odakların yaptı(rdı)ğı eylemi Müslümanların hesabına yazanları, yazmaya çalışanları, saldırı üzerinden Müslümanlara saldıranları lanetliyorum. Saldırının, aleni bir Müslüman – gayrı Müslim, Alevi – Sünni çatıştırması, toplumdaki fay hatlarını harekete geçirip sosyolojik bir herc-û merc oluşturma niyeti olduğu ortadayken, farklı açıklamalar ile algı oluşturmaya çalışanların, olayın fail(ler)inden farkı yoktur.
“Bu patlamanın sebebi, yılbaşı kutlamalarına yönelik verilen mesajlardır, fetvalardır” demeye getiriliyor ve açık bir dezenformasyona başvuruluyor. Verilen fetvalar üzerinden din âlimlerine, Diyanet’e saldıranların, eylemin saldırganları ile aynı ideolojik düşüncelere sahip oldukları ortada.
“Müslüman, gayrimüslim bir etkinliği, hele ki ‘bayram’ı kutla(ya)maz, (Müslüman olmayanlara, kendisini Müslüman hissetmeyenlere demiyor!) kutlamamalı”, Diyanet bunu söylüyor. Bunu söylemeleri, “kutlayanlara bombalı saldırı doğrudur” demek değildir. Ya ne deseydi? “Aferin, ne güzel dejenere oluyorsunuz, köklerinizin dibine ne güzel dinamit yerleştiriyorsunuz” mu deseydi? Bir gayrimüslimin, Kurban veya Ramazan Bayramı’nı ya da Mevlid Kandili’ni kutladığını hiç gördünüz mü?
(Doğruysa) saldırı yapılan mekânın sahibinin, “CIA bize saldırı olacağı istihbaratını verdi” açıklaması olduğu söyleniyor.
Bu, bizi 2 sonuca çıkarır:
– İstihbaratı veren, olayın failidir.
– Toplumda “CIA bile ülkemizdeki istihbaratı biliyorsa, bizim istihbarat ne işe yarar” (medyaya yansımayan onlarca, yüzlerce bombacı terörist yakalandığı, bombalama girişimi engellendiği halde) algısını oluşturmak.
Gelelim “katil kim” sorusuna:
-Türkiye’nin diz çökmemesini, her ne olursa olsun tam bağımsızlık yoluna devam etmesini kim hazmedemiyor ise,
-“YPG/PYD’ye neden silah veriyorsun, müttefikin biz miyiz, terör örgütleri mi?” sorularının muhatabı kim ise,
– Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekâtı ile oyunu bozulan, oluşturulmak istenen terör koridorunun mucidi ve yönetmeni kim ise,
– Türkiye ile Rusya koordinasyonunda vücut bulan Suriye ateşkesinde masa dışı kalan aktör kim(ler) ise,
– Türkiye-Rusya münasebetlerini bozmak amaçlı düşürülen Rus uçağı ve elçisinin katledilmesinin arkasında kim(ler)in eli var ise,
– Türkiye’nin, El Bab’da kontrolü ele geçirip sahada ve masada söz sahibi olmasını sindiremeyen, daha önce DEAŞ’a karşı güya mücadele edip son dönemde üç maymun gibi hareket edenler kim(ler) ise katil odur.
Şunu mıh gibi aklımızda tutalım, DEAŞ, PKK/YPG, DHKP-C, FETÖ diye bir şey yok; AB(D) gerçeği vardır!