Dünya

Katar: İsrail planlarını uygulamak için Gazze saldırılarını Batı Şeria ve Lübnan'a genişletti

Katar Emiri Temim bin Hamed Al Sani, İsrail'in daha önce hazırladığı planları uygulamak için Gazze saldırılarını kasıtlı olarak genişlettiğini, Lübnan ve işgal altındaki Batı Şeria gibi başka yerlere yaydığını söyledi.

Abone Ol

Şeyh Temim, Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen Katar Şura Konseyi'nin açılışında konuştu.

İsrail'in Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki "barbarca" saldırılarının üzerinden bir yıl geçtiğini hatırlatan Şeyh Temim, uluslararası toplumun, insani tüm değerleri ayaklar altına alan ve uluslararası hukuku çiğneyen İsrail saldırılarını durdurmaktan aciz kaldığını ifade etti.

"Her geçen gün alanı genişleyen İsrail saldırganlığının tehlikeli bir şekilde tırmanması ve bunun komşu ülkeler ve bölge üzerinde doğuracağı sonuçlar konusunda uyarmıştık." diyen Şeyh Temim, uluslararası toplumun tepkisizliğini fırsat bilen İsrail'in saldırılarını Lübnan'a yaydığını dile getirdi.

Şeyh Temim, "İsrail daha önce hazırladığı planlarını uygulamak için Gazze saldırılarını kasıtlı olarak genişleterek, Lübnan ve işgal altındaki Batı Şeria gibi başka yerlere yaydı." değerlendirmesinde bulundu.

Lübnan'a yönelik saldırıların ve Gazze'de Filistin halkına yönelik işlenen soykırımın bir an önce durması gerektiğini vurgulayan Şeyh Temim, Lübnan sınırındaki gerilimi durdurmanın en kolay ve güvenli yolunun, İsrail'in Gazze'deki soykırımını durdurmak olduğunu ifade etti.

İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarını kınayan Şeyh Temim, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 1701 sayılı kararının ve diğer uluslararası kararların uygulanması çağrısında bulundu.

Şeyh Temim, ülkesinin, Filistin'deki kardeşlerinin yanında olduğunu ve arabuluculuk çabalarının önündeki engellere rağmen saldırıları sonlandıracak bir anlaşmaya varılması için her türlü çabayı gösterdiğini anlattı.

Katar Emiri, İsrail'in yarattığı yıkımın, meşru haklarına sıkı sıkıya bağlı direnişçi Filistin halkını caydıramayacağını, Tel Aviv'in eninde sonunda, uluslararası toplumun üzerinde ittifak ettiği iki devletli çözüme ilişkin kararlara uymak ve Filistin devletini kabul etmekten başka seçeneğinin kalmayacağını kaydetti.