ABD Başkanı Donald Trump’ın Amerikan askerlerini Suriye’den çekme kararı bölge üzerine yapılan bir takım hesapları boşa çıkardı.
Örneğin, PKK/PYD/YPG’yi Suriye’nin kuzeyinde Irak sınırından Akdeniz’e kadar olan koridor üzerinde egemen kılıp Türkiye’yi kuşatma ve Arap coğrafyasıyla kara bağlantısını tamamen koparma planı çöpe gitti.
Bu plan hem İsrail’in hem de Türkiye’nin güçlenmesinden endişe duyan bölge ülkelerinin hayaliydi.
Trump’ın kararı planın suya düştüğünü tescilledi.
Şimdi herkes son duruma göre hesaplarını gözden geçirecek ve kendisine yeni bir pozisyon belirlemeye çalışacak.
Terör örgütünün ne yapacağı aşağı yukarı belli.
Yeni bir koruyucu bulma ümidiyle çalmadık kapı bırakmayacak.
Avrupa’da ülke ülke dolaşacak, bölge ülkelerine ve Suriye rejimine sığınacak.
Bu arada Rusya’dan ve İran’dan da medet umacağı kesin.
Nitekim terör örgütü liderlerinin Hmeymim hava üssünde Rus yetkililerle görüştüğü ve ayrıca Moskova’da masaya oturacakları öne sürülüyor.
Rusya, geçtiğimiz günlerde Amerika’ya nota vermiş ve Fırat’ın doğusunda ABD’nin desteğiyle kurulan özerk yönetim bölgesinin Suriye’ye barışçıl bir yaşam getirilmesine hiçbir katkı sağlamadığını söylemişti.
Rusya ve İran, terör örgütünü Suriye’nin kuzeyinde himayeye kalkışırsa ve Ankara’nın onaylamadığı bir takım adımlar atarsa Astana süreci tehlikeye girer.
Türkiye’nin Washington’a geri adım attıran kararlılığı ortadayken, Rusya ve İran’ın sırf Amerika’nın gözden çıkardığı terör örgütünü korumak için Türkiye’yle ilişkilerini bozmaları beklenmiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde düzenlenen ve Ruhani’nin de katıldığı Türkiye-İran İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, Amerika’nın İran’a yönelik yaptırımlarına karşı çıktı ve İran halkını cezalandırmak anlamına gelen yaptırımları kabul etmediğini açıkladı.
Türkiye, daha önce de Brezilya’yla birlikte Tahran’a yardım eli uzatmış fakat İranlı yetkililer Obama’yla doğrudan masaya oturunca o yardımı unutuvermişti.
Ankara’nın bugün gösterdiği dostça tavra rağmen İran’ın PKK/PYD/YPG’ye sahip çıkmaya kalkmayacağının garantisi yok.
Böyle bir şey yapmaya kalkışırsa Türkiye de tavrını gözden geçirecektir.
Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsız olan Arap ülkeleri de Amerika’nın çekilmesinin ardından Suriye’de oluşan yeni duruma göre hesaplarını gözden geçirecek.
Fakat bugüne kadar Amerika’nın terör örgütüne verdiği desteğe bel bağlayan ve Brett McGurk ile Rakka’da poz verenlerin önünde çok fazla seçenek yok.
En yakın ihtimal, Beşşar El-Esed ile aralarını düzelterek Suriye rejimine sahip çıkmaları görünüyor.
Suriye’nin Arap ülkesi olduğunu söyleyip Türkiye’nin Arap topraklarını işgal ettiğini öne sürecekler.
Bu yönde adım atmaya ve açıklamalarda bulunmaya çoktan başladılar bile.
Bahreyn Dışişleri Bakanı Halid Bin Ahmed El-Halife’nin New York’ta Velid El-Muallim’le verdiği samimi görüntünün ardından Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El-Beşir Şam’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi.
El-Beşir’in ziyaretini Kahire ve Moskova’nın koordine ettiği, önümüzdeki günlerde Mısır’dan üst düzey bir yetkilinin de Suriye’yi ziyaret edeceği ifade ediliyor.
Mısır ve Suriye resmi haber ajanslarına göre, Suriye Ulusal Güvenlik Bürosu Başkanı Ali Memlük geçtiğimiz günlerde Kahire’ye giderek Mısır İstihbaratı Başkanı Abbas Kamil’le görüştü.
Ziyaretin Mısır tarafının daveti üzerine gerçekleştiği açıklandı.
Arap ülkeleri Suriye rejimiyle safları sıklaştırsa da Türkiye kararlılık gösterdiği sürece kınama bildirileri yayınlamaktan başka yapabilecekleri pek bir şey yok.