Kan dökücünün elindeki masum kanlarını yıkayacak; şehitlerin kanlarını, gözaltına alınanların çektikleri acıları, masum sivillerin aç bırakılmasını ve bombalanmasını unutturacak, Rus işgalini meşrulaştıracak bir müzakere istiyorlar. Bu asla olmayacak.”
Ceyşu’ş Şam (Şam Ordusu) Genel Komutanı Muhammed Talal Bazerbaşi “Ebu Abdurrahman El Suri’nin şayet tekrar ertelenmezse Cenevre’de 29 Ocak’ta başlayacak görüşmeler için yaptığı yorum bu.
Rusya ve İran’ın isteği Cenevre’deki görüşmelerde IŞİD’e ve El Nusra, Ahraru’ş Şam, Ceyşu’l İslam ve benzeri devrimci gruplara karşı mücadele için Beşşar El Esed liderliğinde ortak bir hükümet kurulması.
Planda Beşşar El Esed’in görevini bırakması için belirlenen her hangi bir süre yok.
Bilakis arzu ederse başkanlığa yeniden aday olabilecek.
PYD’nin muhaliflere eklenmesi de planın bir parçası.
Washington da resmen devrimin tasfiyesi anlamına gelen bu planı onaylıyor ve kabul etmeleri için muhaliflere baskı yapıyor.
Suriye Devrimi’ni tasfiye ve Beşşar El Esed’in koltuğunu tahkim planının önündeki en büyük engel iki ülkenin vetosu.
Türkiye ve Suudi Arabistan.
Bu nedenle Joe Biden Türkiye’deyken John Kerry de ikna için Suudi Arabistan’daydı.
Başbakan Davutoğlu Cuma günü Riyad’a gidiyor.
Yapacağı görüşmelerin en önemli gündem maddesi Suriye.
Washington, şu ana kadar Ankara’yı da Riyad’ı da ikna edebilmiş değil.
İran’la yaşadığı kriz ve muhalifleri tek çatı altında birleştirmeyi hedefleyen Riyad Konferansı’na ev sahipliği yapması Suudi Arabistan’ı Suriye konusunda daha kararlı bir tavır sergilemeye sevk edecektir.
Suriye’de rejimin açık destekçileri İran ve Rusya ise gizli destekçisi Amerika.
Devrimci gruplara rejimin ve müttefiklerinin hava gücünü etkisiz hale getirecek ve varil bombalarını engelleyecek silahların ulaşmasını ısrarla engelleyen Washington Suriye’de akan kanın ve işlenen katliamların başlıca müsebbiblerinden.
Amerika, Rusya’nın Suriye’de yaptıkkarından memnun.
Suriyeli devrimciler de bunun farkında.
Suriye halkının özgürlük mücadelesinin tasfiye edilmemesi ve rejimle birlikte Rusya/İran işgalinin kökleştirilmemesi için Ankara ve Riyad’ın tüm baskılara ve şantajlara rağmen kararlılıklarını korumaları gerekiyor.
Çünkü sadece devrimin tasfiyesi değil her iki ülkenin milli çıkarları ve güvenlikleri de söz konusu.
Ankara ve Riyad ile birlikte SUK ve SMDK da kararlı bir tavır sergilemeli.
Devrime ve 300 bini aşkın şehide vefa bunu gerektiriyor.
Suriye Devrimi’nin avantajı sahadaki grupların büyük ölçüde bağımsız olmaları.
Bu nedenle Beşşar El Esed’i ve rejimi kurtarmak için tüm dünya bir araya gelse devrim yine – Allah’ın izniyle – devam edecek.
Çünkü devrimciler tamamlanmamış devrimin intihar anlamına geldiğinin farkındalar.
Ahraru’ş Şam, önceki gün yayınladığı bildiride, müzakere heyetine yapılan baskıları reddettiklerini açıkladı.
Devrimin sabitelerine ve üzerinde daha önce anlaşma sağlanan maddelere bağlı kalınması çağrısında bulundu.
Rejimin dostlarının Beşşar El Esed’e sınırsız desteğini hatırlattı ve Suriye halkının dostlarına seslenerek aynı şekilde devrime destek vermelerini istedi.
Suriye halkına da “Bedeli ne olursa olsun boyun eğmeyeceğiz ve teslim olmayacağız” mesajı verdi.
İşte bu kararlılık sonuna kadar korunmalı.