Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturmalar kapsamında alınan ifadeler ve mahkemelerce kabul edilen iddianameler, 15 Temmuz gecesi terör örgütüne çok sayıda kahramanın engel olmaya çalıştığını gözler önüne serdi.
Başkentte bir komutan, darbeci generalin vurulması emrini verirken, Malatya’da bir vatandaş kullandığı zırhlı araçla darbe girişimine karşı polise yardım etti. İstanbul’da bir emniyet müdür yardımcısı, vatandaşlarla valiliğin işgalini önlerken, Genelkurmay karargahında bir astsubay darbecilerin silahından çıkan kurşunla şehit edildi, bir yüzbaşı bacaklarından vuruldu.
Çok sayıda vatandaşın yanı sıra bazı subay ve astsubaylar da canları pahasına darbeci askerlerin kışlalardan çıkışlarını engelledi. Onlar, FETÖ’nün darbe girişimini gerçekleştirdiği 15 Temmuz’daki karanlık geceyi aydınlığa dönüştüren kahramanlardan sadece birkaçı olarak kayıtlara geçti.
AA muhabirinin yaptığı derlemeye göre, bu isimlerin arasında Türk Silahlı Kuvvetlerince (TSK) Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik Fırat Kalkanı Harekatı’nda da görev yapan Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı da yer aldı.
Darbe girişiminin olduğu gece yaşadıklarını verdiği ifadede anlatan Aksakallı, 15 Temmuz’da Genelkurmay Başkanlığı karargahındaki terörle mücadele toplantısının ardından evine gitti. Sonrasında eşiyle Gazi Orduevindeki düğüne katılan Aksakallı, düğünün ardından sivil plakalı makam aracıyla oradan ayrıldı. Otomobilin önü orduevinden ana yola çıkmak üzereyken darbe girişimine katılan askerlerin kullandığı iki araç tarafından kesildi.
Araçtan çıkan iki kişi, Özel Kuvvetleri Komutanı’nın yanına gelerek, “Bizimle geleceksin.” dedi. Şoförüne ilk etapta “Araçtan inme, kapıları kilitle.” emrini veren Aksakallı, sonrasında araçtan iner gibi yaparak darbeci askerlere tekme attı. Yaşanan kargaşa sırasında otomobil, şoförün yaptığı manevrayla uzaklaştı. Yolda kendilerini durdurmak için bekleyen bir başka aracı da atlatan Aksakallı’nın makam aracı, Çukurambar’a doğru yol aldı. Bu sırada Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı arayan Aksakallı, komutanlara ulaşamadı.
“Nizamiyeyi kapatın” emri
Özel Kuvvetler Komutanlığını da arayan Aksakallı, nizamiyenin her türlü giriş çıkışa kapatılması, general dahil hiç kimsenin içeri alınmaması emrini verdi. Aksakallı, komutanlıkta güvendiği personeli de arayarak kışlaya gitmeleri ve durumu kontrol altına almaları talimatını iletti.
Özel Kuvvetler Harekat Merkezi ile görüşen Aksakallı’ya darbeci asker, “Genelkurmaydan mesaj geldiğini, şahsının Özel Kuvvetler Komutanı görevinden alınarak yerine general Semih Terzi’nin atandığını” ifade etti. Mesajın geçerli olmadığını belirten Aksakallı, Özel Kuvvetler’in komutanının hala kendisi olduğunu söyledi. Bazı özel televizyon kanallarına çıkarak darbe girişiminin emir komuta zinciri içinde gerçekleşmediğini açıklayan Aksakallı, defalarca konuştuğu makamında koruma nöbetçiliği görevi yapan Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir’den karargahtaki duruma ilişkin bilgi aldı.
Kahraman Başçavuş Halisdemir ile helalleşti
Halisdemir’e son konuşmasında Terzi’nin hain olduğunu, vatan ve millet adına vurulması emrini veren Aksakallı, kahraman başçavuştan hakkını helal etmesini istedi. “Sonuna kadar helal olsun, baş üstüne komutanım.” yanıtını alan Aksakallı, daha sonra Terzi’nin vurulduğunu ve helikopterle tedavi için GATA’ya götürüldüğünü öğrendi.
Aksakallı, hastaneyi arayarak Terzi’ye refakat eden, aralarında tabur komutanı Fatih Şahin’in de bulunduğu darbecilerin tutuklanmasını emretti. Darbeci askerler tarafından yerinin belirlenmesi için çok defa aranan Aksakallı, Özel Kuvvetler Komutanlığı karargahında yeniden kontrol sağlanmasına yönelik harekatı da yönetti.
Koruma Müdürü Yüzbaşı Akın
FETÖ’nün darbe girişimini engellemeye çalışan Kara Kuvvetleri Komutanı Koruma Müdürü Yüzbaşı Burak Akın ise darbeci askerler tarafından Genelkurmay karargahında bacaklarından vuruldu. Yaralarına turnike yapmak isteyen Akın’a darbeciler, “Turnike yok.” diyerek engel oldu.
Genelkurmay karargahındaki FETÖ’cü subayların aradığı Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, “Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar tarafından karargaha çağrıldığı”nın söylenmesi üzerine karargaha geldi. Uygulama gereği korumalar, araçlarıyla karargahtaki Atatürk heykelinin olduğu bölgeye yaklaştı. Bu sırada silah sesi duyan Yüzbaşı Akın, araçtan atlayarak Çolak’ın makam aracına doğru koşmaya başladı. Bu sırada 2-3 el silah sesi daha duyan Akın, nizamiye bölgesinden askerlerin ateş ettiğini düşünerek o yöne doğru, “Ateş kes. Bu, kuvvet komutanının makam aracı, ben de koruma müdürüyüm.” diye bağırdı. Bu sırada Akın’ın arkasından yetişmeye çalışan darbeci bir asker ise “Tanımayız biz.” karşılığını verdi.
Yüzbaşı Akın, koşarak karargah binasına girdiğinde Orgeneral Çolak ve Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar’ın yere yatırıldığını, başlarında tam teçhizatlı Özel Kuvvetler Komutanlığı personelini gördü. Duruma müdahale etmeye çalışan Akın’a, darbecilerin “Yurtta Sulh Konseyi” adını verdikleri yapılanmada olduğu belirlenen eski Genelkurmay Özel Kalem Müdürü Kurmay Albay Ramazan Gözel, “Sakin ol, her şey kontrol altında.” diyerek engel olmaya çalıştı.
“Nasıl sakin olayım?”
Yüzbaşı Akın’ın, “Nasıl sakin olayım, Kara Kuvvetleri Komutanı’na ne yapıyorsunuz?” diye karşı çıkması üzerine Gözel, yanındaki Özel Kuvvetler Komutanlığında görev yapan tam teçhizatlı Kurmay Yarbay Halit Kazancı’ya “Müdahale et.” emrini verdi.
Darbeci Kazancı, silahıyla Yüzbaşı Akın’ı bacağından vurdu. Kazancı, daha sonra yere düşen Akın’ın belindeki tabancasını aldı. Silah seslerinin artması üzerine Akın, sürünerek kendini emniyete almak istedi. Emeklediği sırada karargah binasının içinden tüfekle Akın’a doğru yeniden ateş açıldı. Başına doğru atılan kurşun, emeklemekte olan Akın’ın sağ dizine isabet etti. Böylece Akın darbeciler tarafından iki bacağından vurulmuş oldu. Bir darbeci askeri gören Akın, turnike yapılmasını istemesi üzerine “Turnike yok.” karşılığını aldı.
Daha sonra Akın’a karargahtaki veteriner asteğmen ve sağlık astsubayı tarafından tıbbi müdahalede bulunuldu. Ardından ambulansla karargahtaki revire götürülen Yüzbaşı Akın, olayın ardından GATA’da uzun süre gördüğü tedavi sonrası görevine döndü.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Çolak da iddianamedeki ifadesinde olayı, “Bir tanesi tabanca ile Burak Akın’a ateş edip yere düşürdü ve etkisiz hale getirdi. GATA’ya, hastaneye kaldırılınca kendisine sadece tabanca ile değil, piyade tüfeğiyle ateş edildiği ve bacağından yaralandığı anlaşıldı.” cümleleriyle anlattı.
Şehit edilen koruma Astsubayı Aydın
15 Temmuz gecesinin diğer bir kahramanı ise Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Çolak’ın darbeye katılan askerler tarafından şehit edilen koruma Astsubayı Piyade Başçavuş Bülent Aydın oldu.
Çolak’ın karargaha gelmesinin ardından koruma ekibi, karargahtaki Atatürk heykeline yaklaştı. Bu rutin uygulama sırasında silah sesinin duyulması üzerine Çolak’ın koruma ekibi harekete geçti. Yüzbaşı Akın, Çolak’ın makam aracına doğru koşarken Başçavuş Bülent Aydın da araçtan indi. Duruma müdahale etmeye çalışan Aydın, darbeci askerlerin ateşi sonucu şehit oldu.
Bu arada darbeciler, Çolak’ın makam aracının hareket etmemesi amacıyla ateş ederek lastiklerini patlattı. Aracın radyatörüne isabet eden mermi ise suyun ve antifrizinin boşalmasına neden oldu. Aracı durduran darbeci askerler, Çolak’ın şoförü sivil memur Başaran Karabıçak’ı derdest etti.
Vatan ve millet için ölümü bile göze aldı
Malatya’da ise Altay Kışlası’ndan 16 Temmuz’da sabah saatlerinde çıkan ve 2. Ordu Komutanlığında polisle çatışan darbeci askerlere destek için gelmeye çalışan zırhlı personel taşıyıcılardan biri, çevre yolu Milli Egemenlik Alt Kavşağı yakınlarında darbe girişimine tepki gösteren vatandaşlarca durduruldu.
Polis ekipleri, darbeci askerleri gözaltına aldı, zırhlı aracı güvenli yere çekmek istedi ancak ekipte bunu kullanabilecek polis bulunmaması üzerine olaylara tepki gösteren vatandaşlar arasında bulunan ve vatani görevini Ankara Etimesgut Zırhlı Birlikler’de yapan Mustafa Özbey, aracı kullanmak için gönüllü oldu.
Güvenlik nedeniyle polis yeleği giydirilerek kullandığı zırhlı aracı önce güvenli alana çeken Özbey, 2. Ordu’da süren çatışmalar nedeniyle polisin talimatıyla aracı yeniden karargaha çevirdi. Zırhlı araçla karargaha giriş için hazırlık yapan Özbey, polisler “Vatan, millet için seferber olduk. Sen de geldin, seferber oldun. Allah razı olsun. Biz bu araçla içeriye gireceğiz. Sen bu olayda şehit ya da gazi olabilirsin. Ne diyorsun?” dediklerinde, “Vatan ve millet için ölümü bile göze alırım, siz yeter ki bana ne yapacağımı söyleyin.” cevabıyla desteğini sürdürdü.
Araç içinde hazır olarak verilecek emri bekleyen Özbey’in kullandığı aracın darbeci askerlerin teslim olmasının ardından karargaha girmesine gerek kalmadı.
Şehit düşen “en kıdemli asker”
Fetullahçı Terör Örgütü’nün 15 Temmuz gecesi darbe girişiminin seyrini değiştiren kahramanlarından biri, şehit düşen “en kıdemli asker” olduğu belirtilen 47 yaşındaki 3. Kolordu Komutanlığı Yar Başkanı Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk oldu. Kartaltepe Kışlası Komutanı Piyade Albay Davut Ala ise vücuduna 7 mermi isabet etmesi sonucu yaralandı.
O gece devreleriyle hemen iletişime geçen Ertürk, evinde arkadaşı Kartaltepe Kışlası Komutanı Piyade Albay Ala ve bir astsubayla buluşarak değerlendirmelerde bulundu. Toplantı sonunda Ertürk’ün iki yıl önce görev yaptığı 66. Zırhlı Tugay Komutanlığının darbeye desteğinin engellenmesine karar verildi.
Ertürk, arkadaşı Piyade Albay Davut Ala ile 66. Zırhlı Tugayı’nda verdiği mücadeleyle İstanbul için kilit rol oynayarak, tugayın darbe girişimine desteğini engelledi. İki komutan, yanlarına aldıkları üç polis ve üç uzman çavuşla kurdukları iki timle, tankların, silahların ve askerlerin dışarı çıkmasını engelleyerek, tugay içindeki hareketlenmeyi durdurdu. Tugayın darbeye katılımını engelleyen Sait Ertürk, tek kurşunla şehit düşerken, vücuduna 7 kurşun isabet eden Davut Ala hastanede tedavi edildi.
Valiliğin işgalini engelledi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan İstanbul Valiliğinin işgaline ilişkin iddianamede ise olay tarihinde İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olan tanık Cengiz Demircan ve polislerin şüphelileri durdurmasına yer verildi.
Demircan, tanıdığı esnaf ve halkı arayarak valilik önünde toplanmalarını sağladı, şüpheli askerler kalabalıktan çekinerek olay yerinden uzaklaşmak zorunda kaldı.
İşgale gelen askerleri valilik protokol kapısında durduran Demircan, ”Yıllarca sizinle dağlarda çarpıştım, şimdi ise birbirimize silah doğrultuyoruz, bu nasıl iştir? Siz darbe yapıyorsunuz, bu millet sizi affetmez.” diye tepki gösterdi.
Demircan, yakın çevrede çay bahçesi bulunan tanıdığı esnafı arayarak toplayabildiği kadar vatandaşla valiliğe gelmesini ve şüpheliler üzerinde psikolojik baskı oluşturmasını istedi. Görüşmenin ardından yaklaşık 15 dakika sonra 20 kişilik grup valiliğin önüne geldi. Darbe girişimine katılan askerler halkı görünce barikat kurmaya başladı. Kalabalık grup, şüphelileri “Yapmayın, etmeyin.” şeklinde iknaya çalıştı. Kalabalığın artması üzerine darbeci askerler binayı terk etmek zorunda kaldı.
Darbecileri püskürten Astsubay Vurgun
15 Temmuz’daki darbe girişiminin merkezlerinden biri de Çengelköy’deki Kulesi Askeri Lisesi oldu.
Burada görevli Astsubay Kemal Vurgun, darbe girişimine katılması istendikten sonra bazı askerleri yanına alarak yasa dışı emre karşı çıktı. Darbe girişimine katılan komutanlıktaki üstlerine silah doğrultan Vurgun, “Anam avradım olsun, hepinizi vururum, siz 3-5 hain, kimden emir alıyorsunuz, ben bu askerleri yem ettirmem.” sözleriyle karanlık gecenin bir diğer kahramanı oldu.
Askerler ve öğrencilerin okuldan çıkmasına engel olmaya çalışan Vurgun’u, darbeci askerler derdest etmek istedi.
Nizamiye’de kendisini enterne etmeye çalışan darbeci yüzbaşıya silahını çeken Astsubay Vurgun, “Hepinizi delik deşik ederim.” diye bağırdı. Çevredeki 50’ye yakın askeri öğrencinin yaralanmaması için ateş etmeyen Vurgun, askeri öğrencilerden kaçmalarını istedi. Vurgun, o gece yanına çağırdığı askerlerle darbe girişiminde bulunanlara silahlarını doğrulttu, polisler gelene kadar nizamiye bölgesinde bekledi.
İzmir Valiliğini kuşatmaya giden askerleri durdurdu
FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Urla ilçesindeki Menteş askeri kampından İzmir Valiliğini kuşatmaya giden 400 eski harp okulu öğrencisinin bulunduğu askeri konvoyu Komiser Bekir Önsal’ın başındaki ekipler durdurdu.
Urla İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli Komiser Bekir Önsal, askeri öğrencilerin başındaki albayın “Sen ne cesur çıktın komiser. Bizi belindeki o tabancayla mı durduracaksın?” sözleri üzerine, “Albayım, bizim ailede 3 şehit var, 4’üncüsü de ben olurum, önemli değil ama sizi buradan geçirtmem. Tabancamda 13 mermi var. Emin ol, ısrar ederseniz bunun biri sana nasip olur.” dedi.
Polisin kararlı tutumu üzerine harp okulu öğrencilerini taşıyan araçlar, Menteş kampına döndü. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında darbenin Menteş kampı ayağını yönettiği iddiasıyla gözaltına alınan eski Kurmay Albay Enver Topal ve eski Kurmay Yarbay Akif Açıkgöz tutuklanmış, harp okulu öğrencilerine yönelik soruşturma başlatılmıştı.
Silah ve mühimmat depolarının anahtarlarını toprağa gömdü
FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında İzmir 2. Jandarma Komando Tugay Komutanlığında vatani görevini yapan er Emre Ev, haberciliğini yaptığı Tugay Komutan Vekili Kıdemli Albay Semih Okyar’ın emriyle tugaydaki tüm araçlar ile silah ve mühimmat depolarının anahtarlarını darbecilerin eline geçmemesi için toprağa gömdü.
Emre Ev, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast girişiminde bulunan darbeci askerlerin yakalanması için düzenlenen operasyona katıldığı için “takdir belgesi”yle ödüllendirildi. Görevini başarıyla yapmanın gururunu yaşayan Ev’in yaptıkları, Balyoz Davası’nda yargılanıp beraat eden emekli Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel’in yazdığı “Aşil’in Topuğu FETÖ’nün O Gecesi” adlı kitapta da yer aldı.
Karanlık gecenin kadın kahramanı
FETÖ’nün darbe girişimi sırasında 580 askerin Denizli’den Ankara’ya götürülmesini engellemek için havaalanı önünde toplanan vatandaşlar arasında yer alan ve bindiği askeri aracı direksiyonuna sarılarak durdurmaya çalışan 2 çocuk annesi Elif Dağdelen Sarı, cesaretiyle takdir topladı.
15 Temmuz gecesi, Denizli ve Aydın’dan 580 askeri personel, Çardak Havaalanı’nı kullanarak Ankara’ya götürülmek istendi. Havalimanına giden konvoyun önü çok sayıda demokrasi sevdalısı vatandaş tarafından kapatıldı.
Askeri araçların önüne geçerek geçişleri engellemeye çalışanlardan biri de 2 çocuk annesi Elif Dağdelen Sarı oldu.
Sarı, askeri aracın kapısını açarak içeriye girdi ve direksiyon başındaki askerle mücadele ederek anahtarı almaya çalıştı. Bir ara askerin elindeki tüfeği de almaya çalışan Sarı, askere “Anahtarı ver, sen FETÖ’nün askeri misin?'” diye sordu. Araç içerisindeki komutanın “Kes sesini kadın, in arabadan.” sözlerine aldırış etmeyen Sarı, ona da “Sen kimsin, kime hizmet ediyorsun?” diyerek, “İnmiyorum, bu araba bizim arabamız, ver anahtarı.” ifadelerini kullandı.
Bir ara askerin yanağını okşayarak, “Sen bizim Mehmetçik’imizsin, sen bize el kaldıramazsın, o silahı sen bize mi yönelteceksin? Siz daha düne kadar dağlarda terörist öldürüyordunuz, siz bizim karşımıza nasıl çıkarsınız?” diyen Sarı, eşi ve çocuklarıyla havalimanı önünde sabaha kadar bekleyerek 15 Temmuz gecesinin kadın kahramanlarından biri oldu.
Denizli’de FETÖ’nün darbe girişimine ilişkin 42’si tutuklu 60 sanığın yargılandığı davada Sarı, tanık olarak ifade verdi.
Darbecilere karşı duran komutanı “terörist” diye öldürteceklerdi
FETÖ’nün darbe girişimiyle ilgili Van Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma dosyasındaki tespitlere göre, o dönem Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı olan Korgeneral İsmail Metin Temel’in darbeciler tarafından “terörist” diye öldürülmesi planlandı.
Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığının sorumluluk bölgesindeki Van, Siirt, Hakkari ve Şırnak’ta darbe hazırlığı yapan FETÖ, buna karşı çıkan Korgeneral Temel’i öldürmesi için 8 kişilik özel tim görevlendirdi. Binbaşı İsmail Çevik komutasındaki 8 kişilik özel kuvvet timi, Hakkari’den Siirt’e gitmesi beklenen Korgeneral Temel’i “terörist” diye öldürme planı yaptı.
Hakkari’deki Korgeneral Temel’i, Genelkurmay Başkanlığınca uçuşların yasaklanmasına rağmen helikopterle uçmasında bir sakınca olmadığını bildirerek özel timin beklediği Siirt’e gönderen darbeci askerlerin planı, komutanın havada kararını değiştirerek Van’a gitmesiyle bozuldu.
Suikast timi, “10049” kuyruk numaralı “Sikorsky” tipi helikopterle Temel’in peşinden Van’a geldi. Uzun namlulu silahlar ve susturucu takılan tabancalar taşıyan askerleri helikopter pistinde gören bir grup asker duruma müdahale etti.
Korgeneral Temel’in, “Bu hainleri etkisiz hale getirin.” talimatı verdiği emrindeki askerlerin gerçekleştirdiği operasyon sırasında geldikleri helikopterle havalanan ve aralarında Binbaşı İsmail Çevik’in de bulunduğu 8 kişilik tim, Şırnak’ın Silopi ilçesine indiklerinde gözaltına alındı.
Darbeci askerlerle iş birliği yaptığı ve Binbaşı Çevik’e gittiği illerde yardım ettiği gerekçesiyle Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığında görevli Kurmay Albay Murat Temiz de Van’da düzenlenen operasyonda “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzene karşı durmak ve FETÖ/PDY terör örgütü üyesi olmak” suçundan tutuklandı.
Soruşturma dosyasında 8 askerden oluşan timin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından uçuş yapılmamasına ilişkin emre rağmen helikopterle hareket ettikleri ve yanlarında uzun namlulu silahlar, susturucu takılı suikast tipi tabancalar bulunduğunu kaydedilen iddianamede, “Kolluk kuvvetlerinin ayrıntılı tutanağında belirtilen hususlar göz önüne alındığında, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından verilen emir ve talimat üzerine Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı İsmail Metin Temel’e yönelik suikast girişimi söz konusudur. Bu girişim sırasında Binbaşı İsmail Çevik, Van’da görev yapan Kurmay Albay Murat Temiz ile iştirak birliği içinde hareket etmiştir.” ifadelerine yer verildi.
Televizyonların yayın yapmasını sağladı
TÜRKSAT personeli olan, iki çocuk babası 49 yaşındaki Ahmet Özsoy, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminde TÜRKSAT’ı ele geçirmeye çalışan darbecilere karşı çalışma arkadaşlarıyla canı pahasına direnerek şehit düştü.
TÜRKSAT sistemini kapatarak bütün televizyon kanallarının yayınlarını kesmeyi hedefleyen darbeciler, Özsoy ve çalışma arkadaşlarının gösterdiği kahramanlık sayesinde amaçlarına ulaşamadı.
Darbecileri 7 askerle engelledi
Jandarma Okullar Komutanlığındaki olaylar sırasında İl Jandarma Komutanlığına gitmek istediği sırada darbeciler tarafından rehin alınan eski Ankara İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ferdi Korkmaz, kapatıldığı odadan ikna ettiği kursiyer teğmenlerin yardımıyla kurtuldu.
Yanında bulunan ve kendisiyle alıkonulan 7 askerle darbecileri etkisiz hale getiren Korkmaz, takviye ekiplerin gelmesiyle darbe girişiminde etkin rol alan eski Jandarma Okullar Komutanı Tuğgeneral Sadık Köroğlu ve diğer darbecilerin gözaltına alınmasını sağladı.