Karadağ notları…

Abone Ol

5 gündür birbirinden güzel kıyı şehirleri nedeniyle Adriyatik’in İncisi olarak isimlendirilen Karadağ’dayız. Kameraman arkadaşım Celal Topçu ile Yeni Rota’nın çekimleri için bulunduğumuz Karadağ’da şu ana kadar başkent Potgoritsa, Kotor ve Bar’ı gezdik. Siz bu yazıyı okurken biz de muhtemelen ülkenin en kuzeyindeki Ulcinj (Ülgen) şehrinde olacağız. Yanımızda ayrıca iki de bir bize; “Aman Türkiye’ye, özellikle de sizin olduğu kadar bizim de liderimiz olan Tayyip Reis’e sahip çıkın” diyen Boşnak Kemal ağabeyimiz var. Tayyip Erdoğan’dan önce Türkiye’den Balkan Müslümanlarını kimsenin arayıp sormadığını söyleyen Kemal Rebronya, Türkiye’deki gelişmeleri en az bizim kadar, hatta bizden daha yakın takip ediyor. Çünkü tüm Balkan Müslümanları gibi Boşnak Kemal ağabey de Tayyip Erdoğan’ın geleceğini kendi gelecekleri olarak görüyor. En iyisi Balkanlar’daki Recep Tayyip Erdoğan efsanesi meselesini daha fazla uzatmadan sizlere Karadağ ile ilgili biraz bilgi vereyim. Çünkü bu meseleye bir kez girdiğimizde çok şey yazmamız gerekir ve laf uzayıp gider.

Doğudan Arnavutluk ve Kosova, kuzeyde Sırbistan, batıda Hırvatistan ve Bosna ile komşu olan Karadağ’ın güneyinde ise Adriyatik Denizi bulunuyor. Karadağ bir zamanlar eski Yugoslavya’yı oluşturan 6 cumhuriyetten biriydi. Yugoslavya’nın parçalanmasından sonra Sırbistan’a katıldı ve Sırbistan-Karadağ Cumhuriyeti ismini aldı. 2006 yılında yapılan referandumdan çıkan yüzde 55,5’lik “evet” oyu ile bağımsızlığına kavuştu ve tarihe Karadağ Devleti olarak geçti.

700 bine yakın bir nüfusa sahip olan Karadağ’ın yüzölçümü ise 13 bin 938 kilometrekare… Yani bizim Eskişehir kadar… Şu an Avrupa Birliği’ne girme hazırlıkları yapan Karadağ’da para birimi olarak euro kullanılıyor. Karadağlıların en önemli geçim kaynaklarını hizmet sektörü ve turizm oluşturuyor. Karadağlıların yanında Sırplar, Arnavut ve Boşnakların yaşadıkları ülkede halkın yüzde 70’i Hristiyan iken yüzde 20’si ise Müslüman… Ülkenin resmi dili ise Karadağca…

Karadağ geçmişte 300 yıldan fazla Osmanlı’ya bağlı kalmış bir ülke… Bundan dolayı başta başkent Potgoritsa ve Bar şehri olmak üzere ülkede Osmanlı’dan kalma pek çok tarihi eser bulunuyor. Karadağ ilk olarak 1. Murat döneminde fethedilmeye başlansa da asıl fetih Fatih Sultan Mehmed döneminde gerçekleşmiş. Karadağ 1878 yılındaki Berlin Kongresi’ne kadar ecdadımıza bağlı kalmış.

Karadağlılar tembellikleriyle ünlü bir halk. Hatta Karadağlıların ne kadar tembel olduklarını anlatmak için “Bir Karadağlı yatağının yanına uyumaktan yorulduğunda dinlenmek için bir de sandalye koyar” deniliyor. Ayrıca bizde nasıl Lazlarla ilgili birbirinden komik fıkralar anlatılırsa Balkanlar’da da Karadağlılarla ilgili fıkralar anlatılıyor.

Karadağ birbirinden güzel tatil şehirleriyle de ünlü bir ülke. Budva, Kotor ve Ulcinj bu tatil şehirlerinin başında geliyor. Budva daha çok Bodrum’a benziyor, bundan dolayı hiçbirinize tavsiye etmiyorum. Aynı zamanda koyları ile de ünlü olan Kotor şahane bir tarihi şehir. Ailecek ziyaret edip tatil yapabileceğiniz şehir ise nüfusunun yüzde 70’i Arnavut Müslümanlardan oluşan Ulcinj şehri…

Karadağ’a geldiğinizde mutlaka görmeniz, uzaktan da olsa fotoğrafını çekmeniz gereken bir ada var. Adriyatik Denizi’nin en güzel adası olarak kabul edilen Sveti Stefan Adası’ndan bahsediyorum. Ada şu an otel olarak kullanılıyor. Oteldeki odaların geceliği bin eurodan başlarken Sveti Stefan Adası’na otelde kalan müşterilerin dışında kimsenin girmesi ise yasak.

Karadağ, Türkiye vatandaşlarından vize istemiyor. İstanbul’dan uçağa bindiğinizde yaklaşık 1 saat 15 dakika sonra Karadağ’a ulaşıyorsunuz. Yani Anadolu’nun herhangi bir şehrine yolculuk yapar gibi…

Bugünkü yazımda sizlerle Karadağ ile ilgili bilinmesi gereken, giriş bilgilerini paylaşmak istedim. Cuma günü de nasipse Karadağ Müslümanlarını anlatırız. Şimdilik selamün aleyküm…