Gündem

Kanuni Sultan Süleyman'la şair Baki arasında geçen ilginç olay

Abone Ol

Osmanlı Devleti'ne muhteşem bir dönem yaşatan Kanuni Sultan Süley'nın iyi şair olduğu ve şiirler yazdığı tarihi kaynaklarca ortada duruyor. Divan edebiyatının önde gelen şairi olan Baki'nin namı saraya kadar ulaşmıştı.

Kanuni, yaverlerine Bursa'ya gidip bu iyi şairi alıp huzuruna çıkartmalaırını istedi. Aslında padişahın isteği Baki'nin sarayda yatıp kalkmasıydı.

Yeri gelmişken bahsedelim... Divan edebiyatı denilmesinin sebebi sarayda bir divanda oturan şairlerin padişaha ve yönetimine özvgü dolu şiirler yazarlar ve bütün ihtiyaçları da sarayca karşılanırdı. Divan edebiyatı denilmesinin nedeni bu...

Baki bu teklifi kabul eder ve artık sarayda yaşamaya başlar. Fakar rahat duramaz ve padişahı eleştirmeye başlar şiirleriyle. Bunu duyan Kanuni Sultan Süleyman, adeta küplere biner ve Baki'nin sürgün edilmesini emreder. Sürgün yeri ise Bursa olacaktır.

İşte Kanuni'nin yazdığı ve Baki'nin sürgün edilmesini istediği o beyit...

"Bâkî-i bed Azm-i bülend Bursa'ya red Nefy-i ebed"

Mealen şu...

"Bâkî, o kötü adam / Yüksek kararımdır / Bursa'ya gönderile (Bâkî bursalıdır) / Bir daha da gözüm görmeye."

Sürgün kararını duyan Baki pek üzülür ama bunu çok da belli etmez. Alır kalemi yazar cevabını...

"Ne ola kim azm-i bülend nefy-i ebed oldunsa ey Bâkî Bilesin ki cihan mülkü değil Süleymân'a Bâkî Şehâ azminde isbât-ı tehevvür eyledin ammâ Buna çarh-ı güher derler ne sen bâkî ne ben bâkî"

Anlamı ise şu...

"Ne sen bakisin ne de ben"
İlk mısrada şair ne olmuş ki sürüldüysen gibisinden kendine teselli veriyor. İkinci mısrada dünyânın Hz, Süleymân'a dahi kalmadığını söylüyor. Kânûnî, bu mefhumu bilmese kendisine söylendi sanıp Bâkî'nin kellesini alabilirdi ama Kânûnî de şair sonuçta ve burda kastın Hz. Süleymân olduğunu biliyor. Üçüncü mısrâda ey pâdişahım kararınızda celaliniz, gazabınız açık bir şekilde görülüyor ama... Bu dünya geçicidir, ne siz bâkîsiniz ne de ben bâkîyim