Eğer düzenli yazıyorsanız, eğer öteler sözü olan şiir yazma nasibi düşmüşse bahtınıza, eğer Allah gönlünüzün sözüne sizi yoldaş eylemişse…
Beyniniz her saniye kelimelerin düzenli bir ordunun, hiç durmadan ayağını yere vurduğu yürüyüş sesini yaşar…
Zihin dünyanız sürekli düşünür…
Üreten bir fabrika gibi çalışır kalbiniz…
Kafanızın içinde kelimeler ya bayram havasındadır ya da keder havasında…
Fikir sizi kuşatır, sözler, satırlar sizi hep ayağa davet eder…
Heyecana, kıyama, dirence, sahip çıkmaya…
Kendinizden çok fikriniz kalır ortada…
Davet kalbinizden geliyordur…
Kaleminiz eyvallah diyordur…
Sözünüz Allah için söylenmişse hedefe varır…
İyi niyete âşıktır kalp kalbiniz yazmışsa insan içine alır…
Her dem yazmanız gerekiyormuş gibi bir kuşatma yaşarken bulursunuz kendinizi…
Yazmalısın, sen kafanı yormalısın, sen yanmalı, sen hakkı kalbinden kalemine damlatmalısın tınısı duyar iç sesiniz…
Rüzgar dahi fısıldar sana yan ve yaz…
Yazılar kafanın içinde ayakta bekler sen yazana kadar…
Zira eğer yazamazsanız, o dolmuşluğunuzu satırlara dökemezseniz, evdeki çeşmeyi açık bırakıp evden çıktığınızda karşılaşacağınız tablo gibidir kalbiniz…
Her on saniyede bir çölü yaşar gibi bir hayat süren bağrınız, her on saniyeden sonrada okyanusun içini yaşar…
Siz bir kere yazma nasibine düşenlerden olmuşsanız, artık yazmaktan kaçamazsınız…
Yazmalı hakkı söz sanatının veciz ve naif halinde anlatmalısınız…
Çağa sözünüz, çağa şiiriniz varsa…
Sözler, satırlar insandan daha uzun ömürlüyse sözünüz hoş bir seda bırakacaktır bu kubbede…
Taşlaşan, katılaşan onca insana bir söz yetecek belki sizin kalbinizden dökülenlerle….
Bir cümleniz istikbal mücadelesinde bir gence işaret fişeği olacaktır belki de…
Bir ifadeniz heyecan olacaktır temiz nesillere…
Eğer kuyular varsa, Yusuflar olacaktır…
Eğer Yusuflar varsa o kuyunun başında mutlaka Yakuplar olacaktır…
Umut kalbe düşmüşse, keleme düşecektir…
Yeise düşersek kalbimiz bizi dirilişe davet edecektir…
Şiirin kalkanı aşktır, şairin arınması kederine döktüğü gözyaşıdır…
İnsan ağlayabildiği kadar yumuşaktır…
İnsan ağladıkça arınacaktır…
İnsan ağladıkça aciz olduğunu hatırlayacaktır…
En çabuk şair devrilse de en çabuk bir şair toparlanır sözü ile…
Yenildik diye bağırmaz ama zaferleri bile ağlayarak yaşar ruhunda…
Bir Meryem sükûtuna düşer de düşürmez kalbini yere…
Baharın geleceğini en çok şiir anlatır bize…
Zira bahar umudu olmaz ise, hayatlar en yetim saatlerde asılı kalır…
İnsan umut vardır…
Umutsuz insan yaralıdır…
Şükür teşekkürle kardeş kalabildikçe Eda edilmiş olandır…
Pencereden bakıp gördüğü bir kumru ile canlanan insana…
Allah seni bırakmadı ayeti bir güneşin sızması gibi, sızarken kalplere…
Kederde bize, hüzün de bize der sınanmamız…
Şükret, hamd et, teşekkür et âlemlerin Rabbine…
Ancak dizlerimizi dövmek yok, kalkıp koşacağız en ileriye…
Düşmek yok değil, ne demek yok düşeceğiz de elbette…
Ancak Taif gelecek aklımıza en garip halimizde…
Doğrulup dikileceğiz zalimlere…
Ayaklarımıza o vakit bir Kudüs canı gelecek…
Umut ekeceğiz her birimiz genç genç gönüllere…
Nerde kalmıştık diyenleri artırıp, dünyanın en kadim memleketinde yaşadığımızı her an hatırlayıp, çınar olacağız sancağı göklere çekenlere…
Sitemden yorulduk, Hz. Ömer’in adaleti sözü ile başlayıp, Hz. Ebu Zer olmadan, Hz. Ömerler bekleyenlerden olmama mücadelesi vereceğiz…
Her zorlukta bir kolaylık vardır muştusu içimizde gül bahçesi kurarken…
“Benden buraya kadar” diyenlere “Nereye; daha yeni başlıyoruz” hatırlatmasını yapacağız kardeşçe…
Çay koy hacı, sıva kolları, pes ettiler mi senden öncekiler?..
Sözünü asacağız görünür yerlere…
Kalbimizi çıkarıp ellerine koyar gibi samimi duruşumuz kalacak ortada…
Seni gören hayal kırıklığı yaşayacaksa görünme…
Seni gören ilham alacaksa gece bile çık ortaya…
Sen yürürsen aydınlık sabahlar için korkusuzca…
Cesaretin cesaret getirecek birçok insana…
Pes etmek yok, incinip cephelerden çekilmek yok…
Darıldım, küstüm çocukluğuna harcanacak zaman yok…
Hak ve batıl kavgasının tam ortasındayız…
Bahar sözü verenler benden buraya kadar derse sözünü hatırlatacağız…
Kalanı siz tamamlayın demek yok…
Şarkımızı yarım koymak yok…
Abdülhamid’i yalnız bırakmak yok…
Her sabah ezanıyla yeniden kuşanıp nerede kalmıştık demek düşer derdi Allah, derdi ümmet, derdi insanlık olana…
Dünya insanlığı yumuşak kalpli insanlar çağı beklerken…
Sözden kaçma…
Milletin için kavgadan kaçma…
Davan için ak babaları görüp bıkma…
Şarkımız yarım kalmasın…
Sözümüz hak ise eksik kalmasın…
Cihan’a baş ülken garip kalmasın…
Ebu Cehil’in yoldaşları elbette bitmeyecek…
Dünya yönünü sana dönmüşken topluca…
Şiirini artır…
Sözünü artır…
Sesini artır…
Hakikati artır…
Fikrini artır…
Bir şey yap yapmayanlara takılıp kalma…
İz düşsün kalbinden dünyaya…