İki ülke arasındaki anlaşmazlıkta ülkelerden birinin mahkemesinin verdiği kararın herhangi bir hukuki değerinin olmadığını söylüyorlar.
Kahire ve Riyad’ın Suriye ve benzeri bölgesel konularda anlaşmazlığa düşmesi nedeniyle bir süredir gerileme yaşayan Mısır – Suudi Arabistan ilişkilerine yeni bir gölge daha düştü.
Mısır Yüksek İdare Mahkemesi, Suudi Arabistan ve Mısır arasında imzalanan sınır anlaşmasını iptal ederek, Tiran ve Sanafir adalarının Mısır toprağı olduğuna hükmetti.
Kızıldeniz’de iki ülke arasındaki sınırı belirleyen anlaşma Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdülaziz’in geçen yıl Kahire’ye yaptığı ziyaret sırasında imzalanmış ve Abdülfettal El Sisi başkanlığındaki cunta, adaların Suudi Arabistan’a ait olduğunu kabul etmişti.
İşte o anlaşmayı bozan Yüksek İdare Mahkemesi’nin nihai kararı darbe yanlılarını da zora soktu.
Çünkü Abdülfettah El Sisi yanlısı gazeteciler Mısırlılara adaların gerçekten de Suudi Arabistan’a ait olduğunu günlerce anlatmıştı.
Riyad’da ise karar sonrası hayal kırıklığı ve şaşkınlık yaşanıyor.
Suudi Arabistan, darbecilere verdiği destek karşılığı aldığı iki adayı Abdülfettah El Sisi’ye verdiği desteğinin boşa gitmediğinin göstergesi ve stratejik bir kazanç olarak görüyordu.
Şimdi Riyad’ın önünde birkaç seçenek var.
Abdülfettah El Sisi’yle yeniden pazarlığa oturmak.
Mısır cuntasının, mahkeme kararını yeni bir pazarlıkta kullanabilmek için çıkardığı söylense de Riyad’ın böyle bir pazarlığa oturacağı kesin değil.
Çünkü artık iki başkent arasında büyük bir güven krizi yaşanıyor.
Yeni bir pazarlıkla sağlanacak anlaşmaya Abdülfettah El Sisi’nin uyacağını veya o kararın da yine mahkeme tarafından bozulmayacağını kim garanti edecek?
İkinci seçenek ise ihtilafın çözümü için uluslararası tahkime başvurmak.
Mısır cuntasının bitmek tükenmek bilmeyen şantajlarından bıkan Suudi Arabistanlılardan birçoğu Abdülfettah El Sisi ve adamlarını hiç muhatap almadan ve asla yeni bir pazarlık için masaya oturmadan tahkime gitme görüşünde.
İki ülke arasındaki anlaşmazlıkta ülkelerden birinin mahkemesinin verdiği kararın herhangi bir hukuki değerinin olmadığını söylüyorlar.
“Mısır Parlamentosu yargı kararını yok sayarak anlaşmayı onaylayabilir” ve “Parlamento anlaşmanın halkoyuna sunulmasına karar verebilir” diyenler de var.
Bu son seçenek; yani anlaşma için referandum yapılması en zayıf ihtimal.
Çünkü Mısır halkı milli duygularla kesinlikle anlaşmaya “hayır” der.
Mısır Yüksek İdare Mahkemesi’nin nihai kararı açıklandığında mahkeme salonundan tekbir ve zılgıt sesleri yükseldi.
Mısır sokağında da sanki düşmana karşı büyük bir zafer kazanılmış havası var.
Dolayısıyla referandum seçeneği Suudi Arabistan’ın lehine değil.
Darbe yanlısı milletvekilleri, “halkın temsilcileri” olarak adalar konusunda son sözü söylemeye kendilerinin yetkili olduğunu ileri sürüyorlar.
Mısır Parlamentosu’nun bu düşünceden hareketle mahkeme kararını yok sayarak anlaşmayı onaylamasının kurumlar arası çatışmaya ve büyük bir iç krize yol açması muhtemel.
Abdülfettah El Sisi, adaların Suudi Arabistan’a bırakılması konusunda daha önce yaptığı bir konuşmada, “Artık bu konuda hiç kimse konuşmasın” demiş ve adaların Mısır’a değil Suudi Arabistan’a ait olduğunu söylemişti.
Son mahkeme kararının ardından cunta liderine yönelik “İstifa et” çağrıları da arttı.
Abdülfettah El Sisi’nin meşruiyetini kaybettiğini, görevden alınması ve vatana ihanetten yargılanması gerektiğini söyleyenler çoğaldı.
Gelinen son noktada, Suudi Arabistan’ın her şeye rağmen darbe sürecinde ve sonrasında desteklediği Abdülfettah El Sisi’yi doğrudan hedef alması beklenmiyor.
Fakat Riyad’da bir tür “sırtından hançerlenmiş olma duygusu” yaşandığı kesin…