Gündem

‘Kadınların her bölgede sorunları benzer ama aynı değil’

Abone Ol

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, “İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkelerin Kalkınmasında Kadınların Rolü Bakanlar Konferansı”na ilişkin TRT’nin canlı yayınında yaptığı açıklamada, konferans kapsamında İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Kadın Konseyi üzerine konuşmalar yaptıklarını söyledi.

İstanbul’da Kadın Konseyinin kurulmasıyla ilgili bakanlarla ikili temaslarda bulunduğunu aktaran Kaya, “Memurlar toplantısında da uzmanlar, Kadın Konseyinin yapısı hakkında görüş alışverişinde bulundu. Umuyorum ki bugün ve yarın yapılacak toplantılar sonucunda da Cumhurbaşkanımızın önerisi üzerine İslam İşbirliği Teşkilatı Kadın Konseyinin kurulmasını sağlayacağız. İİT’nin üç bölgesi var; Asya, Afrika ve Arap. (Kadın Konseyi) Bu bölgelerden seçilecek üçer tane üyenin olacağı, Türkiye’nin dönem başkanlığı döneminde merkezinin İstanbul’da olacağı, yılda 2 kez düzenli toplantılarının yapılacağı ama her zaman aktif bir şekilde Müslüman kadının sorunlarına çözümler üretecek ve görüş, fikirler önerecek İİT’ye. Ayrıca hem Batı’da, medyada hem Avrupa’da, Amerika’da, bütün dünyada kısacası Müslüman kadını tanıtacak ve temsil edecek, en iyi şekilde ifade edecek bir konsey olmasını umuyoruz.” diye konuştu.

Kaya, şöyle devam etti:

“Aslında kadınların her bölgede sorunları benzer ama aynı değil. Benzer olmakla birlikte farklılıklar var. Dün yaptığımız ikili görüşmelerde de Afrika ülkelerindeki kadın bakanlar bizden birçok konuda destek istedi. Mesela bizde kadın ölüm oranları doğum sırasında 100 binde 15’lere düşürdüğümüz bir oran. Bu çok düşük. Ancak Afrika da hala çok yüksek oranlar. Bunu duyunca gerçekten bizden destek istediler. Benzer olmakla birlikte her bölgenin, her kültürün kendine has ayrı sorunları da var ama bütün ülkelerde amacımız ortak; kadınların daha da güçlendirilmesi, hak ve fırsatlardan erkeklerle eşit ve adil bir şekilde faydalanmasını sağlamak.”

“Hepsinin gözü Türkiye’de, bunu gördük”

Kaya, Türkiye’de eğitim oranının gerçekten çok yüksek düzeylere getirildiğini vurgulayarak, her geçen gün bu oranın artığını söyledi.

Üniversitede eğitim gören 3 milyon 774 bin öğrencinin 2 milyon 24 bininin erkek olduğunu belirten Kaya, “Yani yüzde 45 kadar kadınlarımız üniversite okuyor bugün Türkiye’de ama tabii bu yeterli değil. Çok daha fazla olması gerekiyor. Yüzde 50’nin üzerine çıkmamız gerekiyor. Eğitim, bütün sorunların aşılmasında aslında en önemli faktör. Tüm dünyada böyle ama Türkiye, İslam ülkeleri arasında bu alanda gayet önde ve öncü. Bakanlarla yaptığımız ikili temaslarda da aslında hepsinin gözü Türkiye’de, bunu gördük. Hele ki 15 Temmuz sonrası… O gece hepsi nefeslerini tutarak burada olan gelişmeleri takip etmiş. 15 Temmuz sonrası Türkiye’nin daha da güçlü bir Türkiye olduğunu hepsi ifade etti, bunu dışarıdan da görüyorlar. Aynı zamanda terörle mücadele noktasında da hep birlikte çalışmalar yapıyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı da biliyorsunuz en son FETÖ’yü de terör örgütü ilan etti. Bunun için onlara teşekkür ettik. Bizler de eğitim noktasında her türlü konuda İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleriyle daha yakın iş birliği içinde çalışmalarımıza devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Albayrak: Geleneksel uygulamalar ve kültürel alışkanlıklar kadınları dışlamaya devam ediyor

Konferansın ikinci gününde “İİT Üyesi Ülkelerde Kadınların Güçlendirilmesi için Müslüman Kadınlar Arasında Savunuculuk ve Dayanışma” konulu panelde moderatörlük yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Dr. Esra Albayrak, panelin, kadınların yaşadığı ortak sorunlara bakış açısını değiştireceğini ve yeni perspektifler kazandıracağını söyledi.

Kadının toplum içerisinde adaletli bir temsile kavuşması gerektiğini belirten Albayrak, şöyle konuştu:

“Kadınlar dünya nüfusunun yüzde 50’sini teşkil ediyor ve ne yazık ki adil bir şekilde temsil edilmiyoruz siyasi ve ekonomi alanında. Bu acı gerçek yeni bir bakış açısı gerektiriyor. Adalet prensiplerine dayalı bir yaklaşım olmalı bu. Geleneksel uygulamalar ve kültürel alışkanlıklar kadınları dışlamaya devam ediyor. Toplumsal, ekonomik ve siyasal katılımlarına engel oluyor. Kadın meseleleri erkek meseleleridir aynı zamanda. Farkındalık derecesinin arttırılması gerekiyor. Kadın ve erkek birlikte hareket etmeli. Bu tarz toplumsal konularda farkındalık gerekiyor ki güçlü bir tavır ortaya konmalı. Kadın ve erkek arasında adalet sistemiyle desteklenmeli. Bu konuda kutsal kitabımız en iyi referanstır bu varoluşsal mesele için. Allah şunu emrediyor: “Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridir.” Kadın ve erkek birbirini tamamlayan iki uzuv olarak karşımıza çıkıyor. Bizden beklentisi dünyada beraber yaşamak. Ne yazık ki birçok ülkede kadınlar aleyhine bir durum görüyoruz. Öyle yollar bulmalıyız ki toplumları Kuran’da öngörülen seviyeye tekrar kavuşturabilelim.”

İslam dünyasında kadınların eğitim alanında geri kalmasının sebeplerinin sömürgecilik, işgal ve savaş olduğunu ifade eden Dr. Albayrak, şunları söyledi:

“Hazreti Muhammed’in sevgili eşi Hazreti Aişe için şunu söylemişlerdir; ‘fıkhı ondan daha iyi bilen birini görmedik.’ Fakat bugün İslam dünyası birçok konuda sorun yaşıyor. Kız çocuklarının okullaşmasından başlayarak kadınların karar alma süreçlerine katılımına kadar, geniş yelpazede sorunlar içeriyor. Pek çok durum var. Sömürgecilik tarihi, savaş ve işgal çabaları, en büyük zorluklardan bir tanesi. İslam toplumunun neden geride kaldığını açıklayan sebepler ve kadın hakları konusunda neden geride kaldığını da açıklayan sebepler. Siyasi çatışmalar, yoksulluk ve güç ortamı içerisinde var olmaya çalışmak, kadınların haklarına başvurmaktan alıkoyuyor.”

Albayrak, İslam dünyasındaki kadın meselelerinin, Batı’daki kalıp yargıları oluşturanlar için çok popüler bir gündem maddesi olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Kadınların tek bir şekilde güçlendirilmesi başka yerlerde kadınların sorunlarını göz önünde bulundurmamasıyla sonuçlanabilir. Batılı ve batılı olmayan kadınlar aynı zorluklarla karşı karşıya kalmıyorlar. Aynı toplumda yaşasalar bile siyahi ve beyaz kadınların sorunları örtüşmemektedir. Avrupai merkezli bakış açısı, kadınlar nezdinde çoğulculuğun gözardı edilmesiyle sonuçlanıyor. Kadınların durumu İslam dünyasında tek düze değil. Çeşitli modeller var ve bunlar kadınların toplum içerisindeki rolünü belirliyor. Malezya ve Endonezya gibi ülkelerde kadınlar sosyal hayatta etkin rol oynuyor ve katma değer yaratıyor. Türkiye de kadınların güçlendirilmesi alanında öncü bir ülke. Türkiye’de son 14 yılda önemli adımlar atıldı. Kadın parlamenter sayısı Türkiye’de 2015 itibariyle 24’ten 98’e çıkmıştır. Yüksek öğrenimde yüzde 13’ten yüzde 40’a çıkmıştır. Kadın akademisyen sayısı yüzde 45 oranında temsil ediliyor ve bu küresel ortama eşit. Kadının iş gücüne katılımı da son 10 yıl içerisinde yüzde 10 arttı.”