Gündem

İzmir’deki terör saldırısıyla ilgili 18 gözaltı

Abone Ol

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İzmir‘de şehit düşen polis memuru Fethi Sekin ve adliye memuru Musa Can için düzenlenen tören sonrası açıklama yaptı.

Bozdağ, terör saldırısıyla ilgili, “Soruşturma bütün boyutlarıyla yürütülmektedir. Savcılığımızdan edindiğimiz bilgiye göre 18 gözaltı yapılmıştır. Saldırıyı yapan teröristlerin kimlik bilgileri tespit edilmiştir ancak bilgilerini şu an açıklamıyoruz.” dedi.

“Karşılarında sinecek kimse yok”

Bozdağ, şu açıklamalarda bulundu:

“Bizim değerlendirmemize göre, ‘patlama olduktan sonra bir tanesi C Blok’a dönük bu silahlarla saldırı yaparken, öbürü de el bombalarıyla içeri girmeyi planlamışlar’ şeklinde bir sonuç ortaya çıkıyor. Hakimlerimiz ve savcılarımız, yardımcı adliye personelimiz bundan sonra da görevlerine devam edecektir. Birilerinin ‘biz korkuturuz, yıldırırız, sindiririz’ diye bir hesabı varsa boşuna hesap kitap yapmasınlar. Karşılarında korkacak, yılacak, sinecek ve görevini yapmaktan vazgeçecek kimse yok.”

İzmir Adliyesi çıkışında gazetecilere açıklama yapan Bakan Bozdağ, “Dün saat 16.00 sıralarında Bayraklı Adliyesi hizmet binası C blok giriş kapısında bulunan polis noktası önünde, bir Broadway marka aracın patlatılması ve sonunda bu teröristin takibi ve diğer bir noktada indirilen teröristin tespiti üzerine başlayan çatışma sırasında bir polisimiz, bir adliye çalışanımız şehit oldu. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. 9 yaralımız var, onlara da şifalar diliyorum.” diye konuştu.

Bakan Bozdağ, şehitlerin yakınlarına, emniyet, adliye teşkilatlarına ve çalışanlarına, başsağlığı ve sabır dileyerek, 2 teröristin, kahraman güvenlik güçlerinin mücadelesi sonucu ölü ele geçirildiğini vurguladı.

Şehit polis memuru Fethi Sekin’in çok büyük bir kahramanlık örneği gösterdiğini anlatan Bozdağ, “Şehidimiz, kendisini feda ederek pek çok kişinin şehit olmasına ve yaralanmasına yol açacak büyük bir felaketin önüne geçti.” diye konuştu.

Terörle eş zamanlı mücadele

Milletin, bu kişilere şükran borçlu olduğunu, polisin, askerin, güvenlik güçlerinin teröristlerle kahramanca mücadelesinin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edeceğini ifade eden Bozdağ, şöyle konuştu:

“Bu menfur terör saldırısı her ne kadar İzmir Adalet Sarayı etrafında ve adalet sarayına dönük olarak gerçekleştilmiş olsa da bu saldırı bütün Türkiye’ye karşı, Türk milletine karşı ve sadece İzmir’e değil 81 ilimize karşı yapılmış bir terör saldırısıdır. Terör saldırıları, ülkemizin huzurunu, milletimizin birliğini ve barış içerisinde yaşamasını, kardeşlik hukukunu asla yok edemeyecektir. Bu terör saldırılarını yapanlar, yaptıranlar ve onlara bu taşeronluk görevini veren kirli ve karanlık güçler çok iyi bilmelidir ki Türkiye’yi ve Türk milletini terörle etkin ve kararlı mücadelesinden asla vazgeçiremeyeceklerdir. Bu tür saldırılar devletimizin güvenlik güçlerimizin, hükümetimizin terörle etkin ve kararlı mücadelesinde asla bir zaafa yol açmayacaktır. Mücadele daha da etkinleştirilerek, daha da kararlı şekilde devam edecektir. Dünyada, PKK, FETÖ, DAEŞ, DHKP-C ve daha başka isimler altında yaklaşık 10 civarında terör örgütüyle eş zamanlı mücadele eden tek ülke Türkiye’dir. “

Bozdağ, Türkiye’nin terörle mücadelesini devam ettireceğini dile getirdi.

Terörün asla kazanamayacağını ve eninde sonunda kaybedeceğini belirten Bozdağ, “Türkiye’ye dönük eylem yapan, milletimizin ve devletimizin huzur ve barışına, birliğine kasteden pek çok terör örgütü oldu. Bir kısmının adını bile kimse hatırlamıyor. Emin olun Türkiye’de bugün eylem yapan terör örgütlerinin de bir zaman sonra kimse adını hatırlamayacaktır ama Türkiye devleti ve milleti var ve bir olarak, hür ve bağımsız şekilde inşallah kıyamete kadar var olmaya devam edecektir.” şeklinde konuştu.

18 şüpheli gözaltında

İzmir’deki terör saldırısında yaralanan 9 kişiden 2’sinin taburcu edildiğini, diğerlerinin tedavisinin sürdüğünü kaydetti.

Olaya ilişkin soruşturmanın İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı ve kolluk güçleri tarafından yürütüldüğüne dikkati çeken Bozdağ, şöyle devam etti:

“Soruşturma bütün boyutlarıyla yürütülmektedir. Savcılığımızdan edindiğimiz bilgiye göre 18 gözaltı yapılmıştır. Saldırıyı yapan teröristlerin kimlik bilgileri tespit edilmiştir ancak bilgilerini şu an açıklamıyoruz. Hem soruşturmanın selameti bakımından hem de bu teröristlerle irtibatta bulunan, yardım yataklık eden diğer bağlantılarının tespiti bakımından şu anda kimliklerini açıklamıyoruz. İleride bunlar ortaya çıktıkça bunların kimlikleri de kamuoyuyla, basınımızla paylaşılacaktır. Terör eylemini gerçekleştiren terör örgütü konusunda herhangi bir tereddüt yok. Elde ettiğimiz bütün bilgiler eylemi gerçekleştirme talimatını veren bölücü terör örgütü PKK olduğunu göstermektedir. Teröristlerin de bölücü terör örgütü PKK’nın teröristleri olduğunu göstermektedir. Burada herhangi, deliller çerçevesinde tereddüt ve şüphe yoktur.”

Şehit polis Fethi Sekin’in adı yaşatılacak 

Gazetecilerin saldırıda şehit olan polis memuru Fethi Sekin’in İzmir Adalet Sarayına isminin verilmesinin gündemde olup olmadığı yönündeki sorusu üzerine Bakan Bozdağ, Sekin’in gösterdiği kahramanlığın 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ömer Halisdemir’in yaptığı kahramanlıkla aynı olduğunu kaydetti.

Saldırıda faciaya yol açacak bir plan yapıldığını anlatan Bozdağ, şöyle devam etti:

“Terör saldırısını yapanların üzerinden çıkan malzemeye bakıldığında 2 teröristin eş zamanlı geldiği, 2 aracın olduğu görülüyor. Bir tanesinde patlayıcı var, diğerinde yok. Belli ki patlayıcı olan aracı patlattıktan sonra diğer teröristin yanında olan silahlarla İzmir Adliyemizi hedef alan atışlar yapması ve diğerinin de muhtemel ki adliyeye girmek suretiyle adliye içinde büyük faciaya yol açacak eylem gerçekleştirmeyi planladığı değerlendiriliyor. Bu büyük planı Fethi Sekin, cesareti, kahramanlığı, mücadelesi ve şehadeti göze alan anlayışıyla önlemiştir. Onun için ona medyun-u şükranız.

Allah gani gani rahmet eylesin. Onlar inancımız gereği diridir zaten ama onların isimlerini yaşatmak da bizim vazifemizdir. Dün Sayın Başbakanımız da bu konunun değerlendirilmesini ifade ettiler. Başsavcımızla, valimizle, adliyedeki diğer arkadaşlarımızla bunun değerlendirmesini yaptık, onun ismini yaşatmak bizim vazifemizdir. Değerlendirecek arkadaşlarımız nereye nasıl verileceğini ona göre ismini bir yere vermek suretiyle yaşatacağız.”

Bakan Bozdağ, gazetecilerin “Hedefte terörle ilgili dosyalara bakan mahkemeler ve savcılıklar mı vardı?” sorusuna verdiği yanıtta ise yapılan ilk değerlendirmede bu soruyu doğrulayan sonuçların bulunduğuna işaret etti.

Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Teröristler iki kişi, birisi terör soruşturmalarını yürüten savcıların ve terör yargılamalarını yapan mahkemelerin olduğu noktada indiriliyor ve onun valiz şeklinde bir çantası var ve içinde çok ağır silahlar var. Diğeri de aracı patladığı noktaya getiriyor ancak orada bunların hesap edemediği gelişmeler olunca eylem erken başlamış oluyor, patlama erken gerçekleşiyor. Onlar planlarını gerçekleştiremiyor. El bombaları var, RPG-7’nin ucuna takılacak tanksavar var ve bu çok tesirli bir şey, 1,5 metrelik duvarı delip geçebilecek ağırlıkta. Bundan 7 tane var.

Bizim değerlendirmemize göre patlama olduktan sonra bir tanesi C Blok’a dönük bu silahlarla saldırı yaparken öbürü de el bombalarıyla içeri girmeyi planlamışlar şeklinde bir sonuç ortaya çıkıyor. Bu da son derece önemli.”

“Hesap kitap yapmasınlar”

Türk yargısının bugüne kadar adalete ve hukuka büyük hizmetlerin yanında çok da şehitler verdiğini dile getiren Bozdağ, İstanbul Çağlayan’da şehit edilen savcı Mehmet Selim Kiraz’ı hatırlattı.

Bu saldırılara rağmen Türk yargısının adaletten, hukuktan hiçbir zaman sapmadığını kaydeden Bozdağ, “Hakim ve savcılarımız, yardımcı adliye personelimiz, adalet ve hukuku ayakta tutmaktan, devletin kendilerine yüklediği görevi, milletin verdiği yetkiyi cesaretle kullanmaktan geri kalmamışlardır, bundan sonra da görevlerine aynı şekilde devam edeceklerdir. Birilerinin ‘biz korkuturuz, yıldırırız, sindiririz’ diye bir hesabı varsa boşuna hesap kitap yapmasınlar, karşılarında korkacak, yılacak, sinecek, görevini yapmaktan vazgeçecek kimse yok. Herkes görevini bugüne kadar nasıl cesaretle, iyi niyetle, sabırla, doğru şekilde yürütüp adaleti ve hukuku ayakta tutmak için mücadele etmişse Türk yargısında görev yapan herkes bundan sonra da görevini sürdürecektir.” değerlendirmesinde bulundu.