Son dönemdeki yazılarımın “şikâyetname” tarzında olduğu hususunda birkaç dostumdan eleştiri aldım. Elbette kendimce bunun bazı sebepleri var.
Aktüel gündem ile alakalı ve aynı tarz bakış açısı ile zaten çok fazla yazan var. Aynı topa, aynı açıdan girmektense farklı bakış açısı ile daha çok gözden kaçan hususların gündeme taşınma gayreti diyelim.
Ayrıca söylenmeyenleri birilerinin de söyleyip gündeme getirmesi ve dikkatlerden kaçmamasını sağlaması gerek.
Bu kez herkesin (ben dahil) şikayetçi olduğu günümüz nesli ile alakalı bir kaç kelam etmek arzusundayım. Ama onlardan şikâyet ederek değil. “Bu nesil adam olmaz, bitmiş bu nesil” diyeceğimize “Haydi Bismillah” diyerek işe koyulmalıyız. Göreceksiniz asla kaybetmeyecek ve asla pişman olmayacaksınız.
Liyakatsiz, samimiyetsiz insanlarla çevrelerini tıka basa dolduranların kolaycılığa kaçarak “Yalnızız, yetişmiş insan yok, dava adamı kalmadı, adam yetişmiyor” diye feryat figan etmeleri de çok manasız.
Ümmet şuuruyla mücehhez, gönlü vatan sevgisiyle kabaran nice donanımlı insanı bir köşeye attıklarını ve yeni yeni filizlenen gençleri hatırlamamaları bir tenakuz olsa da onları bir kenara bırakmalıyız.
Önce değişimlere kendimizden başlatmalıyız. Pek çok konuda olumlu neticeler alamadığımız kanaati pekişmiş gibi olsa da bıkmadan usanmadan denemek mecburiyetindeyiz.
Alıp başını gittiği herkesçe malum olan uyuşturucu hususunda çözüm için el uzatan ilk biz olmalıyız.
“Adam kayırmayan kimse kalmadı” mızmızlanmasındansa önemsiz gördüğümüz hususlarda bile en âdil biz olmalıyız.
Ortalık güce göre konumlanan insanlardan geçilmiyorsa ve sağınız solunuz rüzgar gülü dolmuşsa en yalçın dağlar biz olmalıyız.
Yaptığınız iyi ve güzel şeyler fark edilip en ufak bir takdir görmese bile “Hâlik”in (cc) göreceğinden en ufak bir kuşku duymamalıyız.
Kendi kromozom sayılarının fazla olduğu kanaatinde olup ikrar etmeyenler sizi ve yaptığınız iyi şeyleri yok farz etse de siz kendi işinize bakmaya devam edin.
Bazı hususlarda yalnız kalıyor olsanız dâhi iyilik ve güzellik tohumlarını saçmaktan asla geri durmayın. Hele ki sizin gibi düşünen, aynı endişeleri paylaşan bir veya birkaç kişi bulmuşsanız aliyyül âlâ. Sakın onları bırakmayın.
Unutmayın ki bir çiçekle bahar gelmez ama her bahar bir çiçekle başlar.
Etrafımızda boş-beleş adamlar cirit atıyor ve hiç bir şeyi beğenmiyorlarsa kulaklarınızı tıkayıverin. İsterseniz de hepsini ikna edemez ve zerre miskal değiştiremezsiniz.
Ayrıca görünüşte tevazu, gerçekte kibir abidelerinin sizin hakkımızdaki kanaatlerine de asla takılmayın. Dünyaya en faydalı icadı bile gerçekleştirseniz onlar yine beğenmeyecektir.
Son olarak kendinizi yetiştirmeyi ve okumayı bir an olsun ihmal etmeyin.
Hiçbir şey yapamıyorsanız dışarıya çıkın aç bir sokak köpeğini besleyin, bir kedinin başını okşayın. Yaptığınız iyilik ve güzellikleri hemen hiç kimsenin görüp bilmesine gerek yok.
Göreceksiniz; kesinlikle her şey çok güzel olacak. Ve yine kesinlikle iyilik ve güzellik kazanacak: Rabbimizin vaadi var.
Gönlünüzden güzellikler eksik olmasın. İyilik ve güzelliklerle kalın…